BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, yolsuzluk ve rüşvet operasyonu ile ilgili Meclis'te basın toplantısı düzenledi.

Söz konusu operasyonun yolsuzluk gerçeğini bir kez daha gözler önüne serdiğine dikkat çeken Baluken, "Arkasında siyasi hesapları da barındıran bu son operasyon, yolsuzluk boyutuyla ön plana çıkmasına rağmen ne yazık ki, ülkede yaşanan çürümüşlüğü, kirlenmeyi önleyecek, tüm yolsuzlukları açığa çakaracak gerçek manada bir temizeller operasyonu niteliği taşımamaktadır" dedi.

Baluken, "Eğer Türkiye kendi içinde bir arınmayı yaşayacaksa, her türlü usulsüzlüğü, yolsuzluğu, kayıt dışılığı, haksızlığı, adaletsizliği, kayırmacılığı, rantçılığı açığa çıkaracak, siyasetçi, bürokrat ayrımı yapmaksızın tüm sorumluları yargı önüne çıkartacak köklü ve kapsamlı bir temizeller operasyonunun yürütülmesi gerekir" diye konuştu.

'ÜZERİ ÖRTÜLECEK'

Yolsuzlukların üzerine gidilmeyeceği yönündeki algının güçlü olduğunu kaydeden Baluken, şunları söyledi: "Her iki erkin tutumu topluma ve demokratik kamuoyuna güven vermemektedir. Bağımsız olma özelliğini kaybeden ve siyasi planlamalarla hareket eden bir yargıyla yolsuzluklar açığa çıkmayacağı gibi, şeffaflıktan ve hesap vermekten kaçınan bir siyasi iktidar anlayışıyla da yolsuzluklar önlenemez.

'ADALET DUYGUSU ZEDELENİYOR'

Baklava çalan çocuğa yıllarca hapis cezası veren yargının bu ülkeyi soyup soğana çevirenlere karşı sessiz kalması, yolsuzlukların üzerine gitmemesi bu ülkede hukuk ve adaletin giderek yok olmaya başladığının göstergesidir. Bugün basına da yansıyan bir haberde metroda 4 kişiyi indirimli kartıyla geçiren bir metro görevlisi hakkında kamuyu 4.9 TL zarara uğrattığı için 7 yıl hapisle dava açıldığı belirtiliyor. Bir vatandaşı tepesine üstelik haksız yere çökebilen, ona en ağır cezayı öngören bir yargı, devleti soyan bürokrasi ve siyasetçiler hakkında niye battal kalıyor? İşte tüm bu uygulamalar bu ülkedeki adalet duygusunu zedelemekte ve hukuka olan güveni sarstmaktadır.

BDP Grup Başkanvekili Baluken, AKP hükümetinin, soruşturma sürecine müdahale niteliği taşıyan adımlar atmasının yolsuzlukla mücadelenin şeffaf şekilde yürütülmeyeceğine dair toplumsal algıları giderek güçlendirdiğini söyledi, "Yüksekova'da 3 insanımızın polislerce katledilmesinden sonra ne bir polis ne de bir mülki amir görevden alınmamıştır. Bu ülkede toplumsal gösterilerde yüzlerce insanın ölümüne neden olanlar, Roboski'de 34 insanı vahşice katledenler hakkında tek bir işlem yapmayan, görevden almayan, yargıyı göreve çağırmayan hükümetin, işin ucu kendisine dayanınca hukuku hiçe sayarak her türlü müdahalede bulunması, görevden alma yoluna gitmesi AKP'nin kendine demokrat, kendine müslüman zihniyetinin bir sonucudur" diye konuştu.

'PARALEL DEVLET'

Yolsuzluk operasyonuyla açığa çıkan bir başka gerçeğin de "paralel devlet" yapılanması olduğunu öne süren Baluken, şunları söyledi: "Sayın Başbakan dünkü açıklamasında 'devlet içinde devlete izin vermeyeceklerini' söyleyerek bu konuda elbetet önemli bir tavır ortaya koymuştur. Ancak bu yeterli bir yaklaşım değildir. Yolsuzluk operasyonu yapılmamış olsaydı Sayın Başbakan acaba paralel yapıdan söz edecek miydi?  Kaldı ki, paralel devlet yapılanması dün oluşmuş bir örgütlenme değildir. Bugün Maraş katliamının 35. yıldönümüdür. Dersim'den Maraş'a, Çorum'dan Sivas'a, 1 Mayıs'tan Gazi'ye, Lice'den Roboski'ye varıncaya kadar bu ülkede yaşanan tüm katliamlar, faili meçhul cinayetler, siyasi suikastler, yargısız infazlar, köy yakmalar, işkenceler, fişlemeler, andıçlamalar, sansürler, siyasi parti ve gazete kapatmalar, bombalamalar hukuk dışına çıkan devlet örgütlenmesinin faaliyetleridir. Dolayısıyla hükümetin, paralel devlet olgusu karşısında daha ciddi, daha kararlı ve sorgulayacı bir yaklaşım ortaya koyması, etkili bir pozisyon alması gerekir. Hükümetin önce bu paralel yapının nereden güç aldığını, nasıl hareket ettiğini ve hangi ilişkiler ağını örgütlediğini iyi tespit etmesi gerekir."

'PARALEL HUKUK'

"Hükümet, paralel yapıya hizmet eden kendi politikalarını baştan aşağıya gözden geçirmesi gerekir" diyen Baluken, özel yetkili mahkemeleri de paralel hukuk yapılanması olarak tanımladı, "Bu mahkemeleri kuran, bu mahkemelere atama yapan yine bu hükümetin kendisidir" dedi.

Baluken, "Mevcut tekçi, redçi darbe anayasası, darbe kurumları, Terörle Mücadele Kanunu, güvenlik güçlerine yargısız infaz yetkisi veren yasalar, kırmızı kitapçık, gizli direktifler, MGK genelgeleri, andıçlar bütün bunlar devletin hukuk dışına çıkmasını, paralel bir odağa dönüşmesini sağlayan temel argümanlardır. Dolayısıyla bunların tamamında hükümetin de payı ve ortaklığı vardır. Bu nedenle hükümetin tüm bu gerçekleri iyi tespit etmesi ve büyük bir siyasi irade ortaya koyarak çok yönlü, boyutlu ve etkili bir mücadele başlatması gerekir" diye konuştu.

Yolsuzlukla mücadele için Meclis Araştırma Komisyonu kurulması talebinde bulunan Baluken, "Yolsuzlukla itham edilen seçilmişlerin dokunulmazlıklarının kaldırılması ile ilgili de Anayasa değişiklik teklifimizi Meclis Başkanlığı'na sunuyoruz" dedi.

Baluken, "Türkiye'deki derin yapılanma olan paralel devlet ve derin devlet yapılanmalarının açığa çıkarılması, bu yapılanmaların geçmişte ve günümüzde yaptıklarının ortaya konulması ile ilgili Meclis Araştırma Komisyonu kurulması teklifini de Meclis Başkanlığı'na sunduklarını" söyledi. (ANF)