Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), DİSK Basın-İş ve Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS), Basın İlan Kurumu’nun (BİK)  Evrensel’in reklam hakkını iptal etmesine tepki gösterdi.

Meslek örgütleri, verdiği resmi ilan kesme cezalarıyla basın özgürlüğüne düzenli olarak müdahale eden, son olarak Evrensel’in resmi ilan ve reklam hakkını iptal eden BİK’in haksız ve hukuksuz uygulamalarına tepki göstermek için bir araya geldi.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Burhan Felek Konferans Salonu’nda yapılan basın toplantısında DİSK Basın-İş Sendikası Genel Başkanı Faruk Eren, TGC Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Güç, TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, TGS İstanbul Şube Başkanı Banu Tuna, TYS Başkanı Adnan Özyalçıner ve Evrensel Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Erdi Tütmez açıklama yaptı.

Basın toplantısına DİSK Yönetim Kurulu Üyesi ve Gıda-İş Genel Başkanı Seyit Aslan, KESK İstanbul Şubeler Platformu adına Nezehat Altınsoy Özen, İstanbul Tabip Odası adına Nazmi Algan, Emek Partisi GYK Üyesi Levent Tüzel ile İstanbul İl Başkanı Sema Barbaros, TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, HDP İstanbul İl Eş Başkanı İlknur Birol, SOL Parti İstanbul İl Başkanı Deniz Demirdöğen ve gazeteciler katılarak destek verdi.

Toplantının açılışını TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş yaptı.

GÜNEŞ, MECLİS'İ GÖREVE ÇAĞIRDI

Evrensel'in aktardığına göre, BİK’in gazetelere uyguladığı ilan kesme cezalarına dair Anayasa Mahkemesinin pilot kararını hatırlatan Güneş, Meclis’i karar doğrultusunda göreve çağırdı:

"Anayasa Mahkemesi Genel Kurulunun, mart ayında verdiği pilot kararının 10 Ağustos 2022 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan gerekçesi, haksız ve hukuksuz cezalandırma sürecini doğruladı.

Anayasa Mahkemesi, Basın İlan Kurumu'nun resmi ilan ve reklamların kesilmesine ilişkin kararlarıyla ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğüne müdahale ettiğini belirtti. Ortada bir yapısal sorun olduğuna, bu yapısal sorunun çözümü için Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne bildirilmesine ve 10 bin lira da tazminata karar verdi.

BİK, Anayasa Mahkemesi’nin bu kararına rağmen Evrensel’in resmi ilan ve reklam yayımlama hakkını maalesef sona erdirdi.

Bu karar başta Anayasa'ya ve Basın Kanunu'na da aykırıdır. Anayasa Mahkemesi'ne müracaat eden Cumhuriyet, Sözcü ve BirGün gazeteleri de aynı problemlerle karşılaşacaktır. Bu nedenle tekrar tekrar hatırlatıyoruz, demokratik toplumlarda tüm kurumlar bağımsız karar almalıdır.

Meclis, bu Anayasa Mahkemesi kararını mutlaka uygulanmalıdır. Seçime giderken haberin serbest dolaşımının, gazetecilerin ve yurttaşlarının habere erişiminin engellenmesine dönük bu kararın, basın meslek örgütleri olarak karşındayız."

TUNA: ELEŞTİREL SESLER SUSTURULMAK İSTENİYOR

Güneş’in ardından TGS İstanbul Şube Başkanı Banu Tuna söz aldı.

Tuna, “Basın İlan Kurumu, 61 yıl sonra bugün eleştirel basını kendi elleriyle boğmayı deniyor. Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararına rağmen, 195 sayılı kanunu TBMM’ye yeniden düzenlenmek üzere göndermesine rağmen, meseleyi oldubittiye getirerek Evrensel’i susturmaya yönelik bir karar alıyor.

