Türkiye Cumhuriyeti Başbakan’ı bugün yaptığı açıklamayla Türkiye ve Dünya Siyaset Tarihine adını bir kez daha utançla yazdırmıştır.

Peki en akılda kalanı neydi o utanç konuşmasının? Başbakan ”Sansür yok, internet sadece kontrol altına alınıyor” dedi.

Bu uygulama bugünün dünyasında Çin, İran, Rusya, Kuzey Kore gibi demokrasi anlayışı problemli ülkelerde uygulanmakta.

Başbakan 30 Mart yerel seçimlerine kadar her şeyi, her muhalefeti kontrol altına almak istiyor.

Başbakan Türkiye İletişim Başkanlığı (TİB) aracılığıyla kontrolü elinin altında tutmak istiyor.

İdari bir kurum olan TİB, insanlar ve olaylar hakkında nasıl hukuki bir karar verme pozisyonunu üstlenebilir?

Bu Anayasa’ya da aykırıdır ve iptal edilmesi gereken bir uygulamadır.

Eğer bu ülkede hukuk varsa bu kararı Anayasa mahkemesi iptal etmek zorundadır.

Hukuken değerlendirilmesi gereken olaylar idari bir kurum olan TİB’e devredilemez.

Bu tarz uygulamalar ancak ve ancak faşizan idarelerde olur.

Bakın göreceksiniz yerel seçimlerden sonra Başbakan geri adım atacaktır.

Daha evvel de hep bunu görmedik mi?

Başbakan bir adım atar önce. Sonra toplumun tepkisini görür ve ona göre karar verir.

Artık yeni bir Türkiye var ve yeni Türkiye ne olduğunu gayet iyi görüyor. Teknoloji herkesin ulaşabileceği kadar yakın. Eskisi gibi hiçbir şey kolay kolay kapatılamıyor.

Siz istediğiniz kadar algıları yanıltmayı deneyin. Bu toplum hiçbir şeyi hatırlamasa bile en azından o kutuları, o para sayma makinalarını, o kaydedilmiş konuşmaları asla unutmaz. Bu toplumun en azından görsel bir hafızası vardır.

Dolayısıyla Başbakan ne kadar örtmeye çalışırsa çalışsın artık ibre kendi aleyhine dönmeye başladı bile. Gazeteler, televizyonlar, belli kalemşörler istedikleri kadar parlatmaya çalışsınlar o gümüşleri, o gümüşler artık metal özelliklerini kaybetmişler bile.

30 Mart’ın düşüşün başlangıcı olacağı açıktır.

İstenildiği kadar anketlerle oynansın. İstenildiği kadar medya aracılığıyla algılar yönetilsin.

Artık korkunun ecele faydasının olmayacağı belli olmuştur.