Başbakan Binali Yıldırım, "21. Avrasya Ekonomi Zirvesi"nde gündeme ilişin değerlendirmelerde bulundu.

Başbakan Yıldırım, ABD ile Rusya arasında Doğu Guta'da kimyasal silah kullanıldığı iddialarının ardından başlayan restleşmeye ilişkin,  "Tweet atarak birbirlerini tehdit ediyorlar, sokak kabadayıları gibi kavga ediyorlar" sözleriyle eleştirdi.

Türkiye’nin bölgedeki konumuna değinen Yıldırım, “Evelallah Avrasya coğrafyasında öyle dik duruyoruz ki bölgeye hiza vermek isteyen süper güçler de Türkiye'ye bakmaya başladılar. Kolay bir iş değildir. İki tane süper gücün arasına kılıç gibi girip Suriye'de istikrarı, güveni, terörü dize getirmek kolay bir iş değildir” ifadelerini kullandı.

Yıldırım'ın yaptığı konuşmadan öne çıkanlar şöyle:

‘BÖLGESEL GERİLİMLER EKONOMİLER KÖTÜ ETKİLİYOR’

"Bölgesel gerilimler belirsizliği artırıyor ve bundan ekonomiler kötü etkileniyor. Terör örgütleri bölgesel istikrara zarar veriyor.

Türkiye aralıksız olarak büyüyen bir ülke. Türkiye 2002'den 2017'ye kadar küresel krize rağmen yüzde 5.8 oranında büyümeyi başarmış bir ülkedir. Bu terör örgütlerinin dünyanın başına bela olmaması için Türkiye büyük mücadele veriyor. Suriye'nin topraklarında gözümüz yok. Amacımız terörü ortadan kaldırmak ve ülkemize gelmek zorunda kalan kardeşlerimizin kendi bölgelerine gitmelerini sağlamak. Bunu başardık.

‘YAPTIĞIMIZ FEDAKARLIĞIN KARŞILIĞI BU OLMAMALI’

Dost ve müttefiklerimizden daha fazla empati bekliyoruz. Yaptığımız fedakarlığın karşılığı bu olmamalı.

Özellikle ellerinde büyük güç bulunan ülkeler, BM'nin daimi temsilcileri, bugünlerde çok daha büyük sorumluluk altındalar. Yaptıkları ne? Tweet atarak birbirlerini tehdit ediyorlar. Kardeşim dünyanın, bölgenin geleceğin sizin karşılıklı atışmanıza milyonlarca insanın yok olmasına seyirci mi kalacak? Efendim 'Benim daha iyi füzem var.' Yok öbürü diyor 'benim daha iyi füzem var. Gönder bakalım. Göndermezsen şöyle olur.' Sokak kavgası. Sokak kabadayıları gibi kavga ediyorlar. Bedeli siviller ödüyor.

Zaman, rekabet zamanı değildir. Zaman, bölgede yaraları sarma zamanıdır, bir araya gelme, 'Sen daha güçlüsün, ben daha güçlüyüm' kavgasını bir kenara bırakma zamanıdır. El ele vererek gerçekten Suriye'nin de Irak'ın da toprak bütünlüğünü sağlayarak terör örgütleriyle çifte standart yapmadan, terör örgütleri arasında sıralama yapmadan topyekün mücadele zamanıdır. Biz Türkiye olarak bunu yapıyoruz."

Öncesinde Gebze Teknik Üniversitesinde düzenlenen "Sanayi ve Teknoloji Zirvesi"nde konuşan Yıldırım özetle şunları söyledi:

"Türkiye, etrafında yaşanan savaş, belirsizliklere rağmen önüne çıkan engelleri birer birer aşarak bugünlere geldi ve geleceğe emin adımlarla yürüyor.

Son 16 yılda pek çok sınamalardan geçtik. Millet iradesine, demokrasiye, seçilmiş hükümetlere yönelik vesayet girişimleri, saldırıları hiç eksik olmadı. En son 15 Temmuz'da hain bir işgal girişimiyle ülkeye topyekün el konulmak istendi. Milletimizle el ele vererek, bu zorlukları aşarak bugünler geldik.

