Geçtiğimiz hafta Almanya’da Berlin Eyalet seçimleri yapıldı. Korsanlar Patisi’nin yüzde 9 oy alarak dikkatleri üzerine çektiği sonuçları Die Linke (Sol Parti)’den Kadriye Karcı ile konuştuk

DEMOKRAT HABER / Mehmet Göcekli


Merhaba Kadriye. Berlin Eyalet seçimleri sonuçlandı?Ne diyorsun?

Evet, seçimler sonuçlandı, ancak biz istediğimiz sonuca ulaşamadık. Koalisyon yapan her iki parti de SPD ve Sol Parti oy kaybetti, ancak yine de SPD oy kaybetmesine rağmen en güçlü parti olarak çıktı ve eyalet hükümetini kurma görevini üstlendi.

Bize sonuçları değerlendirir misin?

Seçimlerde SOL Parti yüzde 15 hedefini koymuştu, bu hedefe ulaşamadık, yüzde 11,7 oranında oy aldık. Şunu da söylemek gerek; seçime katılım oranı bir hayli düşük; 2006‘daki seçime göre yüzde 1,4 oranında artmasına rağmen katılım yüzde 55, 9‘da kaldı. Bence bu çok iyi değerlendirilmesi gereken bir nokta, artışın olmasında yeni bir partinin, Die Piraten/ Korsanlar Partisi‘nin katkısı olduğunu düşünüyorum.

Seçmen SPD-SOL Parti koalisyonunun devamını istemediğini gösterdi. SPD, yüzde 2,5 oy kaybıyla 28.9 oranında, SOL Parti ise yüzde 1,7 oy kaybıyla yüzde 11, 7 oranında oy aldı. SOL Parti özellikle Berlin‘in doğusundaki ilçelerde oy kaybetti, bu ilçelerde alınan oy oranı 2006 yılındaki sonuçlara göre yüzde 28.1‘den 22,6‘ya düştü. Şehrin batısında ise çok küçük bir yükseliş yaşayarak yüzde 4,3 oranında oy aldı. SOL Parti‘nin oyları büyük oranda Korsanlar Partisi’ne kaydı, Hıristiyan Demokrat Partisi(CDU) ve Yeşillere ise SOL Parti 1000‘er oy verdi, buna karşılık 2000 SPD oyu SOL Parti‘ye geldi. SPD şehrin batısında oy kaybederken, doğusunda oy kazandı, CDU ise buna karşın batıda aldığı oylarla SPD‘nin de önüne geçerek birinci parti oldu.

Bu sonuçlara göre kim kazandı, kim güçlendi?

2011 seçimlerinde kazanan Korsanlar Partisi oldu, yüzde 8,9 oranında oy aldılar. Bunun yanısıra Yeşiller de oylarını yüzde 4,5 oranında arttırdılar. Hıristiyan Demokrat Partisi ise oylarını yüzde 2,1 oranında arttırabildi.

Korsanlar Partisi yeni söylem, yeni fikirler ve alışılmışın dışında yapmış oldukları eylemlerle, özellikle 45 yaş altı seçmeni, gençleri ve sol tandanslı seçmeni kendilerine çekebildi. Sol Parti‘nin ulaşmakta zorluk çektiği gençler Korsanlar Partisi‘nde kendilerini buldular, bir de büyük oranda kararsız ve ilk kez oy kullananlar için SOL Parti‘nin alternatif olamadığını gördük.

Hür Demokrat Partisi (FDP) 1, 8 oranındaki oy oranı ile tarihinin en büyük yenilgisini yaşadı ve parlamentoya giremedi. Bir başka sevindirici sonuç da hiçbir ırkçı, aşırı sağ parti de yüzde beşlik barajı aşamadı.

Sol Parti beklentilerini bulabildi mi?

