MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu.

Konuşmasında Özgecan Aslan cinayetiyle ilgili konuşan Bahçeli, 'idam getirilsin' ifadelerine de değindi. 'İdam gelse de şiddet durmayacaktır' diyen Bahçeli, hükümeti eleştirdi.

Bahçeli'nin konuşmasından satırbaşları şöyle:

Sosyal ve ekonomik çalkantı devamlı körüklenmektedir. Türkiye hepimizi endişeye sürükleyen bir şiddet döngüsüne kilitlenmek üzeredir. Tarsus’ta akıl almaz yöntemlerle katledilen Özgecan kızımız nasıl bir cinnetle karşı karşıya kaldığımızı göstermiştir. Öncelikle Allah’tan rahmet diliyorum. Ailesinin acısını yürekten paylaşıyor, katillerin en ağır düzeyde cezalandırılmasını temenni ediyorum.

Kadına yönelen şiddet dalgasının masum canlara kast eden saldırıların niçin bu kadar yaygınlaştığını mutlaka araştırmak zorundayız. Toplumsal huzurumuza musallat olan bu kanlı tablonun arkasındaki perde aralanmadıkça maalesef Özgecan’ların katledilmesini engellememiz mümkün değildir. Şiddet bir sonuçtur, tedavi edilmedikçe vicdanları kanatmaya devam edecektir.

'İDAM GELSE DE ŞİDDET DURMAYACAK'

Toplumsal şiddet tesirini artırmaktadır. Şiddet bir sonuçtur, nedenleri gün yüzüne çıkarılmadıktan sonra uygulanacak tedbirler pansuman işlemi görecektir. Tarsus’ta 20 yaşındaki Özgecan kızımızın hunharca katledilişi hepimizi hüzne boğmuştur. Soğukkanlı katiller burada anlatamayacağım vahşetle Özgecan’ın canını almışlardır. Bu cinayete yurt çapında büyük bir tepki gösterilmiş, milletimiz haklı bir infialle, caniyi, suç ortaklarını protesto etmiştir. Yediden yetmişe herkes Özgecan’a üzülmüştür. Bu kahredici cinayetten sonra sormamız gereken çok şey olduğu açıktır. Kadına, kıza, küçücük kıza olan şiddet niçin böyle yaygınlaşmıştır? Kimse katil olarak doğmayacağına göre, masum bir bebekten azılı canavara dönüşmenin sırrı nedir? Sorun yetişme şartlarında mıdır? Eksik bırakılan yerine getirilmeyen unutulan hangi terbiye ödevlerdir? Konunun uzmanları, akademisyenler ve bilim insanları bugün düşünmeyecek de ne zaman dile geleceklerdir?

İdam cezası getirilse de şiddet durmayacaktır. 2008’de İtalyan sanatçının tecavüz edilerek öldürülmesi insanlıkla bağdaşmakta mıdır? Erdoğan’ın Münevver Karabulut cinayetinde kendi başına bırakılan ya davulcuya ya zurnacıya ifadeleri bugünkü duruşuyla uyumlu mudur? 2013’de Nevşehir’de Japon turistin öldürülmesi ve Fatih’te tecavüz edilerek canı alınan ABD’li kadın aklımızdan çıkmamıştır.

SON 10 YILDA 7 BİN 122 KADIN KATLEDİLMİŞ

Kadına şiddet facia ve felaket ötesidir. Son 10 yılda 7122 kadın katletilmiş, 5 bine yakın kadın da tecavüze uğramıştır. 2008’den bu tarafa kadın cinayetleri yüzde 1400 çoğalmıştır. Bu rakamlar sözün bittiğini apaçık işarettir. 2014’te 294, sadece bu yılın ocak ayında 20 kadın hayata veda etmiştir. Şunu bilmenizi temenni ediyorum ki dökülen kadın kanı medeni toplum iddialarını çürütmektedir.

Şimdiye kadar kanun çıkarılmış ancak netice doğurmamıştır. Kampanyalar tertip edilmiş, toplantılar, organizasyonlar düzenlenmiş, raporlar hazırlanmış, bir faydası dokunmamıştır. Yine taciz, tecavüz, ölüm saldırı vakaları almış başını yürümüştür. Kadına uzanan ellerin kırılmasını söyledik. Başbakan da dillendirmiş, her kesim bu kararlılıkta olmuştur. Peki vahşet ve şiddet dili niçin bu kadar hakimdir? Kusur kimse? Yanlış nerededir? Şunu kabul edelim ki toplumlar için büyük tehlike dengeyi kaybetmektir. İddiali değişim sloganları tecrübeyle desteklenmediği zamanlarda anlam bunalımı, ahlaki çöküşler ortaya çıkmaktadır. Hukuk askıda adalet kenarda ise suçlu sayısı patlamaktadır. Toplumsal adalet duygusu göçtüğü anda, yaptırım sistemi alabora olduğu takdirde şiddet egemen olmalıdır. 

AKP'NİN ELİNİ TUTAN YOK

Şimdi herkes idam cezasının getirilmesiyle ilgili yorum yapmakta. AKP idam tartışmalarının önünü açmaktadır. Burada ciddi bir samimiyet noksanlığı olduğu açıktır. Madem idam cezasına ihtiyaç vardır, o zaman AKP’nin elini tutan da olmayacaktır. Başbakan ve partisine sesleniyorum. Hadi buyrun, idam cezasıyla ilgili düzenlemeyi hemen hazırlayın, harekete geçin de ne kadar dürüst olduğunuzu görelim. Yürürlükteki hukuk mevzuatında insan öldürenlere, en bayağı mide bulandırıcı suçları işleyenlere gerekli ağır cezalar ön görülmüştür. Mesele hukuku vicdanlara uygun tatbik etmektir. Eğer ana kaynak kurutulmazsa, istediğiniz kadar dar ağacı kurun, ceza yağdırın ne yazık ki acı verici vakalardan kurtulma şansınız olmayacaktır.

Bugün yaşadığımız travmalar düne benzemektedir. Bir yanda kadına ikinci sınıf insan muamelesi yapmak… Mahkemeleri darbeci milli irade düşmanı gibi göstermek, adalete güveni sekteye uğratmaktadır. Hırsızlık yapan, hainlik eden arkasını iktidara dayamış kişi dışarıda gezmekte, sıradan suçlu ise cezaevini boylamaktadır. Sosyal değişme nereden geliyoruz, nereye gidiyoruz arayışının niçin nasıl sorularıyla genişletilmesidir. AKP hükümeti siyasal dengeyi bozmuştur. Bu itibarla toplum şiddete teslim olmuştur. Erdoğan’ın kavgacı tutumu, suçları, bir süre sonra ters tepmiş ortaya çıkan sosyal fatura iyice kabarmıştır.