Demokrasiye darbe vurmak isteyenler bunu başaramayınca bugünlerde ekonomi üzerinden yeni bir faaliyet içerisine girmiş gözüküyor. Milli irade, siyasi istikrarı azimle koruduğumuz gibi hiç kimsenin endişesi olmasın, bu ekonomik saldırıların da üstesinden geleceğiz.

Daha çok üretmeye daha çok büyüme hedeflenen teşvik sisteminde neler var? Katma değeri fazla olan, teknoloji gerektiren ve Türkiye'nin cari açık verdiği alanlarda yatırım. Bazı bildik ekonomistler, siyasi muarızlarımız bundan mutlu olmadılar. 'Efendim, koca koca teşvik paketi açıklıyorsunuz, yandaşlara veriyorsunuz.'

Bu kafayla hareket edenler, bu ülkenin yönetiminde hiç ama hiç var olma şansları yok. Bunlar tamamen Türkiye'nin gerçeklerinden habersiz olma, bilgi olmadan ilgi sahibi olmanın getirdiği cehalettir. 23 proje var. Doğrudan 35 bin kişi istihdam ediliyor. Dolaylı olarak 134 bin istihdam var. Bırak ötesini, 20 milyar dolar bir kalemde ihracatla ithalat arasındaki açığı azaltıyor.

Teknoloji gerektirmeyen ürünleri herkes yapıyor. Bilgiye ulaşamayan ülkeler yarış dışı kalıyor, bunu görmemiz lazım. Bilgi güçtür. Artık bilgiye sahip olan, bilgiyi kullanan ve bilgiyi üreten ülkeler aradaki farkı açıyor. Bilgiye erişemeyen ülkeler yarış dışı kalıyor. Bunu görmemiz lazım.

Sanal gerçeklik bütün üretim alışkanlıklarımızı değiştirecek, sanal gerçeklikle yeni meslekler ortaya çıkacak. 5-10 yıl sonra doktorların işsiz kalma riski bile olacak.

‘TÜRKİYE BELİRSİZLİKLERİN GÖBEĞİNDE’

ABD Çin'den alacağı ürünlere ilave vergiler getiriyor. Benzerini Çin de yapıyor. Buradaki ekonomik savaş küresel dengeleri bozuyor. Şu anda böyle bir süreç yaşıyoruz. Türkiye küresel belirsizliklerden etkileniyor. Çünkü biz belirsizliklerin göbeğinde yaşıyoruz. Biz bu süreçleri daha önce de yaşadık.

‘HEDEF BÜYÜMEDE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK2

2017'de büyüme yüzde 7,4 rekor. Ona da şimdi çamur atmaya çalışıyor. 'Bu kadar büyüme, ekonominin bu kadar ısınmasın doğru bir şey değil.' Büyümeyince 'Ülke büyümüyor, yerinde sayıyor.' Büyüyence 'Çok büyüdü.' Sıcaklık arttı, ne istiyorsunuz? Bir şey söyleyin. Bunlar siyasi mülahazalarla yapılan değerlendirmelerdir. Bizim görevimiz; bunlara itibar etmek değil, milletimiz için, ülkemiz için doğru bildiğimiz neyse onu yapmaktır.

Türkiye ayaklarını yere sağlam basıyor. 16 yıl önceki Türkiye'nin karanlık senaryolarından çok uzaktayız. Büyümedeki hedefimiz sürdürülebilirlik. Bunun için istikrar, güven lazım. Bunlar var. Terör artık birinci mesele değil. Birinci meselemiz ekonomimizi daha fazla büyütmek.

‘İKİ SÜPER GÜCÜN ARASINA KILIÇ GİBİ GİRDİK’

Yedi düvel üzerimize geliyor. Evelallah Avrasya coğrafyasında öyle dik duruyoruz ki bölgeye hiza vermek isteyen süper güçler de Türkiye'ye bakmaya başladılar. Kolay bir iş değildir. İki tane süper gücün arasına kılıç gibi girip Suriye'de istikrarı, güveni, terörü dize getirmek kolay bir iş değildir. Türkiye bunu başarmıştır. Bölgenin kaderinden kendimizi soyutlayamayız. Bölgenin geleceğine karar veren ülke Türkiye ve komşuları olmak zorundadır."

Kaynak: NTV