KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır, son dönemde organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in videolarında dile getirdiği iddialar ve iktidarın bu konudaki sessizliğini değerlendirirken  “İktidarın problemleri ele alış biçimi toplumu incitiyor” dedi. Ağırdır, AKP’nin 1 Kasım seçimlerindeki oyunun neredeyse yarıya yakınını kaybettiğini belirterek “Bir yüzde 10’luk küme var. AKP’den kopmuş gibi görünüyor ama nereye varacağına dair bir emare yok” dedi. 

KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır ve T24 yazarı Murat Sabuncu, bu hafta Sayıların Dili’nde, Peker’in videolarında dile getirdiği iddiaları, AKP’nin bu konudaki sessizliğini ve muhalefetin gündeme getirdiği erken seçim tartışmalarını değerlendirdi. 

Organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in dile getirdiği iddialara ilişkin AKP içindeki sessizliğe denilen bölümde Ağırdır, AKP’nin sorunları ele alış biçimine dikkat çekti.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan gündeme ilişkin konularla ilgili pozisyon almadığı sürece, parti içinde sessizlik olduğunu söyleyen Ağırdır, “İktidarın sorunları ele alış biçimi toplumu rahatsız ediyor” dedi. Erdoğan’ın FETÖ ile mücadeleki kadar kararlı ve etkin bir tavır almadığını dile getiren Ağırdır, “Bu videolara karşı Sayın Cumhurbaşkanı FETÖ  ile mücadelede olduğu kadar kararlı ve etkin tavır koymayınca etrafındaki insanlar da tedirgin bir şekilde bekliyorlar. Bu sessizlik hali de videolardan daha çok toplumu incitiyor diye düşünüyorum. Artık tümüyle Erdoğan'a biat eden bir örgüt kadro ve tercihler silsilesi var dolayısıyla refleksleri aşağıdan yukarıya değil yukarıdan aşağıya doğru biçimlenen bir partiye dönüştü AK Parti. AK Parti’nin kendi içindeki tartışma ve ayrışmaların güçleniyor olduğu çok açık” diye konuştu. 

“AKP’NİN ÇEKİRDEK SEÇMENİ YÜZDE 22-23’E DÜŞTÜ"

Son dönemdeki tartışmaların AKP seçmeninde yarattığı etkiye ve bu etkinin olası sonuçlarına ilişkin konuşan Ağırdır, seçmen kitlelerinin siyasi partiler konusunda nasıl tercihlerde bulunduğunu ve yaptıkları araştırmaların sonuçlarını anlattı. 1 Kasım 2015 seçimlerinde 100 seçmenden 90’ının sandığa gittiğini, 90 kişiden de 45’nin AKP’ye oy verdiğini belirten Ağırdır araştırma sonuçlarını şöyle yorumladı:

“O 45 kişinin 36-37 kişisi AK Parti’nin çekirdek seçmeni, 8’i de sempatizan seçmeniydi. Bu 36-37 çekirdek seçmenin 22-23 aralığına kadar gerilemiş olduğu. Bu düşmüş olsa bile AK Parti çekirdek seçmen itibari ile de toplam seçmeni itibariyle de Türkiye’nin hala en önde gelen partisi. Bu 45 kişiden bu sayıya inerken eksilenler nerede dersen, eksilenler yeni bir partiye gitmiş değil. Onlar gri alanda bekliyorlar. Yeni bir siyaset onların aklını çelecek mi diye bekliyorlar” 

“Bütün bu hikayenin içinde Peker videoları kendi başına, seçmende çekirge gibi bir sıçrama yaratmayabilir ama bir yandan da şunu bilmiyoruz,  biz kaynamakta olan suyun şu an kaç derece olduğunu bilmiyoruz. Ama evet bir şey birikiyor, AK Parti her ay minik adımlar gibi görünen  ama toplamda bir eksilme yaşıyor. Ama bu eksilmenin ne kadarı Peker videolarıdır, ne kadarı gerçek hayatın enflasyonu, sağlık riski gibi şeylerdir orası tartışma konusu”

“2022’DE SEÇİM GÜÇLÜ BİR OLASALIK"  

Muhalefetin gündeme getirdiği erken seçim tartışmaları ve iktidarın buna karşı tavrını değerlendiren Ağırdır,  2022’nin Mayıs-Kasım ayları arasında bir erken seçim ihtimali olabileceğini söyledi. 

İktidarın erken seçim isteme ihtimalini doğuracak 3 neden olabileceğini söyleyen Ağırdır, şöyle konuştu:

“Bir, İktidarın devlet mekanizmasına hakimiyetini kaybetmesi, burada zayıflama diyebiliriz ama henüz hakimiyetini kaybettiği söyleyemeyiz. İki, Yasa yapmak konusunda zorlanmalar, burada herhangi bir zorlanma yok, istediğini çıkarabiliyor. Üç, Hayati meseleleri yönetmiyor olma hali, evet burada giderek zorlaşıyor bu zorlanmadan dolayı bir direnç oluşacaktır, bu yarılma büyüdükçe hükümet de bu yarılmayı dinci ve şoven bir dille kapatmaya çalışıyor. Hükümet bu üç gerekli şartı  2023e kadar yönetebileceğini düşünüyor ve riski dış dinamiklerde görüyor. 2020 mayısı ile 2022 kasımı arasında bir seçimi daha güçlü görüyorum ama bir yandan da sorunlar çoğaldıkça da içerdeki dinamikler değişebilir de. İçerdeki gerilim nedeniyle hükümet seçime gitmek zorunda kalabilir. ”