Geçen hafta 45 canın acısıyla saygı duruşu yapıldı, bu hafta da Suriye’de kaybedilen askerlerimiz için saygı duruşu yapıldı. Acı bitmiyor bu coğrafyada. Bu iki acının dışında bu hafta bir de trafik kazasında kaybettiğimiz Amedspor’un kaptanı Şehmuz Özer’e üzüldük. Şehmuz Özer birçok takımda oynadı ama biz onu doğduğu toprakların takımı Amedspor’un formasıyla, sağduyulu, birleştirici konuşmalarıyla hatırlayacağız. En çok da “Onlar kötü davransın, biz onlara çiçek vereceğiz” sözleriyle hatırlayacağız. Şehmuz’un bu sözlerine en anlamlı karşılık Fethiyespor’dan gelmişti. Bu sezon oynan Fethiyespor - Amedspor karşılaşmasında, Fethiyespor maça Nazım’ın “Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine. Bu hasret bizim” dizelerini pankartına taşıyarak çıkacaktı. Şehmuz, Amedspor formasıyla uzattığı birleştirici elin karşılığını bir nebze de olsa Fethiye’de aldı diyerek avunabiliriz belki.

Başakşehir’in Adanaspor karşısında puan kaybetmesi ile Gaziantepspor maçı Beşiktaş için daha bir önem kazandı. Gaziantep karşısında alınacak galibiyet Başakşehir ile aradaki puan farkının 1 ‘e düşmesi demekti ki bu farkın bire düşmesinin önemi ikinci yarının başlaması ile birlikte mutlaka ortaya çıkacak.

BEŞİKTAŞ’IN NET BİR GÖLCÜYE İHTİYACI VAR

Beşiktaş maça Quaresma solda, Cenk sağda başladı. Güneş bu sezon tercihini ilk kez bu şekilde kullandı bu ikiliden yana. Ancak daha sonra Abuobakar’ı sağ çizgiye alıp, Cenk’i öne aldı. Abuobakar’ı o bölgede çok fazla denemiyor Güneş, muhtemelen top kayıpları nedeniyle ancak bu sefer etkili oldu. Antalya maçında attığı gole nazire edercesine sol ayağıyla harika vurdu. Ne var ki girdiği bir önceki pozisyon çok daha kolayken gölü yapamadı. Bu da Abuobakar için mütemadiyen bizde bir kararsızlık hali bırakıyor. Bu halin cevabı ise aslında belli, Beşiktaş’ın çok daha net bir golcüye ihtiyacı var.

Maça Beşiktaş yoğun bir presle başladı, Quaresma , Cenk ve Abuobakar’a iki kenar beki eklenince beşli bir hücum hattı oluşturdu. Oğuzhan ve Tosiç, Quaresma’ya yaklaşınca da oldukça baskın gözüktü Beşiktaş. Ne var ki % 75 ‘e %25 topa sahip olma oranına rağmen bu baskın olma hali bir işe yaramadı ve maçı tek golle kapattı. Gole kadar ise sadece iki pozisyon bulabildi.

Beşiktaş’ın golcüleri yetersiz, evet. Abuobakar boş alanlarda etkili, peşi sıra istekli ve güçlü ancak bitirici yönünde yetersizliği söz konusu, keza Beşiktaş gibi pas oyunu oynayan takımlar için ideal bir oyuncu değil zira pas özelliği yok. Keza Cenk için de aynı şeyleri söyleyebiliyoruz. Birinci golcü Cenk diyemiyoruz.

Beşiktaş’ın öncelikle ciddi bir gol sorunu olduğu muhakkak, geçen sezonla kıyasladığımızda da bu açık bir şekilde görülüyor zaten. Geçen sezon 16 maçta 37 kez gol atarken, bu sezon 16 maçlık periyotta 28 golde kalmış takım.

TEK SORUN GOLCÜLERİN YETERSİZLİĞİ DEĞİL

Tek sorun golcülerin yetersizliği değil. Beşiktaş’ın yapılan transferlerle oyuncu odaklı bir düzeni mecburen tercih etmesi ve edindiği oyun alışkanlığından kısmen vazgeçmesi. Bununla birlikte, Beşiktaş’ın koşu performansının da düşmesi başka bir sorun. Beşiktaş Şampiyonlar Liginde yaş ortalaması en yüksek takımdı, ayrıca koşu performansında da en alt sıradaydı. Antep maçının ikinci yarısında, düşülen durumun nedeni tam da bu aslında.

İkinci yarı ile birlikte, Antep Nebil Gilas’ın önderliğinde Beşiktaş’ı kendi kalesine doğru iyice yasladı. Garip olan şu ki bir oyuncu adeta takımı sırtladı ve Beşiktaş kalesinde yürekleri ağıza getirdi. Rhodolfo’nun, Nebil Gilas karşısında bu derece aciz duruma düşmesi yalnızca Rhodolfo’nun ağırlığı ile açıklanamaz, takım savunmasında da problemler olduğunu gösterir ki bu durum yukardaki veriyi tekrar hatırlamamıza vesile olabilir. Koşu ortalaması. Beşiktaş az koşuyor. Bu da takımın hem boyunu uzatıyor, hem de rakiplerine fazlasıyla boş alan bırakmasına neden oluyor.

Beşiktaş Ligin en az faul yapan takımı. Bu istatistik bile yapılan pres hakkında tek başına bir veri. İşin garip tarafı Beşiktaş’ın geçen sezon oynadığı ilk on altı maçtan daha az gol yemesi. Geçen sezon 18 gol yemişken bu sezon 16 maçta sadece 13 gol yemiş takım. Bu oranı daha çok ligdeki takımların kalitesinin düşmesi ile açıklayabiliriz, Başakşehir maçında takımın düştüğü vaziyet takımın kriteri olmak durumunda.

Maça dönecek olursak Güneş, Nebil Gilas’a çareyi ancak iki oyuncu değişikliği ile buldu. Önce Abuobakar’ı çıkarıp Gökhan İnler ile çözmeyi düşündü ardından Rhodolfo’yu çıkartıp Andreas Beck’i oyuna sokarak son noktayı koydu ve en azından oyunu tuttu.

Beşiktaş her şeye rağmen bu maçı kazandı ve ligin ilk yarısını hiç de fena olmayan bir noktada bitirdi ve sorunları tolere edecek bir vakit kazandı. Bu süre içerisinde en önemlisi Beşiktaş’ın ne oynayacağına karar vermesi ve karar verdiği oyunla birlikte çok daha fazla koşan, tempolu bir takım olmaya ihtiyacı olacak. Zira ligin ikinci yarısı çok daha zorlu geçecek.