Denizli Büyükşehir Belediyesi’nin, kentin sokaklarında müzik yapma başvurusunda bulunan sanatçılara, "Vatanın bölünmez bütünlüğüne karşı şarkı söylemeyeceğime, namusum ve şerefim üzerine yemin ederim" şartıyla izin verdiği öne sürüldü.

Denizli sokaklarında 8 dilde şarkı söyleyen Farsça "Kervancı" anlamına gelen "Sareban Grubu"nun şarkıları "vatan bütünlüğünü bozmaktan" yasaklandı.

DİHA’nın haberine göre Kürtçenin Kurmancî, Kirmançkî lehçeleri yanı sıra Farsça, Lazca, Ermenice, Gürcüce, Boşnakça ve Türkçe halk ezgilerini sokakta söyleyen grup üyelerine 7 Haziran seçimlerinden sonra yasak getirildi.

AKP’li Belediye'ye izin başvurusunda bulunan Sareban müzik grubuna, "şehrimizde sokak müziği yapan çok sayıda grup olduğu için, sokak müziği yapmanız için uygun bir yer bulunmamaktadır" şeklinde bir cevap verildi.

'ANADİLİMİZDE MÜZİK YAPMAK BİZE YASAKLANIYORDU'

Sareban Grubu ile yaklaşık bir yıldır sokakta müzik yaptıklarını belirten grup üyesi Ramazan Açıkgöz, 8 dilde müzik yaptıklarından dolayı zaman zaman provokatif kişiler tarafından "Farklı dilde söylemeyin Türkçe söyleyin biz anlamıyoruz" diye tepki toplatmaya çalıştıklarını söyledi.

Sareban'a tepki veren insanların farklı mekânlara girdiklerinde dinledikleri İngilizce müziklerin onları hiç rahatsız etmediklerini de ifade eden Açıkgöz, "Kendileri anlamadığı için anadilim olan Kürtçeyi bana yasaklıyorlardı. Önümüze bir duvar çıkıyor hep 'Ben anlamıyorum benim dilimde söyle' bu sokağa da empoze edilmişti. Biz yavaş yavaş onu Denizli'de yıktık. Denizli'de bu olayı yıktıktan sonra halkla tamamen beraber bütün olduk. Ancak şimdi de belediye engel çıkartı karşımıza" dedi.

Sokakta müzik yapma amaçlarının "insanların susuz kalmış ruhlarına onlara bir nebze olsun da su götürmek" olarak aktaran Açıkgöz, bunu da hem kendi anadillerinde hem de farklı dillerde yapmaya çalıştığını hatırlattı.

'SİZ YANDAŞ MÜZİKLER YAPIYORSUNUZ!'

Sokak sanatı için izin zorunlu olmadığını söyleyen Açıkgöz, "Biz izin almaya gittiğimizde tehditler yedik. Belediye Başkanının Koruması bizim üzerimize yürüyüp 'siz müzik yapmıyorsunuz. Sizin amacınız farklı, siz yandaş müzikler yapıyorsunuz. Size kesinlikle izin yok, defolun gidin buradan' diyerek bizi belediye binasından kovdu" diye konuştu.

Açıkgöz, belediye yetkilileri sokakta yer olmadığı için kendilerinin çalmalarına izin vermediğini ancak her şeye rağmen müziklerini çalmaya devam edeceklerini söyledi.

'FARKLI BİR DÜNYA YARATMAK İSTİYORUZ'

Sareban Grubun bir diğer üyesi olan Uğur Baran Toker da, insanların artık birbirlerinin dilinden ve tavırlarından dahi rahatsız olduğunu ifade ederek, sokakta sanat yapmadaki amacının insanlara güzel bir şeyler verebilmek olduğunu söyledi.

"Kendimiz için değil ülkemiz ve dünyamız için söylüyoruz" diye devam eden Toker, Yaşar Kemal'in vefatının ardından bir hafta boyunca sokakta yaptıkları müziğin geliri ile 4 bine yakın kitap alıp çocuklara dağıttıklarını belirterek, yasağın sosyal yardımlaşmalarını da engellediğinin altını çizdi.

Toker, hastanelere, çocuk bakım evlerine, kadın sığınma evlerine ve cezaevlerine gittiklerini belirterek, "Oradaki insanlara müzikle kendi tüm dertlerini unutup farklı bir dünya yaratmak istiyoruz. Fakat artık engellemelerden dolayı bir şey yapamıyoruz" ifadelerini kullandı.