Başbakan Binali Yıldırım, 24 Haziran seçimleri ve gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘OHAL kaldırılabilir’ açıklamasını değerlendiren Başbakan Binali Yıldırım, “Cumhurbaşkanımızın bu açıklaması çok iyi bir açıklama olmuştur. Ümit ederim yakın zamanda OHAL meselesi yeni hükümetin gündeminde olacaktır ve kaldırılması cihetine gidilecektir. Seçim olacak, ondan sonra hükümet belli olacak. Bu seçimin en önemli özelliği, seçim sandıkta belli olduğu zaman hükümet de belli oluyor. Meclis kompozisyonu da belli oluyor. Yeni sistemde güvenoyunu sandıkta millet veriyor. Tabii bu OHAL’in kaldırılması küresel yatırımcılar açısından da önemli bir rahatlamayı getirecek” dedi.

Hükümetin gündeminde ‘af’ olmadığını ifade eden Yıldırım, “Gündemimizde bizim af yok. Sayın Bahçeli bunu gündeme getirdi. Tabii onlar ayrı siyasi parti biz ayrıyız. Bizim gündemimizde yok. Seçimden sonra ne olur ne biter Meclis kompozisyonu belli olmadan, Cumhurbaşkanlığı seçimi belli olmadan bu konuda bir formül koymak bir fikir ortaya koymak sağlıklı olmaz” dedi.

Başbakan Binali Yıldırım, NTV ekranlarında yayınlanan 'Seçime Doğru' programında Oğuz Haksever'in sorularını yanıtladı.

İzmir milletvekili adayısınız. Bu duyulur duyulmaz acaba Başbakan Binali Yıldırım seçimden sonra Meclis Başkanlığı’na aday olur mu diye yorum silsilesi geldi.

Şu anda biz bunları düşünecek durumda değiliz. Bir yandan Cumhurbaşkanımız bir yandan biz fellik fellik memleketin her köşesini dolaşıyoruz. Şu ana kadar 22 ilde vatandaşlarımızla bir araya geldik. Günümüz Ramazan’ın bereketiyle dolu dolu geçiyor. Seçimleri aradan çıkaralım, yeni meclis oluşsun Cumhurbaşkanı seçimi belli olsun memleketin işleri sahipsiz kalmaz. Bir çözüm bulunur bir şekilde. 22 bitti 16 mitingimiz var. Bunlara Ankara, İstanbul ve İzmir dahil değil. Özellikle Ankara ve İstanbul’u Cumhurbaşkanımızla beraber yapacağız. Ayrıca bir gün İstanbul’da ilçelerde bir gün Ankara’da ilçelerde son haftada seçim bölgem olan İzmir’de geçireceğim. Oyu da İzmir’de kullanacağım.

Bugün özellikle öne çıkan Avusturya’nın 7 camiyi kapatma ve Türk din görevlilerini sınır dışı etme kararı Türkiye'de büyük bir tepki ile karşılaştı. Hükümetiniz ne diyor?

Binali Yıldırım: Doğrusu Avusturya bir süreden beri izlediği ırkçı politikalar ve söylemlerle zaten Avrupa Birliği’nin genelinden ayrışmış durumda. Yeni seçilen Başbakan maalesef gelecek hedeflerini iç siyasette akılcı olmayan kararlarla inşa etmeye çalışıyor. Avrupa’nın değerleri fikir özgürlüğüdür, inanç özgürlüğüdür, hoşgörüdür. Alınan bu kararda bunların hiç birisi yok. Tamamen bir İslam düşmanlığı, din düşmanlığı var.

Bir başka güncel konu, Cumhurbaşkanı Erdoğan OHAL’in seçimlerden sonra kalkabileceğinin işaretini verdi. FETÖ ile mücadele belirli bir aşamaya geldi de ondan mı böyle işaret verildi?

Cumhurbaşkanımızın bu açıklaması çok iyi bir açıklama olmuştur. Ümit ederim yakın zamanda OHAL meselesi yeni hükümetin gündeminde olacaktır ve kaldırılması cihetine gidilecektir. Seçim olacak, ondan sonra hükümet belli olacak. Bu seçimin en önemli özelliği, seçim sandıkta belli olduğu zaman hükümet de belli oluyor. Meclis kompozisyonu da belli oluyor. Yeni sistemde güvenoyunu sandıkta millet veriyor. Tabii bu OHAL’in kaldırılması küresel yatırımcılar açısından da önemli bir rahatlamayı getirecek.

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin sözleri, “AK Parti adayları oyuna gelmeyin, Milliyetçi Hareket Partisi’ni dışlamaya gücünüz yetmeyecektir, fitneye düşmeyin. Milliyetçi Hareket Partisi üzerinde oyun oynamaya kalkmayın”. Buna sayın Cumhurbaşkanı da katıldı. Cumhurbaşkanı da, ”İttifakı bozamazlar” diye özetleyebileceğim bir söz sarf etti. Ne demek istedi sayın Bahçeli?

