MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AKP'ye sunmak üzere 100 maddelik bir anayasa taslağı sunacaklarını açıkladı.

Bahçeli'nin açıkladığı anayasa taslağı, siyaset çevrelerinde ise sürpriz bir adım olarak yorumlandı.

MHP, AKP'nin 16 Nisan 2017'de yapılan referandumla anayasanın 18 maddesini değiştirmesine destek vermiş ve bu değişikliklerle Türkiye'de parlamenter sistemden cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilmişti.

Sistemde üç yıl geride kalırken Erdoğan, geçtiğimiz haftalarda yeni ve sivil bir anayasa çağrısı yaptı.

Bahçeli'nin bu çağrıdan kısa bir süre sonra 100 maddelik bir anayasa taslağı hazırlamasını siyasi gözlemciler, AKP ve MHP ortaklığındaki Cumhur İttifakı'nda "sıkıntı sinyali" olarak değerlendiriyor.

Anayasa taslağının amacını "cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini kurumsallaştırmak" olarak açıklayan Bahçeli'nin ortaya koyduğu önerilerle sistemde cumhurbaşkanının yetkilerini sınırlamak istediği belirtiliyor.

DW Türkçe’den Hilal Köylü’nün haberine göre, Bahçeli'nin önerileri arasında cumhurbaşkanı ile birlikte iki cumhurbaşkanı yardımcısının da seçimle işbaşına gelmesi önerisi dikkat çekiyor.

Mevcut cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde ise yardımcıyı cumhurbaşkanı atıyor.

"AKP'YE KARŞI YENİ HAMLE"

Bahçeli'nin bu çıkışını AKP'ye karşı "yeni bir hamle" olarak gören Sabancı Üniversitesi'nden Siyaset Bilimci Berk Esen, "MHP lideri, yeni sistemde kendi partisinin statüsünü güçlendirmek istiyor. Bunun için de Türk tipi Başkanlık sistemi adı verdiği bu sistemi mümkün olduğunca kurumsallaştırarak ve tekrar meclisi ön plana çıkararak MHP'nin geleceğini garanti altına almaya çalışıyor" değerlendirmesini yapıyor.

MHP'nin anayasa taslağında "devletin şekli ve nitelikleri" mevcut anayasadaki gibi korunuyor, ayrıca aynı şekilde "bu madde değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez" ifadesi de yer alıyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) "milli birliği sağlama" misyonunun güçlendirilmesi istenen taslakta, TBMM Başkanı'nın "tarafsız konumu"na da dikkat çekiliyor.

Bahçeli, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde "işlevsiz hale getirildiği" eleştirilerinin hedefi olan TBMM'nin güçlendirilmesinden yana tavır koyuyor.

Taslakta TBMM'nin yetkileri; kanun yapmada, anlaşmaların onaylanmasında ve sona erdirilmesinde, bütçenin kabul edilmesinde, anayasal kurum ve kuruluşlara üye seçmede, meclis soruşturması açılmasında güçlendiriliyor.

Taslakta, başkanlık kabinesi anayasal statüye dahil ediliyor, hükümet programının meclise sunulması isteniyor. Başkanlık kararnameleri ile kanunların yetki alanlarının çatışmaması gerektiğine vurgu yapılıyor.

Kamuoyu araştırmacısı İbrahim Uslu, bu önerilerin cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde bir çeşit revizyon isteğine işaret ettiğini düşünüyor.

Uslu, "MHP, uygulamada sorun görüyor. Bunu zaman zaman dillendirdiler, şimdi de belli kritik konularda değişiklik öneriyorlar. Mevcut sistemde cumhurbaşkanı çok güçlü, her türlü yetkisi var. Onun sınırlanmasından yana tavır koyuyor Bahçeli. Sistemin böyle devam edemeyeceğini açıkça ilan etmiş oluyor. Daha mantıklı bir sistem istiyor" görüşünü dile getiriyor.

DİYANET'E YENİ, AYM'YE ÖZEL STATÜ

MHP’nin taslağında üniter devlet ilkesine anayasada açıkça yer veriliyor, idari yapılanmada "il esası" korunuyor. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın "Türkiye Diyanet Kurumu" olarak yapılanması, Merkez Bankası'nın anayasal bir statüye kavuşması, Bahçeli'nin "kapatılsın" dediği en yüksek yargı organı olan Anayasa Mahkemesi'nin yüksek mahkeme olarak değil, özel bir statüde çalışması isteniyor.

