Araştırmacı Bekir Ağırdır, 14 Mayıs 2023 tarihinde gerçekleştirilecek cumhurbaşkanlığı seçimleri için Kemal Kılıçdaroğlu'nun ilk turda kazanma şansı olduğunu söyledi.

Ağırdır, "İkinci tura kalırsa yüzde 52-53 oy alacak gibi görünüyor. Bugünün muhalifleri de yeni Meclis’te çoğunluğu oluşturacak" diye konuştu.

Gazete Oksijen'den İlke Gürsoy'a konuşan Bekir Ağırdır, ilk turda başa baş bir yarış olduğunu, iki aday arasında burun farkıyla Kemal Kılıçdaroğlu'nun önde olduğunu kaydederek, "Aslında seçmenin yüzde 80’inin oy tercihi artık belli. Kalan yüzde 20’nin ne kadarının sandığa gidip gitmeyeceği önemli. Gittikleri zaman da her 10 kişiden yedisinin muhalefete ya da Kemal Bey’e, üçünün Tayyip Bey’e oy vermeye daha yatkın olduğunu söylemek mümkün. İlk turda Oğan ve İnce’ye oy veren yüzde 7’nin ikinci turda Kılıçdaroğlu’na vereceği de hâlâ garanti değil" ifadelerini kullandı.

Ağırdır, milletvekilliği seçimlerinde Millet İttifakı partilerinin toplamının, AKP-MHP'den biraz daha geride olduğunu ancak Emek ve Özgürlük İttifakı'yla birlikte Cumhur İttifakı'nın 300 milletvekilini geçemeyeceğini savundu.

Ağırdır, Gazete Oksijen’den İlke Gürsoy’un sorularını yanıtladı.

Herkesin size daima sorduğu ilk soruyla başlayayım. 14 Mayıs’ı kim kazanıyor? En azından, kim birinci bitiriyor?

Cumhurbaşkanlığı seçimini muhtemelen Kemal Bey birinci bitiriyor. Milletvekili dağılımında da muhtemelen Cumhur İttifakı ya da AK Parti…

Kemal Kılıçdaroğlu ne kadar oy alıyor?

Kazanıp kazanmaya yetecek mi o birincilik, ondan emin değiliz henüz. Seçmenin bir kısmının Kemal Bey ile Tayyip Bey arasında bocalaması var. Ya da şöyle diyelim: Muharrem İnce ve Sinan Oğan’ın aldıkları oylar var. Bizde de, diğer yayınlanan araştırmalarda da ikisinin toplamı kimisinde 7, kimisinde 10 civarında. Bu oy Oğan ya da İnce’nin, özellikle de İnce’nin siyasi fikirlerinden çok, diğer iki büyük adaya karşıtlık duygusunun ürettiği kızgınlık ya da tepkisel durum. Bu nedenle birkaç şey belirsiz. Bir; 7-10 aralığındaki bu oy kümesi sandığa gider mi? İki; sandığa giderken İnce’ye ve Oğan’a bugünkü desteklerinde gevşeme olur mu? Ben bekliyorum çünkü bu bir tepkisel oy, ideolojik oy değil. Sinan Bey’in daha bir ideolojik tarafı var ama Muharrem İnce’ninki özellikle tepkisel. O tepkinin de seçim sabahına kadar azalması ya da normalleşmesi beklenir. Sandığa gitme oranı veya gittiklerinde hala İnce veya Oğan deyip demeyecekleri önemli. Dolayısıyla Kemal Bey’in birinci turda yüzde 50’yi aşma şansı hala var. Ama kesin böyle oluyor demek de henüz mümkün değil.

MİLLETVEKİLİ SAYISINDA CUMHUR ÖNDE

İlk turda Kılıçdaroğlu’yla Erdoğan arasındaki fark aşağı yukarı ne kadar?