Burada kararın gerekçesinin ne kadar uydurma olduğunu söylemek veya Anayasa Mahkemesi kararı üzerinden BİK’te tarafsızlık aramak gereksiz. Çünkü bu kararlar başka yerlerde alınmış kararlar. Bu kararlar alınırken, haklı gerekçe arama zahmetine bile girilmiyor. Karar tek aslında, eleştirel sesler susturulacak, Evrensel susturulacak.”

Basın İlan Kurumu’nun iktidarın sopası olmak için 2013’ten itibaren sistematik biçimde yapısını, yönetmeliklerini tek tek değiştirdiğini söyleyen Tuna, “Darbe girişiminin ardından Cumhurbaşkanlığı sistemine geçilmesiyle, tek adam anlayışı Basın İlan Kurumu’na da sirayet etti. O tarihten itibaren olur olmaz cezalar verilmeye başlandı. Haberlere ilişkin ilan kesme cezaları maksimum 3 günü geçmezken 2018’den sonra en az 15 günle başladı. İktidarın bürokratlarından tutun da akademisyenlerine kadar, yapılan eleştirel haberlere ilan kesme cezaları verildi. Hükümetlerin kamu gücüne dayanarak yandaş olmayan basına ekonomik ambargo uygulamasının önüne geçmek için kurulan Basın İlan Kurumu, son yıllarda ekonomik ambargonun ötesinde susturma çabasına girdi” dedi.

Evrensel’e 3 yıldır hukuksuz bir biçimde verilmeyen resmi ilanların son kararla tamamen kesildiğini hatırlatan Tuna, “Bu karar, Evrensel gazetesinin ekonomik olarak susturulmasını hedeflemektedir.  Son haftalarda iktidarın yanlış politikalarını eleştiren başka gazetelere de yüz binlerce liralık cezalar verilmiştir. Basın İlan Kurumu da tıpkı RTÜK gibi basın özgürlüğünü yok etmek için talimatla kararlar vermeye başlamıştır. Basın İlan Kurumu yönetimini bir an önce Evrensel gazetesi hakkında verdiği hukuksuz karardan vazgeçmeye, bizlerin vergileriyle toplanan kamu kaynaklarını basın özgürlüğüne hizmet edecek biçimde dağıtmaya çağırıyoruz. TGS olarak bu haksız, hukuksuz karara karşı Evrensel çalışanlarıyla birlikte mücadele edeceğimizi buradan ilan ediyoruz” ifadelerini kullandı.

EREN: SEÇİME GİDERKEN İKTİDAR SADECE KENDİ KONUŞSUN İSTİYOR

Daha sonra söz alan DİSK Basın-İş Genel Başkanı Faruk Eren, kendisinin de bir dönem Evrensel’de çalıştığını hatırlatarak sözlerine başladı.

"Evrensel gazetesi bununla susmayacak. Yine işçi sınıfının, çalışanların, ezilenlerin sesi olmaya devam edecektir. Metin Göktepe gazeteciliğini sürdürecektir" diyen Eren, sözlerine şöyle devam etti:

"Evet, Basın İlan Kurumu iktidarın aparatı durumunda. İktidara biat etmemiş her yayın organını ekonomik olarak ve yasa dışı biçimde susturmaya, cezalandırmaya çalışıyor. Sadece bunu yapmıyor, iktidarın propaganda aygıtı haline gelmiş yayın organlarını da fonluyor aynı zamanda. Kerameti kendinden menkul, kaç sattığı belli olmayan gazetelere bol bol ilan veriyor. Tabii sadece Basın İlan Kurumu ile bunu yapmıyorlar. Basın İlan Kurumu internet sitelerine de el atmaya çalışıyor. Yeni dönemde görüşülecek yasa teklifiyle internet sitelerini de bu tür denetim altına almaya çalışıyorlar. Basın İlan Kurumu yazılı basına bu baskıyı uygularken RTÜK de televizyon kanallarına benzer bir baskıyı uyguluyor. İletişim Başkanlığı, basın kartlarını büyük bir keyfiyetle dağıtmıyor. Kimin gazeteci olup kimin gazeteci olmadığına iktidarın kendisi karar vermeye çalışıyor. Tabii bundan daha da karanlık bir durum var. Bazı basın yayın organları veya bazı gazeteciler hiç görünmüyor işte. Bunların en acı örneğini geçen aylarda yaşadık. 16 meslektaşımız Diyarbakır'da tutuklandı. Birçok meslektaşımız ağır hapis cezaları aldı.  16 meslektaşımızın tutukluluğa itirazları reddedildi. Açlık grevine başladılar. Onlara da dayanışma duygularımızı iletiyoruz. Seçime giderken iktidar sadece kendi konuşsun istiyor. Başka hiçbir ses çıkmasın istiyor ama artık bütün bunlar nafile çabalar. Şimdiye kadar gazeteciler nasıl susmadıysa her türlü baskıya, tehdide rağmen haber yapmaya devam ettilerse, haberleri kamuya, halka ulaştırmaya devam ettilerse bundan sonra da devam edecekler.  Biz de basın ve ifade özgürlüğü alanını genişletmek için mücadelemize devam edeceğiz.”

