31 Mart seçimlerinin bir bölümünü kabul etmeyen iktidar seçimleri yenilettiriyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi yenilenecek olmasına rağmen YSK halen gerekçeli kararını açıklamış değil. Gerekçeler oluşmadan nasıl seçim tekrarı olur diye kendinize soruyorsanız, kusura bakmayın çok safsınız.

Neyse… Artık bir seçim klasiği haline gelen Rum ve Ermeni kimliğine saldırı, ortaya karışık bir halde bu seçim öncesinde de ortaya çıktı. Ak Partili Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu, Ekrem İmamoğlu’nun Trabzonlu olmasından dolayı Rum olduğunu iddia edip kendince bel altı bir saldırı yaptı. Bu ırkçı ve ayrımcı söylemler sağ siyasetin benimsemiş olduğu klasik siyaset tarzı ve bunu da politika olarak adlandırıyorlar.

Biraz beyin cimnastiği yapalım. Şu anda en milliyetçi şehir olmasıyla övünen Trabzon, bir Rum kenti olabilir mi? Trabzon kelimesinin kökeni Türkçe mi acaba? Biraz araştırınca, Trabzon isminin Antik Yunanca’dan türemiş olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla Antik Yunanca’ya yakın bir lehçe olan Romeika lehçesini şu anda hala konuşan 5000 civarında insan var. Gerçekten Trabzon’da yaşayan herkesin Türk olduğunu söyleyebilir miyiz? Peki tüm şehrin tamamı Türk olmasa ne yararı olur?..

Konuyu sadece Trabzon bazında ele almayalım. Edirne, Konya, Yozgat, Hakkari, Van, Manisa… Bu şehirlerde yaşayanların tamamı Türk mü? Kısa bir süre önce, e-devletten 1900’lü yıllara kadar giden soyağaçlarımızı öğrenme imkanımız oldu. Bu soy ağaçları bu topraklarda halkların karıştığını bir kez daha göstermiş oldu. Daha eskiye giden soy ağaçları olsa daha neler çıkacağını bir düşünün derim.

Sadece 100 yıl önce, 67 vilayetin 65’inde Asuri, Ermeni ve Rum nüfusun ne kadar yoğun olduğunun hızlı bir şekilde unutturulduğunu görüyoruz. Bu hafızanın kaybolması, asimile olmanın bir göstergesi.

Şimdi esas konumuza dönelim. Trabzonlu İmamoğlu diyelim ki Rum. Rum bir kişinin Belediye başkanı olmasında ne sakınca var? Rum veya Ermeni olmak kötü bir şey değil inanın. Ben kendimden biliyorum. Öcü falan olmuyorsunuz. Ermeni ya da Rum olmak özellikle iyi ya da özellikle kötü bir şey değil. Türk olmak gibi yani. Sadece Ermeni ya da Rum olarak doğuyorsunuz. Birinin öcü olup olmadığını, hangi halka mensup olursa olsun dünyaya nasıl baktığı gösterir. Esas olan dünyaya hangi pencereden baktığımızdır.

Peki özellikle Avrupa ülkelerinde vekil olan Türk yada Türkiyeli olunca sorun görmeyen zihniyet, bu coğrafyanın en eski halkları olan Asuri, Rum, Ermeni halkından bir ferdin belediye başkanı olmasından neden çekinir? Düşündüm İstanbul adı da Eski Yunanca'dan gelme. Acaba bu adı da değiştirsek mi?...

1966 Adıyaman Gölbaşı doğumlu olan Esenler Belediye Başkanı M. Tevfik Göksu’ya ben de şunu desem: Sadece 100 yıl önce, Adıyaman’da 700 bin Ermeni ve 100 bin Asuri vardı. Gölbaşı ise Ermeni nüfus yoğunluğunun çok fazla olduğu bir yerleşim yeri idi. Bu yüzden, sizin de Ermeni ya da Asuri olma ihtimaliniz var. Şimdi ben de çıkıp desem, Tevfik Göksu'nun kenti Ermeni acaba Binali beyin oyu düşer mi?

Sağ siyasetin çok kötü bir örneğini bize göstermiş oldu Sayın Göksu. Kendisine şunu demek isterim: Umuyorum ki siz asimile olmuş bir Ermeni, Asuri ya da Rum değilsinizdir. Eğer aslınız bizlerden olursa çok üzülürdüm...

Keşke Sayın İmamoğlu çıkıp, sosyal demokrat siyasete yakışan şu cümleyi söylese: “Evet Rumum, Çerkesim, Gürcüyüm, Boşnağım, Türküm, Kürdüm… “

İşte o zaman #herşeyçokgüzelolacak