Gezi Parkı eylemleri sırasında Türk Tabipler Birliği’nin (TTB) verilerine göre, 12 kişi yaşamını kaybetti, 31 kişi ise polisin attığı gaz fişeği nedeniyle gözünü kaybetti. Yaşamını yitirenlerden biri de 14 yaşındaki Berkin Elvan'dı.

16 Haziran 2013 günü İstanbul'un Okmeydanı semtinde bulunan evden ekmek almak için çıkan Berkin Elvan, o sırada bir gösteriye müdahale eden polisin attığı gaz bombası fişeğinin kafasına isabet etmesi sonucu ağır yaralandı.

Kaldırıldığı Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yoğun bakıma alınan Elvan, 269 gün yaşam mücadelesi verdikten sonra 11 Mart 2014'te hayatını kaybetti.

Berkin Elvan'ın yaşamını yitirmesi ile ilgili açılan dava ise 5 yıldır sonuçlanmadı. İstanbul 17'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 9 duruşmadan 7'sine katılan anne Gülsüm Elvan, adalet yerini bulana dek mücadeleye devam edeceğini söyledi.

'5 SENEDİR OĞLUMU ARIYORUM'

Oğlunu kaybettikten sonra hayatında bir çok şeyin değiştiğini belirten Elvan, oğlunun yokluğunu hiçbir zaman kabullenemediğini belirtti.

Elvan, "Oğlum yaşasaydı bugün 20 yaşında olurdu. 5 senedir oğlum yok. Arıyorum bulamıyorum. Onun özlemi, hasreti, kokusu içimi deldi götürdü. Çocuğum yok olmadı, yok ettirdiler. Bir sabah ekmeğe gitti gelmedi. Aldılar benden. Dışarı çıktığımda arkadaşlarını gördüğümde, onun gezdiği sokakları gördüğümde hiçbir zaman kapanmayan bir yara olduğunu görüyorum. Bazıları der ki zaman her şeyin ilacı. Benim gün geçtikçe yaram azıyor. Her şeyim eksik oluyor. Yarım bir insan gibi oldum. Çarşıyı çok sevdiği için Beşiktaş'ta futbolcu olmak istiyordu. En büyük hayali buydu. Çok seviyordu çok da güzel oynuyordu. Bebekti Berkin daha, çocuktu. Arkadaşlarıyla güzel geçinen, kavga etmeyen, dışarıda parklarda oynayan bir çocuktu" ifadelerini kullandı.

'İLK DEFA RÜYAMDA GÖRDÜM'

İlk defa oğlunu geçtiğimiz günlerde rüyasında gördüğünü belirten Elvan, gerçek zannettiği ve uyanmak istemediği rüyasını şu şekilde anlattı:

"Kocaman bir delikanlı olmuştu. Bana 'Anne ben ölmedim. Bir şey olmadı bana. Evin bodrumunda yaşıyordum' dedi. O sırada uykudan kalktım bodruma gitmek istedim ama rüya olduğunu fark ettim."

Oğlunun anısını yaşatmak için elinden geleni her şeyi yapacağını söyleyen Gülsüm Elvan, "Katilleri cezalandırana kadar durmayacağım. Ne yapacaklar en fazla bir tane benim kafama sıkacaklar. Oğlum 269 gün boyunca direndi. Çocuğum yaşamak için savaştı, yaşamadı ama bana bir mesaj verdi. 'Diren, savaş, çırpın' dedi. Ben de bunu yapıyorum" dedi.

'VAZGEÇMEYECEĞİM'

Sorumluların ceza almasının, bir daha çocukların ölmemesi için önemli olduğunu vurgulayan Elvan, "Çocuğumun katilini ömür boyu yatırsalar içim ferahlar mı? Hayır. İçimdeki o yara gitmez. Asla kabuk bile bağlamaz. Mahkemeye gidiyoruz evet ama adalet yok. Son iki duruşmaya gitmedim. Sanığın söylediği o kadar can yakıcı ki tutamıyorum kendimi. Karşı tarafın avukatı tahrik edici şekilde savunma yapıyor. İnanamıyorum. Mahkemeye polisler çıkıyor ifade veriyor. Diyorlar ki 'Tanımıyorum hatırlamıyorum' En son iki duruşma önce bir polis dedi ki 'Ben Zeytinburnu'nda görev yaptım.' Zeytinburnu ile buranın ne alakası var. Belli ki duruşmayı uzatmak için yapıyorlar. Soğutsunlar ki herhangi bir ceza verilmesin. Ama yine de vazgeçmeyeceğim. Hiçbir şekilde vazgeçmeyeceğim. Gidebildiği yere kadar mücadele edeceğim. Onu cezalandırana kadar peşini bırakmayacağım. Sadece oğlumu vuran polisin değil emri veren de yargılanana kadar mücadele etmeye devam edeceğim" ifadelerini kullandı.

'KATİLLER YARGILANSA ÇOCUKLAR ÖLMEYECEK'

Sadece kendi çocuğunun değil birçok çocuğun devlet tarafından katledildiğini söyleyen Elvan, panzerlerle, akreplerle ezilen çocukların sorumlusunun mahkemeler olduğunu söyledi.

Gülsüm Elvan, "Eğer mahkemelerde katiller yargılanmış olsaydı şimdi orada o çocuklar ölmeyecekti. Öldürülmeyecekti. Sadece devlet tarafından öldürülen çocuklar değil. Günümüzde çocuklar toplum tarafından da tacize, tecavüze uğruyor, öldürülüyor. Her şey yapılıyor. Başından beri tek bir amacım var o da çocuklar ölmesin. Dünyaya getirdiysek bu çocukların da yaşamaya hakkı vardır. Mücadelemi bu yönde vereceğim. Hukuk olmadığı için ceza olmadığı için toplum bu cesareti oradan alıyor" diye konuştu.

ÇOCUKLARINI KAYBEDEN ANNELERE ÇAĞRI

Çocukları katledilmiş ailelere çağrı yapan Elvan, "Lütfen susmayın. Ne gerekiyorsa yapın. Çocuklarınız sizin canınız. Ben bir çocuk kaybı duyduğum zaman günlerce kendime gelemiyorum. Acının, gözyaşının ne rengi ne de ırkı var. Acı acıdır. Onun için kim olursa olsun haber aldığım zaman aileye ulaşmaya çalışalım. Bizim anneler olarak birleşmemiz lazım. Sadece Gezi anneleri değil, çocuğunu ister devlet, ister polis, ister sivil tarafından kaybeden aileler olarak. Birleşsek çocuklarımız yaşayacak" dedi.

Kaynak: Mezopotamya Ajansı