Elbistan, Silivri, Kırıklar ve Balıkesir cezaevlerinde bulunan mahkûmlar, Özgür Gündem gazetesine gönderdikleri mektuplarda yaşadıklarını kamuoyuyla paylaştılar. Kırıklar 2 Nolu F tipi Kapalı Cezaevi’nden mektup yazan Bahoz Tanhan,  “Hiçbir gerekçe gösterilmeden insani ihtiyaçlarımız bile karşılanmıyor. Sürekli olarak yemeklerden ip, tel, yara bandı gibi cisimler çıkmaktadır. Sıcak su sadece 1 saat verilmektedir. Bere, eldiven, atkı gibi insani ihtiyaçlar doktor raporlarına tabi tutulmakta ve bu raporlar hastaneler tarafından verilmemektedir" dedi.

Özgür Gündem gazetesinde yer alan diğer mektuplar şöyle:

Elbistan E Tipi Cezaevi’nden mektup yazan Hasan Göksungur, cezaevinde kaloriferlerin yanmadığını ve sağlık sorunu yaşadıkları durumlarda ise, hastaneye gittiklerinde kelepçeli tedavi ile karşı karşıya olduklarını belirtti. İnebolu M Tipi Kapalı Cezaevi’nden mektup yazan Rıdvan Er ise, açlık grevi eylemlerinin ardından sistematik olarak başlatılan baskıların artarak devam ettiğini, kendilerinin bulunduğu cezaevinde ise, her yere kamera takıldığını kaydetti.

Silivri 1 Nolu L Tipi Kapalı Cezaevi’nden mektup yazan Mehmet Emin Sürmeli, cezaevlerinde Kürtçe’ye yönelik yaşanan tahammülsüzlüğü de paylaştı. Sürmeli, kendilerine Azadiya Welat gazetesi ile birlikte Kürtçe kitapların verilmediğini belirterek, “Hiçbir neden yokken bunu yapıyorlar. Savcılığa ve Adalet Bakanlığı’na başvuruda bulundum. Burada cevaplar 1-2 ay sonra veriliyor. Yani tamamen idarenin takdirine kalmış durumda” dedi.

DOKTOR RAPORU!

Kırıklar 2 Nolu F tipi Kapalı Cezaevi’nden mektup yazan Bahoz Tanhan, cezaevinde keyfi uygulamalar ile karşı karşıya olduklarını vurgulayarak, şunları kaydetti: “Hiçbir gerekçe gösterilmeden insani ihtiyaçlarımız bile karşılanmıyor. Sürekli olarak yemeklerden ip, tel, yara bandı gibi cisimler çıkmaktadır. Sıcak su sadece 1 saat verilmektedir. Bere, eldiven, atkı gibi insani ihtiyaçlar doktor raporlarına tabi tutulmakta ve bu raporlar hastaneler tarafından verilmemektedir. Akıl ve mantığı aşan bu uygulamalar cezaevinde uygulanıyor. Yöresel kıyafetler şalvar ve yelek ise ‘güvenlik’ gerekçesi ile içeri sokturulmuyor. Bize yasak bu giysiler Hizbullahçılara ve El-Kaideci çetelere veriliyor.”

SANSÜR

Balıkesir 1 Nolu T Tipi Cezaevi’nden Rızgar Turhan adlı tutsak ise, yaşadıkları hak ihlallerine ilişkin mektup yazdı. Turhan, Kasım ayında 72 kişi ile birlikte Siirt E Tipi Cezaevi’nden sürgün edildiklerini hatırlatarak, “İzletilen kanalların çoğu magazin veya hükümete yakın kanallardır. Liberal kanallar bile yok. Ortak kullanım alanları olmasına rağmen hepsi boş bekletiliyor ve kullandırılmıyor. Bunları dillendirdiğimiz zaman ise, sürekli ‘Cezaevi yeni sorunlar olabilir’ yanıtını alıyoruz. Burada sorun cezaevinin yeni olması değil yönetimin zihniyetidir” dedi.