Çok yakın, neredeyse başa baş ama burun farkıyla Kemal Bey önde. Aslında seçmenin yüzde 80’inin oy tercihi artık belli. Kalan yüzde 20’nin ne kadarının sandığa gidip gitmeyeceği önemli. Gittikleri zaman da her 10 kişiden yedisinin muhalefete ya da Kemal Bey’e, üçünün Tayyip Bey’e oy vermeye daha yatkın olduğunu söylemek mümkün.

İlk turda Oğan ve İnce’ye oy veren yüzde 7’nin ikinci turda Kılıçdaroğlu’na vereceği de hâlâ garanti değil, siz bunu “muhasebe hesabı değil” diye sıkça vurguluyorsunuz.

Aynen öyle, ikinci tura kalınca durum biraz başka. Çünkü parlamento aritmetiğinin ikinci turu etkileme potansiyeli var. İki tur arasında iktidarın kas gücüyle neyi ne kadar bükmeye zorlayacağı, siyasi alanı ne kadar daraltacağı ya da basınç altında tutacağı belirsiz. Onun için ikinci turda kategorik olarak böyle demek mümkün değil. Ama araştırmalar üzerinden bakarsan, ikinci turda Kemal Bey’in seçilmesi neredeyse kesin gibi görünüyor. Ama demin dediğim gibi, başka etkileri ölçebilme şansımız yok. Birinci turda da bu iş bitiyor demek için henüz erken ama Kemal Bey önde.

Meclis manzarasına gelirsek… Birinci hala AKP dediniz. Ondan sonra hangi ittifak öne çıkıyor?

Toplam oylar üzerinden baktığımız zaman Cumhur İttifakı önde görünüyor. Millet İttifakı’ndaki partilerin toplamı, AK Parti + MHP’den biraz daha geride. Ama aynı cumhurbaşkanlığı seçiminde olduğu gibi, diğer partilerle beraber kenarda kalan bir yüzde 3-4 oy var. Bir de yüzde 12-13 mertebesinde Emek ve Özgürlük İttifakı var. Millet İttifakı, hâlâ görece Cumhur İttifakı’nın biraz gerisinde. Bunun milletvekili tablosuna yansıması ise bu oranlardan biraz farklı. Çünkü Türkiye’de siyasi rekabet tam değil. AK Parti ve MHP’nin oyları ağırlıkla Orta Anadolu ve Karadeniz’de. 45 bin-70 bin aralığında oyla milletvekili seçilen coğrafyada daha yaygın oldukları için, onların oylarının milletvekili karşılığı da görece fazla. Halbuki CHP, İYİ Parti, hatta Deva’nın seçmeni kentli. Ve metropollerde neredeyse 90-110 bin oyla bir milletvekili seçilecek. Hem oy oranı biraz geride olduğu için hem de bu matematik nedeniyle beklenir ki, AK Parti ve MHP’nin milletvekili toplamı görece fazla olacak. Ama Millet İttifakı ile Emek ve Özgürlük İttifakı’na beraber bakıldığı zaman; Cumhur İttifakı’nın milletvekili sayısı 300’ü geçemeyecek. Yani Tayyip Erdoğan seçilse bile arkasında bir Meclis desteği olmayacak. Millet ile Emek ve Özgürlük ittifaklarının milletvekili sayısı, AK Parti artı MHP milletvekili sayısından fazla olacak. Anayasayı değiştirebilmek için gerekli 360’a henüz ulaşamıyorlar görünüyor. Ama bugünün muhalif milletvekilleri Meclis’te çoğunluk olacak.

YURT DIŞI OYLARI KILIÇDAROĞLU İÇİN BİR FIRSAT

Peki düşüş veya yükseliş trendi var mı bir partide veya cumhurbaşkanı adayında?

