Cumhur İttifakının küçük ortağı Büyük Birlik Partisi (BBP) yine bir seçim öncesi imar affı gündeme getirdi.

AKP’nin iktidarı döneminde 8 kez imar affı gerçekleştirildi. Hazine arazisini işgal edenler, kaçak ev, villa yapanlar, kaçak kat çıkanlar af kapsamına girecek.

İktidar son olarak 2018 yılında, 31 Aralık 2017’den önce yapılmış, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı yapıların imar sorununun çözülmesi amacıyla imar barışı düzenlemesini hayata geçirmişti.

Evrensel’den Özlem Songül Abayoğlu’nun haberine göre, Yapı kayıt belgesi almak için bedelin en az yüzde 25’inin yatırılması istendi.

Süresi de uzatılan bu uygulamadan 10 milyonu aşkın kişi yararlandı ve yapı kayıt belgesi bedeli olarak da 16 milyar lira toplandı.

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici tarafından TBMM’ye sunulan yasa teklifi ile 30 Temmuz 2022’den önce ruhsatsız ve ruhsat eklerine aykırı yapılmış yapılar için imar barışı düzenlemesi uygulanması istendi.

Yeni imar affına dair Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Pelin Pınar Giritlioğlu gazetemize değerlendirmelerde bulundu. İmar affının seçim hamlesi olduğunu ifade eden Giritlioğlu, “İmar barışıyla pansuman çözümler ortaya konulmamalı” dedi.

‘KAPSAMLI BİR KONUT PROJESİNE İHTİYACIMIZ VAR’

İmar affının kentteki barınma ve yapılaşma sorununu, afet riskini artıran bir uygulama olduğunu söyleyen Giritlioğlu, “Bu bir çözüm değil, sonu belli olmayan bir süreç. 2018’de yapılan imar barışı İstanbul ve Türkiye’nin yüz yüze olduğu deprem riskini sonu olmayan bir sürece terk eden bir uygulamaydı. Dolayısıyla bunun kabul edilmesi mümkün değil” dedi.

İmar affıyla deprem riski taşıyan yapıların kalıcı hale getirileceği uyarısında bulunan Giritlioğlu, “Bizim gündemimiz insanlara hak ettiği şekilde yaşayabileceği, insan onuruna yaraşır yaşam koşullarını sağlamak olmalı. Bunu kalıcı bir çözüme dönüştürmek için kapsamlı bir konut projesine ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.

İktidarın sosyal konut projelerine de değinen Giritlioğlu, “Bu yapılanlar sosyal konut değil. Sosyal konut kamunun elinde olur. İktidar böyle bir konut modeli üretmiyor, hiçbir zaman üretmedi” dedi. İktidarın konut sorununa bilimsel yönden yaklaşması gerektiğini ifade eden Giritlioğlu, “İmar barışıyla pansuman çözümler ortaya konulmamalı, bunlar seçim öncesi vaatler” açıklamasında bulundu.

"RİSKLİ YAPILARIN KORUNMASI CAN VE MAL KAYBI GETİREBİLİR"

Yasa dışı yapıların büyük kısmının zaten deprem riski taşıdığını söyleyen Giritlioğlu, “Dolayısıyla bu yapıların olduğu gibi korunması, özellikle İstanbul başta olmak üzere ilk depremde çok büyük can ve mal kaybı anlamına gelecektir. Bununla birlikte nitelikli konut sorununun giderek ertelenmesi demek barınma krizinin de giderek artması anlamına geliyor” dedi.

"2018’DE TOPLANAN PARALARA NE OLDU?"

İmar affıyla seçimden para toplama derdinde olduğunu söyleyen Giritlioğlu, “2018 imar affında toplanan paraların kentsel dönüşüm amacıyla kullanılacağı söylenmişti. Bu konu tamamen kapalı kapılar ardında kaldı. Bizler o paranın nerede olduğunu, hangi amaçla kullanıldığını bilmiyoruz. Bu son imar affında da aynı şey gündeme gelecektir” dedi. Bugüne kadar kentsel dönüşüm için kalıcı bir çözüm üretilmediğini söyleyen Giritlioğlu, “Kentsel dönüşüm için toplanan kaynaklar bu yönde kullanılmadı. İmar affının, iktidarın para ve oy toplamaya yönelik bir adımı olduğunu açık bir şekilde görüyoruz” diye konuştu.

Son dönemlerde kamu arazilerinin arka arkaya satıldığını, kamu alanlarının yapılaşmaya açıldığını hatırlatan Giritlioğlu, “Bakanlığın bu müteahhitlik mantığını bırakarak gerçekten afet odaklı bir kentsel dönüşüm politikasını benimsemesi gerekiyor. Ama sadece asgari alanlarda, kamu alanlarında talan görüyoruz. Bu anlayışla kalıcı çözümlere ulaşmak mümkün değil. Bu sadece rant düzeninin devamı anlamına geliyor” dedi.