ÖZYALÇINER: EVRENSEL'E SAHİP ÇIKMAK BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNE SAHİP ÇIKMAKTIR

TYS Genel Başkanı Adnan Özyalçıner, iktidarın hapis ve tazminat cezaları ile engelleyemediği Evrensel gazetesini, yasal hakkı olan resmi ilanını keserek ekonomik baskıyla devre dışı bırakmaya çalıştığını söyledi.

Özyalçıner, "Bu halkın, işçilerin, emekçilerin düştüğü ekonomik sıkıntıların; baskı ve yolsuzlukların, adaletsizliklerin ve de haksızlıkların yoksulluk ve açlığın üstünü örtmeye çalışmak demektir. Düşünce ve ifade özgürlüğünün olmadığı yerde insan hak ve özgürlüklerinden söz edilemeyeceği açıktır. Onun için halkın haber alma özgürlüğü de engellenemez. Evrensel tabii ki susmaz ve susturulamaz. Biz okurlar, işçiler, emekçiler, sivil toplum örgütleri oldukça susmayacak. Evrensel'i desteklemek, Evrensel'le dayanışmak, basın özgürlüğünü desteklemek demektir. Her türlü baskıya, yolsuzluklara, adaletsizliklere, haksızlıklara direnmek demektir" dedi.

GÜÇ: HUKUKA VE KANUNA AYKIRI

Evrensel’in resmi ilan ve reklam hakkının kaldırılmasının bir hak ihlali olduğuna dikkat çeken TGC Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Güç de “Basın İlan Kurumu’nun cezalandırma amacıyla davrandığı bir kez daha gözler önüne serilmiştir. Demokratik bir toplumda tüm kurumlar bağımsız ve özgür karar almalıdır. Basın ve düşünce ile ifade özgürlüğünün olmadığı bir ortamda demokrasiden söz edilemez. Resmi ilan sopasıyla, kitle iletişim araçlarının, ekonomik yollarla seslerinin kısılmaya çalışılması hukuka ve kanuna aykırıdır. Bu yolla basını susturma gayreti içine girmenin asla kabul edilmeyeceğini ve asla başarıya ulaşamayacağını da hatırlatıyoruz. Basın İlan Kurumu’nu Evrensel’e yönelik hak ihlaline neden olan kararından vazgeçmeye çağırıyoruz” dedi.

TÜTMEZ: BİK'İN TUTUMU KASITLI

Toplantıda son olarak Evrensel Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Erdi Tütmez söz aldı.

Basın İlan Kurumu'nun 2019 yılının Eylül ayından bu yana Evrensel’e resmi ilan akışını durdurduğunu anımsatan Tütmez, bunun yanı sıra Evrensel'e çeşitli haber ve yazılar gerekçe gösterilerek toplam 108 gün ilan kesme cezası verildiğini de ekledi.

