MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

CHP'yi hedef alan Bahçeli, "Tarihine sırt çevirmiş, kökünden uzaklaşmış, işgal edilmiş CHP'nin gerçek yüzünü her zeminde her yöremizde anlatacağız. CHP'nin neye dönüştüğünü kimlere hizmet ettiğini, kaynağından nasıl koptuğunu halka hizmet hakka hizmet şiarıyla izah edeceğiz. Bu günden itibaren yeni görevlendirmeleri yapıyorum CHP’nin gizli gündemini ağır kusurlu siyasetini halkımıza doğrudan aktarmak ve ifşa etmek amacıyla arkadaşlarımızı Anadolu'ya gönderiyorum. Kabaran tehlikeleri alttan alamayız, yerimizde sayamayız o nedenle erkenden yol almalıyız" diye konuştu.

Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Türkiye Cumhuriyeti devleti fazıl bir yönetim sistemiyle huzur refah ve demokratik bir istikrar halinde geleceğe yürümektedir."

"ARKADAŞLARIMIZI ANADOLU'YA GÖNDERİYORUM"

"Halkımızla özlem gideriyoruz, onları dinliyoruz, gelecek hedeflerimizi paylaşıyoruz, politikalarımızı anlatıyoruz, kafalarda biriken soru işaretlerine cevaplar vermeye çalışıyoruz. Adım adım 2023 il il Anadolu temasıyla her kapıyı çalıp, ayak basmadığımız yer bırakmayacağız. 2023'e kadar hiç durmayacağız. Seçimler konusunda milletimizle dertleşeceğiz. Tarihine sırt çevirmiş, kökünden uzaklaşmış, işgal edilmiş CHP'nin gerçek yüzünü her zeminde her yöremizde anlatacağız. CHP'nin neye dönüştüğünü kimlere hizmet ettiğini, kaynağından nasıl koptuğunu halka hizmet hakka hizmet şiarıyla izah edeceğiz. Bu günden itibaren yeni görevlendirmeleri yapıyorum CHP’nin gizli gündemini ağır kusurlu siyasetini halkımıza doğrudan aktarmak ve ifşa etmek amacıyla arkadaşlarımızı Anadolu'ya gönderiyorum. Kabaran tehlikeleri alttan alamayız, yerimizde sayamayız o nedenle erkenden yol almalıyız."

"TÜRKİYE MERKEZLİ YENİ BİR MEDENİYET VE YENİ BİR DÜNYA TESİS ETME ANLAYIŞINI KENDİMİZE SİYASİ MİSYON OLARAK BELİRLEDİK"

"İçinden geçtiğimiz çağda söz sahibi olmanın yolu güçlü bir milli kimliğe ve özgüvene sahip olmaktan geçmektedir. TC geleceğe taşımak yeni nesilleri Türk-İslam kültürü ile vatan sevgisi ile yetiştirmek milletimizin refah ve mutluluğunu her zaman en üst seviyede tutmak ihmal edemeyeceğimiz bir gayedir. Parti olarak Türkiye merkezli yeni bir medeniyet ve yeni bir dünya tesis etme anlayışını kendimize siyasi misyon olarak belirledik. Bu misyon Türkiye'yi lider ülke konumuza taşıyacak. Bunun yaşatmanın yolu Türkiye'nin zilletin dayatmalarından ve kronikleşmiş ayak bağlarından öncelikle kurtulmasıdır. Milleti ve tarihi değerleriyle barışık, sorun çözme kabiliyeti olan etkin bir devlet düzeni kurmuş, ülkenin  kaynaklarını seferber edecek milli bir ekonomik modeli uygulamaya koymuş ve küresel sistemde saygın konuma gelmiş bir güçlü Türkiye 21. yüzyılda dünya siyasetinde ve ekonomik hayatında söz sahibi olacaktır. "

"EKOLOJİK YIKIM İNSANLIĞI GERİ DÖNÜŞÜ OLMAYAN BİR EŞİĞE SÜRÜKLEMEKTEDİR"

"Yer kürenin en önemli sorunlarından birisi teknolojik sıçramadaki göz kamaştırıcı ivmenin aynı zamanda ekolojik gelişmeye yansımamasıdır. Bu sorun beşeriyetin ortak açmazıdır. Uygarlık merdivenlerinden çıkıldıkça tam tersi istikamette çevreye duyarlılık adalet ve hakkaniyete duyulan hassasiyet maalesef hızla iniş halindedir. Zulüm baskı sömürü tahakküm hegemonya mücadeleleri aynı zamanda doğayı da zehirlemiştir. Sözde gelişmiş ülkelerin doymaz kursakları dinmez hırsları insanlığı uçurumun dibine kadar savurmuştur. Çevre kirliliğinin doğa katliamının bir numaralı failleri özgürlük ve insan hakları konularında mangalda kül bırakmayan ülkelerden başkası değildir. Ekolojik yıkım insanlığı geri dönüşü olmayan bir eşiğe sürüklemektedir."