Siyaset Bilimci Berk Esen, "Bahçeli yargıç seçiminden, soruşturmaya, milletvekili dokunulmazlıklarının düşürülmesine kadar birçok konuda meclisin yetkilerini artırmak istiyor. Sayıştay'dan YSK'ya kadar, uzun süredir Erdoğan'ın kontrol ettiği kurumların anayasadaki statüsünü biraz daha güçlendirmek istiyor. Büyük bir ihtimalle bu MHP'nin biraz elini güçlendirecektir" yorumu yapıyor.

AKP-MHP ittifakının aslında Türk-İslam sentezi yaklaşımı sergilediğini, öyle hareket ettiğini anlatan Esen'e göre Bahçeli, bu sentezdeki "Türk milliyetçiliği" vurgusunu artırmak istediğini yeni anayasa taslağıyla ortaya koydu.

Esen, "Mesela anayasanın ilk dört maddesinin değiştirilememesinin altını çizen açıklamaları oldu. Üniter yapı vurgusu yaptı. Eyalet sistemine gitmeyi tamamen önleyecek şekilde illere ayrılmış şu anki idari düzeni tekrar ön plana çıkardı. Bunlar aslında çok kapsamlı öneriler, büyük ihtimalle bu 100 madde açıklandığında daha büyük gürültü kopacaktır" diyor.

Erdoğan'ın Bahçeli'nin anayasa taslağına çok da aykırı görüş ortaya koyamayacağını söyleyen Esen, "Cumhurbaşkanı Erdoğan açısından son derece sıkıntılı bir dönem geliyor çünkü partisinin ve kendisinin oyu ve popülerliği azalmış durumda. MHP'nin desteği olmadan artık cumhurbaşkanlığı seçimini kazanması çok zor görünüyor, bu da onun Devlet Bahçeli'ye olan muhtaçlığını çok artırıyor" diyor.

"MERKEZ BANKASI’NI BAĞIMSIZLAŞTIRMAK"

Bahçeli'nin Merkez Bankası'nı anayasal kurum haline gelmesini savunmasının önemine dikkat çeken kamuoyu araştırmacısı İbrahim Uslu, "Merkez Bankası anayasal kurum olduğunda yürütmenin müdahale alanının dışına çıkarmış oluyorsunuz. Daha güçlü güvencelere kavuşturmuş oluyorsunuz. Öyle anlaşılıyor ki Bahçeli, Erdoğan'ın son dönemde sıklıkla başkan değiştirmesinden ve bunun da ekonomiyi bozmasından rahatsız olmuş. Sistemi rasyonelleştirmek ve başkanın yetkilerini sınırlamak istiyor" diyor.

MHP'nin anayasa taslağına AKP, prensipte "evet" dedi. AKP'li Naci Bostancı "Bahçeli'nin teklifini memnuniyetle karşılıyoruz. Bizim de anayasa yazım sürecimiz bitmek üzere. Detayları yakında kamuoyuyla paylaşacağız" açıklaması yaptı. Bostancı'nın diğer tüm partilerin de yeni anayasa konusundaki yaklaşımlarını taslak bir metinle ortaya koymasını istedi.

Ana muhalefet partisi CHP, AKP ile MHP'nin yeni anayasa taslağı konusundaki çalışmalarını "gündem değiştirme" olarak değerlendirip talebe olumlu yanıt vermiyor. Ancak kamuoyu araştırmacısı İbrahim Uslu, "AKP de MHP de bu konuda çok ciddi. Ama uzlaşma sağlayabilecekler mi, yoksa farklı yaklaşımlarından dolayı bir kriz bir yaşayacaklar? Bunu zaman içindeki tartışmalarla birlikte göreceğiz. Gelinen nokta; bize cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde sıkıntı yaşandığını tıpkı diğer muhalefet gibi MHP’nin de kabul ettiğini gösteriyor" değerlendirmesi yapıyor.

Kaynak: Deutsche Welle Türkçe