John Dewey, kültür ve insan doğasını kaleme aldığı yazısında şöyle diyor:

“İngiliz liberal geleneğinde olduğu gibi, Amerikan geleneğinde de özgürlük kavramı bireylik ve birey kavramına bağlanmıştır. Bu bağlılık öylesine sıkı olmuş ve öylesine sık sık yinelenmiştir ki, artık onun ayrılmaz bir parçası gibi görünmeye başlamıştır. Özgürlüğün bireylikten başka bir kaynağı ve temeli olabileceğini neden düşünememişler diye çokları şaşıyorlar.

Oysa Avrupa geleneğinde özgürlük kavramı akılcılık kavramına bağlanmıştır.”

Dünya devletlerince Türkiye Cumhuriyeti devletinin aydınlanma çağında 1923 kayıtlara önemli bir tarih olarak geçmeye başlasa bile, hesaba katılmayan en büyük etken Türkiye toplumunun sosyo kültürel  yapısıydı.

Türkiye'de özgürlük kavramının bireylik ve birey kavramına bağlanmasından ziyade, yıllarca özgürlük kavramının toplumculuk ve toplum üzerine bağlanmış olmasından kaynaklı birçok ‘toplumsal’ sorunlarla karşı karşıya gelmişizdir. Bunun sebebi de Türkiye halkları üzerinde zamanla, yavaş yavaş aşılanan romantik ideolojilerdir.

Öyle ki, birçok ideolojide bireyin özgürlüğünün kazanımı, toplumsal özgürlükle gerçekleşeceği söylenir; üstelik bu toplumsal kazanım hareketlerinin birçoğu bana göre romantik ideolojiler üzerine kurulmuştur.

Devlet aklıyla üretilen komplo teorileri, Türkiye halklarının üzerinde ideolojisine göre şekillenmiş ve yıllarca bu çemberin içinde propagandasını yapmayı sürdürmüştür. Böyle bir devlet aklının ve toplumsal kültürün oluşturulduğu coğrafyada Türkiye’yi Ortadoğu siyasetine benzer, ama bir yandan da Ortadoğu siyasetinden ayıran kalın çizgiler zamanla incelmeye başlamıştır. Bunun en temel sebeplerinden birisi de, Türkiye’de özgürlük kavramını akılcılık ya da bireye bağlayan ideolojilerin, özgürlüğü toplumsal kavrama bağlamış olan ideolojilere göre daha gerçekçi siyaset yürütme çabasıdır. Ancak, gerçekçi olamadıkları yanlışlarından birisi ise; Türkiye halklarının yıllarca aşılandığı romantik ideolojilerin zehirlenmesi ve gerçekçilik kavramından uzaklaşmasıdır.

Böylesi bir durumda hem fikir olabileceğimiz düşünce; Türkiye’yi halen yönetmekte olan yöneticilerin değişmesinde dahi, yerine gelebilecek yeni bir yönetimin eskisinden farklı olmayacağıdır.

Yaşadığımız son süreçte de komplo teorileri üzerine otoriter bir rejimin kurulma çabasına en büyük katkı da bulunan Türkiye halklarının yıllarca zehirlendiği romantik ideolojiler -vatan, bayrak, milli irade- gibi özgürlüğün toplumsal kavrama bağdaştırılmasından arındırılmadığı müddetçe, özgürlüğü akılcılık ya da bireylik kavramına bağdaştıran muhalefetin hiçbir kazanımı söz konusu olmayacaktır.

Türkiye'deki muhalefet kanadının iktidara teslimiyetinin en büyük nedeni de budur. CHP'nin, MHP kadar teslimiyeti söz konusu olmasa bile, politik üretkenliğinin kısırlaşmasından kaynaklı tek alternatifi kısa bir direncin ardından teslim olmaktır.
***
Yenikapı Mitingi Üzerine
 
Yukarıda bahsetmiş olduğum üzere güncel Türkiye siyasetinde varlığını toplumsal kazanımlar üzerine, romantik ideolojilerle sürdüren AKP hükümeti, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ülke çapında ilan edilen OHAL kapsamında yürütülen operasyonları cadı avına dönüştürerek, ayrıca TBMM'yi işlevsiz hale getirmeyi başarmıştır.

Yaşanan son süreçte milli birlik, beraberlik kapsamında tutsak alınan romantik ideolojinin ham maddeleri milliyetçiler, yaşadığımız çılgınlık halinin farkında olmayabilirler. Fakat, bu sis perdesinin ardında yapılan hesaplaşmaların farkında olan birçok kesimin toplumsal zehirlenmeye karşı, özgürlüğün birey kavramına bağdaştırılması için politik üretkenlikler içerisine girmelidir.

Yoksa CHP'nin devletleştiği, MHP'nin can simidi olduğu, HDP'nin bilmem ne olduğu üzerine kurulan komplo teorilerinden kimseye ekmek çıkmaz. CHP'nin mitinge katılması kararına 'teslim olduğu' yönünde eleştiriler gelirken; mitinge katılmasaydı vatan haini yönünde eleştiriler geleceğini çok iyi biliyordu.

CHP, şeytan kıskacına alındığı bir dönemde kendince doğrularını savundu.

Tabii ne getirisi olacak kendisini farkında değil, göreceğiz...

Kısacası...

Böyle bir dönemde muhalefetin Cumhurbaşkanı tarafından rica minnet, yalvar yakar Yenikapı mitingine davet edilmesini iyi niyetli bulabilir ya da bulmayabilirsiniz, ama benim aklımdan geçenler: Bayram değil, seyran değil; eniştem beni niye öptü? ...