DİYARBAKIR’da BDP’li belediye başkanları Abdullah Öcalan için iki günlük açlık grevi başlatırken; Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir kamuoyu ve devlet aklına çağrıda bulunmak istediğini belirterek, "Öcalan cezaevinde bulunduğu müddetçe Kürt halkı içerisinden başka bir lider çıkarma çabanız beyhudedir. Öcalan cezaevinde bulunduğu müddetçe Kürt halkı ihanet etmeyecektir. Şeyh Said ihanete uğradı, Seyit Rıza ihanete uğradı, ama ondan sonrakiler asla ve asla ihanete uğramayacaklar" dedi.

 

İmralı’da çarptırıldığı ömür boyu hapis cezasını çeken Abdullah Öcalan’a tecrit uygulandığı iddiası ve demokratik siyaset kanallarının açılması için BDP ve Demokratik Toplum Kongresi’nin (DTK) başlattığı açlık grevine bugün BDP’li belediye başkanları da katıldı. BDP’nin Diyarbakır merkez Kayapınar ilçe binasında 2 gün sürecek açlık grevine aralarında Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’in de bulunduğu 100’e yakın belediye başkanı, belediye başkan vekilleri, il genel meclis başkanları katıldı.

 

BARIŞTAN UZAKLAŞILIYOR

Açlık grevine katılan başkanlar adına açıklama yapan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, içerisinde bulundukları bu zaman diliminde maalesef giderek barıştan, barış umudundan, demokrasiden, demokrasi umudundan hızla uzaklaşan bir atmosferi yaşadıklarını söyledi. Baydemir, "Tam da bu noktada bir kez daha barışa, bir kez daha müzakere ile sonuca ulaşmaya dikkat çekmek amacıyla biz halkın hür ve özgür iradesiyle seçilmiş belediye başkanları 2 gün boyunca bedenimizi açlık grevine yatırıyoruz. Temel amacımız bir kez daha müzakereye, onurlu barışa bu ülkeyi yönetenleri ve bu ülkede yaşayan her yurttaşımızın dikkatini çekmektir" dedi.

 

Baydemir, üzülerek ifade etmek istediğini belirterek, 80 yıllık Kemalist iktidarın bu halka yaşattıklarından farklı bir uygulamanın şu anda ülkede yapılmadığını söyledi. Baydemir, şöyle dedi:

 

"AKP iktidarının A’dan Z’ye uyguladığı bütün yöntemler 80 yıllık, 90 yıllık devlet uygulamasının adeta tezahürüdür ve tekerrürüdür. Bugün halkın hür iradesiyle seçilen milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız, il genel meclisi üyelerimiz, belediye meclis üyelerimiz, sivil toplum örgütlerimizin yöneticileri, öğrenciler, avukatlar cezaevinde. Kısacası muhalif olan herkese reva görülen cezaevine konulmak, reva görülen sesinin kısılmasıdır. Tam da bu noktada bütün bunların yaşanmasının tek bir nedeni var. O da Kürt sorunudur. Her şeyden önce bir kez daha ifade etmek isteriz ki, Kürt sorunu Kürt halkının halk olmaktan kaynaklı haklarını kullanamaması sorunudur. Kürt halkının özgürlük talebi, dil talebi, kimlik talebi, statü talebi kabul edilmediği müddetçe, bu sorun var olmaya devam edecektir. Bu sorunun çözümünün yegane bir yolu varsa, o da Kürt halkının kendi coğrafyasında Türk halkıyla birlikte diğer etnik kimliklerle birlikte özgürce yaşamasından geçmektedir."

 

’ÖCALAN CEZAEVİNDE BULUNDUKÇA KÜRT HALKI İHANET ETMEYECEKTİR’

Baydemir, bütün dünya, Türkiye kamuoyu ile devlet aklına bir çağrıda bulunmak istediğini de belirterek, "Öcalan cezaevinde bulunduğu müddetçe Kürt halkı içerisinden başka bir lider çıkarma çabanız beyhudedir. Öcalan cezaevinde bulunduğu müddetçe Kürt halkı ihanet etmeyecektir. Şeyh Said ihanete uğradı, Seyit Rıza ihanete uğradı, ama ondan sonrakiler asla ve asla ihanete uğramayacaklar. Güvensizlik yaratarak, tecrit politikasını uygulayarak, askeri operasyonları gerçekleştirerek, Kürt sorunu 30 yıldır çözülmedi, 30 yıl daha geçse yine çözülmeyecektir. Yegane çözüm var o da müzakere masasıdır. Müzakere nerede bozulduysa, nerede tıkandıysa tekrar oradan müzakere başlamalıdır" dedi.

 

ÇATIŞMA YERİNE MÜZAKERE YAPALIM

"Türk kardeşlerime çağrıda bulunmak istiyorum" diyen Baydemir, "Yitirdiğimiz her bir can, yitirdiğimiz her bir fidan bir aile sahibidir. Nasıl ki bir kardeşimiz asker, polis yaşamını yitirdiğinde bir eve bir ocağa ateş düşüyorsa, bir gerilla da yaşamını yitirdiğinde aynı şekilde anne yüreklerine, baba ocaklarına ateş düşüyor. Bu itibarla 21’inci yüzyılda kaybetmeyi göze alacağımız tek bir canımız olmamalıdır. Asker, polis, gerilla, sivil hiç bir insanımızın yaşamını yitirmemesi için birlikte özgür yaşam için gelin çatışma yerine müzakere, gelin kavga yerine diyalog ve gelin savaş yerine uzlaşı politikasını hep birlikte yaşama geçirelim" dedi.

 

’YA HEPİMİZE ÖZGÜRLÜK, YA HEPİMİZE ZİNDAN’

Baydemir, baharın arifesinde olduklarını, bu zaman dilimi içerisinde diyalog yolu bulunmazsa kaygıları ve endişelerinin çok şiddetli acılara, çok şiddetli çatışmalara bu coğrafyanın tanıklık edeceği yönünde olduğunu söyledi. Baydemir, "Gelin bir kez daha 21’inci yüzyılda çözümün dilinin savaş değil, çözümün dilinin barış olduğu ortak paydasında buluşalım. Gelin savaş yerine barışı bu coğrafyada hakim kılalım. Bugüne kadar cezaevinde bulunan belediye başkanlarımız, milletvekili arkadaşlarımız ve Kürt siyasetçilerden bir tanesi cezaevinde kaldığı müddetçe biz dışarda kalanlar kendimizi asla ve asla özgür hissetmeyeceğiz. Ya hepimize özgürlük, ya da hepimize zindan" dedi.

 

Baydemir’in konuşmasından sonra belediye başkanları açlık grevi önlüklerine giyip BDP ilçe binasına girerek 2 günlük eyleme başladı.