KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır, verilerle Kürt kentlerinin oylarını değerlendirerek, “Sayılarının bir puan eksik bir puan fazla olmasının hiçbir önemi yoktur. Oy sayısı kaça düşerse düşsün sizin bir Kürt meseleniz var ve bunu çözmek zorundasınız” dedi.

Referandum sonuçlarını en yakın tahmin eden iki araştırma şirketinden biri olan KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır, 16 Nisan referandumu ve sonrasında yaşanan gelişmeleri dihaber'den Yasin Kobulan/Mehmet Şah Oruç'a değerlendirdi.

Bekir Ağırdır'ın dihaber'de yer alan söyleşisinin bir bölümü şöyle: 

VERİLERLE BÖLGE OYLARI

Ağırdır, bölgedeki seçim sonuçlarını ise şu şekilde yorumladı: “Şimdi önce birkaç veriyi sıralayalım. Bir; HDP’nin 1 Kasım’da en yüksek oy aldığı ya da var olan siyaseti domine edebildiği alan, 12 üzerinden baktığınızda bir önceki seçime göre bir iki puan ya da 3 puan, 7 Haziran’a göre 5-6 puan düşmüş. Sandığa gidemeyen bir grup var. 

İki; geçersiz oy sayısına baktığınızda bütün Türkiye’de bu referandumda geçersiz oy yüzde 1,8 dolayında iken, (bölgede) 12 üzerinden yüzde 3’ün üzerinde olmuş, 4’e yakın olan yer var. Dolayısıyla aşağı yukarı 7-8 puan civarında insanın ya bilinçli olarak sandığa gitmediği ya da bilinçli olarak geçersiz oy verdiği, meseleyi protesto ettiğini söylemek de mümkün. Veya gidemediğini, oyunun manipüle edildiğini veya geçersiz sayıldığını söylemek de mümkün. Araştırmacı olarak bu süreçte manipülasyon ya da baskı var yorumunu yapabilmek durumunda değilim. Ama sayılara baktığında hem katılım düşmüş hem de geçersiz oy artmış. 

Üç; 1 Kasım oyunu HDP’nin şimdiki 'Hayır' oyu ile kıyasladığınızda HDP açısından aşağı yukarı 300 veya 330 bin civarında bir eksilme var. AK Parti açısından da 400 bin mertebesinde bir artma var."

KÜRTLERİN TERCİHLERİ DEĞİŞTİ’

Ağırdır, bölgede oyların dağılımını 2011 seçimlerini baz alarak, “Kürtlerin yüzde 50’si AK Partiye oy verirken, yüzde 35-40’ı HDP’ye ya da BDP’ye oy veriyordu. Hem sosyolojik, hem kültürel, hem de siyasal tablo birbirini bütünleyen bir şeydir. O yüzde 50 mertebesinde AK Partili olan Kürtler, genellikle daha dindar ve muhafazakar değerlere sahipler. 

Hayata önce ‘Müslümanız’ diye bakıyor. Tarihsel olarak da hep düzene yakınlar. Öbürleri de hep malum. Ama 2011’den sonra bu tablonun değiştiği bir süreç yaşandı. Yani Suriye’de, Irak’ta olanlar veya Kobanê diye kodladığımız süreç boyunca, önce açılım süreciyle yükselen umut ve yeniden çatışmalı süreç vs. Bu süreç boyunca Kürtlerde sosyolojik, kültürel ve tarihsel nitelikler değişti. İlk defa ‘bir Kürt partisi var ve ben onunla beraberim’ demek için, politikalarını onaylamasa bile, hele PKK’yi hiç mi hiç onaylamasa bile HDP’ye oy veren ve artık Kürt kimliğiyle hayata bakan, Suriye’deki soydaşlarının bir devleti olsun umuduyla Suriye’ye bakan bir hareket yaşandı. Dolayısıyla bu denge yüzde 70’e 30 HDP lehine döndü. Ve nitekim 7 Haziran ve 1 Kasım’daki tablo oydu” değerlendirmesinde bulundu.

‘SİZİN BİR KÜRT MESELENİZ VAR VE ÇÖZMEK ZORUNDASINIZ’

Ağırdır, “Kürtler AK Parti’nin politikalarından memnun” şeklinde yürütülen tartışmalara dair de şunları söyledi: “Hala Kürtler kahir ekseriyetle bu ülkede gelecek arıyor. Ve o oy tercihindeki kayışın sosyolojik, kültürel ve siyasal anlamları var. Dolayısıyla öyle bir siyasi tercihle, bir slogan, bir eyleme bakarak, bir aktörün sadece bir söylemine bakarak değişmeyecek. Dolayısıyla o 70’e 30 dengesi diyelim ki bu referandumda 65’e 35 ya da 60’a 40 olmuş. - Ki nitekim 300 binin üzerinde kayıp var dedim. Aşağı-yukarı kabaca aynı bölgede 150 bin geçersiz oy var.- 

KÜRTLER ‘EVET DEDİ DEMEK KİMLİK TALEPLERİNİ ISKALAMAKTIR

Kürtler ‘Evet’ dediler demek kolaycı yoldan Kürt meselesini ıskalamaktır. Kürtlerin kimlik taleplerini ıskalamaktır. Dolayısıyla yersiz bir tartışma. Kürt meselesinin varlığını unutturmaya yarayacaksa yanılıyorlar. Yani bu mümkün değil. Oysa sözünü ettiğim bu 3 parçada Türkiye fotoğrafı önümüzdedir ve gerçekliktir. Sayılarının bir puan eksik, bir puan fazla olmasının da hiçbir önemi yoktur. Dolayısıyla bu gerçekliğin sağlıklı olup olmadığı, sürdürülebilir olup olmadığı önemlidir. Ben baktığım zaman bu gerçeklik sağlıklı bir fotoğraf göstermiyor. Sürdürülebilir bir fotoğrafı göstermiyor. Dolayısıyla oy sayısı kaça düşerse düşsün, sizin bir Kürt meseleniz var ve bunu da çözmek zorundasınız.”