Son kararla Evrensel’in resmi ilan hakkının tümüyle iptal edildiğini söyleyen Tütmez, şu bilgileri paylaştı:

“BİK Genel Müdürlüğü tarafından gazetemize iletilen tebligatta, okurlarımızın bayilerden birden fazla gazete satın alması; siyasi partilerin ve belediyelerin kurum olarak aldıkları gazeteler, iptal kararına gerekçe gösterildi.

Okurların bir gazete ile dayanışarak gazete alması suç değildir. Ayrıca her siyasi parti, belediye ve sendika bir gazeteyi toplu olarak alıp üyelerine dağıtabilir. Soruyoruz… Bunda sorun nerededir?

Bize gönderilen tutanakta usulsüzlük iddia edilen İzmir'e ait iki nokta var. İki yer de Büyükşehir'in İZELMAN üzerinden kurumsal abone olarak gazete aldığı işyerleri. Bu alımlar, toplu sözleşmede yer alan işçilere günlük gazete alınması maddesi gereğince yapılıyor.

Gazetemiz, resmi ilan yayımlama hakkımızın fiilen elimizden alındığı Eylül 2019 tarihine kadar BİK tarafından yıllarca defalarca denetlenmiştir. Ancak gazetemizin sendika ve siyasi partiler tarafından üyelerine dağıtılmak üzere toplu olarak alınması ilk defa gündeme gelmiştir. Bu durum BİK'in tutumunun özel ve kasıtlı olduğunun açık kanıtı durumundadır. BİK'in sendika, siyasi parti ve belediyeler tarafından alınan gazeteleri usulsüz saymasını doğru kabul etsek bile bu rakamların toplamı 750 civarındadır. Gazetemizin günlük baskı sayısı, tirajı ve aylık ortalama tirajı dikkate alındığında okurlarımızın büyük çoğunluğunun esas olarak gazetemizi bayilerden teker teker aldığı görülecektir. Turkuaz Dağıtım’ın bayi satış dökümleri de bunun ispatıdır. Toplam 4 bin 500 ve üzeri olan günlük tirajlarımız incelendiğinde her 6-7 gazeteden 5-6'sının birer ikişer bayilerden satıldığı görülecektir. İlan hakkımızın gasp edilmesine gerekçe gösterilen yönetmelik maddesinde, bu konuda somut bir oran yer almamaktadır. Kurum burada da yönetmeliği keyfine göre uygulanmıştır."

BAĞIMSIZ ARAŞTIRMA KOMİSYONU ÇAĞRISI

Gazete tirajlarının incelenmesi için TBMM’de bir araştırma komisyonu kurulmasını talep ettiklerini söyleyen Tütmez, “Bağımsız olmasını istediğimiz bu komisyon, hangi gazetenin gerçekte kaç adet sattığını araştırmalıdır. Bu komisyon şişirilmiş tirajlarla Basın İlan Kurumu üzerinden gelir sağlayan medya organlarını da araştırmalıdır. Bizim bu konuda hiçbir çekincemiz yoktur" diye konuştu.

Gerekli süre içinde Basın İlan Kurumu’na itiraz edeceklerini söyleyen Tütmez, "Tüm hukuk yolları sonuna kadar işletilecek. Anayasa Mahkemesi, AİHM… Kaç yıl sürerse sürsün bu hukuksuzluğun peşinde olacağız. Talebimiz, Basın İlan Kurumu’nun bu yanlıştan bir an önce dönmesidir. Talebimiz Basın İlan Kurumu’nun Anayasa Mahkemesi’nin son kararını ve geçmişte bu konuda verilen benzer kararları dikkate almasıdır. Evrensel’e bugüne kadar sahip çıkan okurlarımızdan aldığımız güçle, şimdi daha yüksek sesle söylüyoruz: Şimdi Evrensel’e çok daha fazla sahip çıkma zamanı. Şimdi halkın haber alma hakkına daha güçlü sahip çıkma zamanı. Gazetemiz Evrensel’i bayiden almak, e-gazetemize abone olmak, bu susturma girişimine verilmiş güçlü bir yanıt olacaktır" dedi.