Dediği çok açık. Biz bir yol arkadaşlığı kurduk. Cumhur İttifakı birdenbire ortaya çıkan bir ittifak değil. Hatırlarsanız 2016 zannediyorum ekim veya kasım ayında sayın Bahçeli çıktı, “Bu işler böyle gitmiyor, bu iki başlılıkla biz ülkeyi bir yere götüremeyiz. Bu ülkenin beka meselesidir. Dolayısıyla hem cumhurbaşkanı hem başbakan iki güçlü iradeyle ülke yönetilemez” dedi. “Dolayısıyla bir anayasa değişikliği yapıp bu işin adını koymak lazım. Ancak bizim buna sayısal gücümüz yetmiyor” dedi. Bizde bunu bir çağrı olarak kabul ettik. Ben yine hükümette başbakandım, partinin genel başkanıydım. Kendisi ile temasa geçtik ve ilk toplantımızı 10 Kasım 2016’da yaptık. Prensip olarak sistem değişikliğini öngören anayasadaki temel değişiklikleri hayata geçirmek oldu. O süreç 9 Aralık’ta Meclis’e anayasa değişiklik teklifinin verilmesiyle başladı. O süre içinde iki partinin görevlendirdiği arkadaşlar çalıştı, hazırladı. Biz genel başkanlar olarak sayın Cumhurbaşkanımızın da görüşlerini alarak değişikliği yaptık Meclis’e verdik. Komisyonlarda 21 Aralık’a kadar devam etti. Sonradan da ocak ayında Meclis Genel Kurulu’nda görüşmeler tamamlandı ve 16 Nisan 2017 halk oylamasına giden süreç geldi. Bizim 2016 Ekim’inde başlayan bir ittifak sürecimiz var. Bu 15 Temmuz hain darbe girişiminde çok daha güçlü hale geldi. Daha sonra Yenikapı ruhuyla bunu bir uzun soluklu uzun vadeli bir beraber bir yol yürümeye ittifaka dönüştürme kararı aldık. Nihayet bunu 24 Haziran’da yapacağımız seçimlere taşıyacağımız Cumhur İttifakı’nı da kurduk. Olay, Cumhur İttifakı’nda Milliyetçi Hareket Partisi ve AK Parti var. Her iki partinin milletvekillerinin isimleri var, iki kolon arasında il il. Orada Milliyetçi Hareket Partili seçmenler kendi partilerinin milletvekili adaylarını, AK Partili seçmenler de kendi partilerinin adaylarına oy verecek. O oylardan tam kendi bölgesinde olmayıp her iki tarafa da yansıyan oylar olursa onlar da müşterek sayılacak. Neticede bütün oylar toplanacak ayrı ayrı da toplanacak bulunan oran nispetinde o bölgedeki o seçim çevresindeki milletvekili dağılımı ortaya çıkacak. Bu tabii diğer ittifakın işleri de aynı olacak. Milliyetçi Hareket Partisi’ni dışlamak diye bir şey söz konusu olamaz, Milliyetçi Hareket Partisi’nin de AK Parti’yi dışlamak diye bir şeyi olamaz. Biz beraber çıkmışız bu yola. AK Parti’nin de Milliyetçi Hareket Partisi’nin de içinde bilgimiz dışında, çok lokal bazı olumsuzluklar olabilir. Biz bunları genele yaymak ve gel de oluyormuş gibi düşünmemiz söz konusu değildir. Biz her mitingimizde Cumhur İttifakı’na vurgu yapıyoruz. Milletin bekası için, ülkenin geleceği için, istikrarı için, ülkenin tek bayrak, tek vatan, tek bayrak, tek devlet ülküsü etrafında oluşturulmuş bir birliktelik olduğunu hep söylüyoruz. Dolayısıyla aramıza fitne sokmaya çalışanlara fırsat vermeyeceğiz.

Yine sayın Bahçeli’nin af ısrarını gündeme getireceğim. Seçimden sonrada ısrarlı olursa tavrınız ne olur?

Gündemimizde bizim af yok. Sayın Bahçeli bunu gündeme getirdi. Tabii onlar ayrı siyasi parti biz ayrıyız. Bizim gündemimizde yok. Seçimden sonra ne olur ne biter Meclis kompozisyonu belli olmadan, Cumhurbaşkanlığı seçimi belli olmadan bu konuda bir formül koymak bir fikir ortaya koymak sağlıklı olmaz. Ama bugünkü durum çok açık ve net bizim hele hele FETÖ ile mücadele devam ederken PKK bölücü örgütlerle DEAŞ ile mücadele devam ederken, milletin vicdanını sızlatacak kararlara biz olur dememiz mümkün değil. Sayın Bahçeli ile bu hususu ben görüştüm. Biraz sayın Bahçeli maalesef tabii Selahattin Demirtaş’ın dışarı çıkması lazım, diğer adayların gidip ziyaret etmeleri filan nasıl oluyorsa bölücüleri cesaretlendiren, isyana çağıran Kürt vatandaşlarımızı birisine bu kadar sahipleniliyor, dışarı çıkması isteniyor diye ondan rahatsız olduğunu anladım konuşmalarından. Madem öyle kader kurbanlarına da af olsun diye bir beyanatı oldu.