SOL Parti bu sonuçlar itibari ile hedefine ulaşamadı. Diğerlerinin yanısıra bunun üç nedeni var:

1.Parti örgütünün iç sorunlarının partimizle ilgili olarak kamuoyunda bıraktığı izlenim güven ve inandırıcılık konusunda ikna edici olmadı. Tam tersine, medya için SOL Parti zaten sunduğu politik alternatiflerle değil sadece bu iç sorunları ile gündeme geliyor. Bu anlamda, Federal Parti örgütünün son dönemlerde gerek duvarla ilgili olarak, gerek partiiçi fraksiyonların tartışmaları ile ilgili olsun, Berlin seçim kampanyasını çok da gözönüne almadığını söyleyebiliriz.

2. Eyalet parti örgütünün ve eyalet parlamento grubunun şehrin sosyal gelişimi ile ilgili olarak, -seçim kampanyamızın sloganı da buydu “sosyal Berlin”-, geliştirilen ve uygulanan olumlu politiklarını, federal hükümetle çatışma noktasına gelinen sosyal politikalarını yeterince kamuoyuna sunamaması, SPD ile koalisyonda yaşanan krizleri kamuoyu önünde tartışmaması, seçmen için koalisyonda “sessiz koalisyon” ortağı olarak algılanmamıza neden oldu.

3. Berlin Eyalet secimleri tarihi belli olduğundan beri medyanın yaptığı tek iş vardı, o da SPD-Yeşiller koalisyonu propagandası ve SOL Parti’yi boykot etmesi.

Oy kaybının nedenleri ne olabilir?

Oy kaybının nedenleri yukarıda da söylediğim gibi, Korsanlar Partisi’nin tersine özellikle genç seçmenlere ulaşamamak, örneğin demokratik sosyalizm tartışmaları yapıyoruz partimizde, Ekim ayında program/parti kongremiz var, bunlarla ilgili olarak günümüz iletişim araçlarını kullanıyoruz. Ancak tüm bu tartışmalar içinde demokratik sosyalizmde bu iletişim araçlarının yurttaşların özlük haklarını zedelemeden nasıl kullanılması gerektiğini tartışmıyoruz. Berlin’de geliştirilen kamunun, yerelin mülk sahibi olması konseptini yaygınlaştıramıyoruz, gündemimize almıyoruz, klasik marksizm tartışmalarının ötesine geçmiyoruz, belki bu seçim sonucu bize bu konuda bir itkide bulunur…

Sonuçlar Almanya'da nasıl değerlendiriliyor?

SOL Parti, sosyal adaletin, dayanışmanın hakim olduğu bir politikayı savunuyor. Milyonlarca işsiz ve dar gelirlinin çıkarlarını temsil etmeye çalışıyor, buradaki sorun, Berlin seçimlerinde de gördüğümüz, özellikle bu grubun seçime katılım oranının düşük olması, ya da SOL Parti’nin bu kesimleri mobilize edemediğidir.

Yine aynı şekilde göçmenlerin eşit haklar mücadelesinde en ilerici politikaları SOL Parti savunup uygularken, göçmenlerin, Alman vatandaşı olan Türkiyeli göçmenlerin çifte vatandaşlık hakkını ortadan kaldıran Yeşiller ve SPD’ ye oy verdiğini görüyoruz. Bu anlamda SOL Parti’nin çağımıza uygun alternatif mücadele yöntemlerini geliştirmesi, düşünsel alanda da hegemonya kurması gerekiyor.

Şu an Almanya genelinde sadece Brandenburg eyaletinde SOL Parti-SPD koalisyonu var, bu da eyaletlerin temsil edildiği federal kurulda etkin olamama, federal hükümetin çıkarmak istediği neoliberal finans ve vergi yasaları, savaş yanlısı, sosyal olmayan yasaların çıkmasının daha kolaylaşması anlamına geliyor. Bu ise, özellikle sosyal yardım alan işsiz ve dar gelirli kesimin aleyhine bir durum…

SOL Parti’nin yurttaşlar ve seçmenler için kullanım değerinin, artı değerinin olduğunu, inandırıcılığının yükseltilmesi, bunun için de savunduğu politikaları uygulama konusunda inatçı olması gerekiyor, sosyal adil, dayanışmacı bir toplum, yaşanılır bir dünya için…

Çok teşekkürler…