Birkaç temel trend var. Bir; milletvekili seçimi üzerinden baktığımızda bu üç temel blok arasında oy geçişi neredeyse sıfıra yaklaşmış durumda. Ama bloklar arasında hareketler oluyor hala. Yani örneğin Cumhur İttifakı’nın toplamı değişmiyor ama AK Parti bir miktar düştü görünüyorsa MHP’ye eklenmiş oluyor ya da tersi. Benzer durum Millet İttifakı’nda da var. Memleket Partisi ya da Ata İttifakı denen diğer partiler küçülüyor bir yandan. İkincisi, ittifakların ana taşıyıcısı AK Parti ve CHP güçleniyor gibi çünkü milletvekili listelerinin çoğu ortak oluşturuluyor. Ama bu güçlenmenin sebebi bu mu yoksa diğer partiler küçüldükçe CHP ve AK Parti’ye mi yarıyor kestirmek güç.

Seçim sonucunu görünce kestirebilecek miyiz?

Muhtemelen o gün de çok kestiremeyeceğiz çünkü ittifaklar üzerinden konuşacağız. Burada da özü itibarıyla gördüğümüz şey şu: Geçen yıl mayısta insanların yüzde 67’si “Erdoğan kazanırsa olumsuz olur” demiş, potansiyel olarak muhalefete bakar hale gelmişken, bugün aynı umut ve coşkuyla bir hareketin devam etmediğini görüyoruz. Trendlerden birisi o; 67 iken 55’lere indi. Hala da bu 55 monoblok halde davranmıyor. Öyle olsaydı birinci turda bitecek derdik zaten. Bir trend de Emek ve Özgürlük İttifakı içinde TİP’in varlığı. Merakla beklenen şeylerden biri, TİP’teki bu trendin sürüp sürmeyeceği. Emek ve Özgürlük İttifakı üzerinden bakarsan yüzde 13-14 potansiyelin neredeyse dörtte birinin, başka milletvekili listesine oy vermesi anlamına geliyor. Milletvekili sayılarında birer ikişerlik de olsa farklılaşma üretecek.

Yurt dışı oylarının artışı çok gündemde. Etkisi ne olur?

3.5 milyon civarında (YSK’nın açıkladığı rakam: 3 milyon 416 bin) yurt dışı seçmen var. Daha önce katılımın kabaca yüzde 50’lerde olduğunu ve 1.5 milyon mertebesinde geçerli oyun geldiğini biliyoruz. Bu oyun da yarıya yakınının AK Parti ya da Tayyip Erdoğan, öbür yarısının da CHP ve HDP seçmenlerinden oluştuğunu görüyorduk. Muhtemelen artık 2 ila 2.4 milyon civarında geçerli oy gelecek yurt dışından. Bu da kabaca toplamda 4 puan demek. Cumhurbaşkanlığı seçimi açısından çok önemli olacak. Oralardan Muharrem İnce veya Sinan Oğan için gelecek oyların minör olacağını sanıyorum. Daha önce yarısı Tayyip Erdoğan oyu olarak gelip öbür yarısı dağılırken, şimdi yarı yarıya Kemal Bey için bir fırsat aralığı olacak. Belki de ikisi de neredeyse ikişer puan almış olacak. Milletvekilliği seçimine etkisi çok daha minör, belki iki-üç ilde milimetrik farklarla son milletvekilleri seçilir. Asıl etkisi cumhurbaşkanlığı seçimi için ve muhalefetin lehine olacak. Çünkü son üç-dört yılda yurt dışına giden çok entelektüel bir sermayemiz, kapasitemiz var. Doktorlar, akademisyenler, finansçılar, mühendisler… Ve onlar daha seküler dünyadan, “endişeli modern” dediğimiz kümenin insanları. Gidişlerinin önemli unsurlarından birisi de ülkenin bu siyasi iklimi, itirazları çok açık. Bu seçimin Türkiye için hayati bir kavşakta olduğuna dair farkındalıkları görece yüksek. Bir de meselenin tarafı ya da mağduru durumdalar. O nedenle onlar daha örgütlü bir gayret içindeler diye gözlüyorum. Hem seçime katılma oranı yükselecek hem de muhalefet lehine daha etkili sonuç üretebilecek.

Söyleşinin tamamı burada.