Ben seni unuturum unutmasına da buna zamanım yok. Öyle girmişsin ki aklıma, ne zaman “Aklımda bir şey vardı” diye unuttuğumu sandığım bir şeyi hatırlamaya çalışsam önce sen geliyorsun. Hani bazıları “Aklım başımda değil” derler ya ne yaptıklarını bilmedikleri zaman işte ben de senden sonra öğrendim aklımın başımda olmadığı zamanlarda nerede olduğunu…
 
Ben seni unuturum unutmasına da buna ihtiyacım yok. Bazen kızgın bir güneşin gün batımı kızıllığına takılıp güneşle birlikte batayım diyorum ertesi güne. Kafamı dinleyim diyorum çağlayan bir ırmağın kızgın kum kokan kıyısına uzanarak. Bazen şiirler yazayım diyorum gökyüzüne dayadığım merdivenin en tepesinde oturarak. Çocuk olup salıncaklarda sallanayım diyorum. Sonra sen geliyorsun gözlerimin önüne. Bütün bu düşlerimi toplayıp savuruyorum gökyüzüne. İhtiyacım olan “sensin” diyorum…
 
Ben seni unuturum unutmasına da buna dermanım yok. Sabah örneğin güneşten önce sen doğuyorsun odama. Sonra sensizlik sızısı çöküyor üstüme soluma vuruyorsun. Kalkıp gideyim diyorum ardıma bakmadan ama aniden ardımda bir çift göz olup dizimin bağı oluyorsun. Çözülüyorum birden, göğsüme vuruyorsun. Bir damla yaş sen oluyorsun öteki damla yaş ben. Ben yüreğime dökülüyorum sen kalbime dökülüyorsun. Hiçbir ilaç kesmiyor sızımı, çünkü düştükçe aklıma dermanım oluyorsun…
 
Ben seni unuturum unutmasına da buna mecalim yok. Elim koynuma zor gidiyor bazen. Sınırı zorlanmış yoksul bir topraktır hayat. Başımı sokacak sevgi ararken başını sokacak ev arıyor insanlar. Ekmek dileniyor bir kadın peşinde üç çocuk. Boğazıma düğümleniyor yediğim ekmek. Gözlerim dalıyor uzaklara. Ben seni memleket bilip öyle özlüyorum sevgili. Bir alıç ağacının gölgesinde uzanan toprak gibisin. Elimi koynuma sokasım yok. Bana şiir gibi bakan gözlerin geliyor aklıma. Kelimeler diziliyor peşim sıra. Bırak sözcükler bizi kıskansın. Hadi bir tutam şiir olup yağ göğsüme. Birazda sensiz sızlayan kalbim ıslansın…
 
Ben seni unuturum unutmasına da buna inanasım yok. Oysa bir tek sana inandım daha ilk günden sevgili. Gözlerine inandım birde, birde yanağından arta kalan gülümseyişlerin bende ki yansımasına. Duvara bakıyorum sen, aynaya bakıyorum sen. Perdeyi çekerken seni çekiyorum pencereme, yatağımı örterken üstüme seni örtüyorum. Bir sana inanıyorum sevgili birde senden bana kalan yaşanmamış yarınlara.
 
Ben seni unuturum unutmasına da buna gerek yok. Hangi gülün kokusu bilmiyorum püfür püfür esiyor bazen. Gözlerimi kapatıp derin derin nefes alıyorum. Ne kadar çok geliyorsun aklıma, ne kadar çok çıkmıyorsun ne kadar çok. Burnumda tütüyorsun sevgili sensiz hiçbir gülü koklayasım yok.