"ALLAH'IN VERDİĞİ NİMETLERİN DOĞRU VE DENGELİ KULLANILMAMASINDAN DOLAYI İNSANLIK VAHİM FELAKETLERLE YÜZ YÜZEDİR"

"Bizim milliyetçiliğimiz ekolojik dengenin sürdürülebilirliğine saygı gerektirir. Bizim milliyetçiliğimiz çevre duyarlılığı ile eş anlamlıdır. İnsanlık küresel ısınmanın ağır problemleriyle muhataptır. Türkiye'miz bundan bağımsız değildir. Bugünümüzü düşünürken gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak bütün insanlığın ahlaki ve vicdani görevi olmalıdır. Dünyanın sıcaklığı sistematik şekilde artış halindedir. Küresel ısınma denilen süreç sera gazlarının yoğun olarak artması sonucunda yeryüzünde yakın atmosfer tabakaları ile yeryüzü sıcaklığının yükselişidir. Küresel ısınmadan kaynaklı iklim değişikliği sonucunda milyarlarca insan sel kasırga kuraklık ve susuzluk. Salgın hastalıklarla karşı karşıyadır. Böyle giderse 2025 yılından itibaren 3 milyardan fazla insanın su kıtlığı yaşayacağı tahmine dilmektedir. Kavurucu sıcaklar ve kuraklık tarımsal ürünlerin çeşidiyle birlikte miktarının da azalmasına yol açarak küresel açlık ve yoksulluk sorununu derinleştirecektir.

"KÜRESEL CEPHELEŞME HATTA SICAK ÇATIŞMA İHTİMALİ OLDUKÇA FAZLADIR"

Önümüzdeki yıllarda su kaynakları temel gıda maddeleri üzerinden küresel cepheleşme hatta sıcak çatışma ihtimali oldukça fazladır. Kıyı yapıları balıkçılık turizm gibi ticari gibi ilişkiler gelecekte öngörülemez zararları görecektir. Allah'ın verdiği nimetlerin doğru ve dengeli kullanılmamasından dolayı insanlık vahim felaketlerle yüz yüzedir."

BAHÇELİ'DEN COP26 AÇIKLAMASI

"Paris Anlaşması iklim değişikliği konusunda yasal olarak bağlayıcı nitelikte uluslararası bir anlaşmadır. 196 ülke tarafından kabul edilmiş, Türkiye de bu anlaşmaya 22 Nisan 2016'da imza atmıştır. Anlaşma geçtiğimiz ay TBMM'de onay süreci tamamlanarak yürürlüğe girmiştir. Paris İklim Anlaşması sera gazı salınımının azaltılmasını küresel sıcaklık artışını da yüzde 2 ile sınırlandırmayı amaçlamaktadır. İşte böyle bir tablo karşısında Roma'da insanlar gezegen ve refah sloganı ile 30-31 Ekim'de toplanan 16. G20 zirvesinde salgın ekonomik kriz çıkış ve iklim değişikliği masaya yatırılmıştır. Hemen Akabinde İskoçya'nın Glasgow kentinde düzenlenecek BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi, 26. Taraflar Konferansı önemli bir küresel zirve olarak kayıtlara geçecektir. Sayın Cumhurbaşkanımız Özellikle Roma'dan muhatap devlet ve hükümet başkanlarıyla verimli yararlı ve art niyetleri sükuta hayale uğratacak temaslar kurmuştur. Biden ile görüşmesinde iki ülke ilişkilerini güçlendirmek ve ortak mekanizma oluşturulması konusu da mutabık kalınması NATO ve stratejik ortaklığa vurgu yapılması bize göre değerlidir. Bundan sonra kimin samimi kimin maskeli olduğu gün yüzüne çıkacaktır. Türkiye ile ABD arasında ki köprülerin atılması iki ülkenin aleyhinedir. Ortak akılla dahası karşılıklı çıkarlara egemenlik haklarına saygıyla kökleşmek sorunların çözümü mümkündür. Müttefiklik yalnızca lafta kalacak sadece zirve toplantılarında kalacak ilişkiler mevzu değildir. "

"Çok şükür Türkiye uluslararası zirve toplantılarında şerefle ve şuurla temsil edilmekte milli kararlılığımızdan en küçük taviz verilmemektedir. MHP bu gelişmelerden memnuniyet duymaktadır."

“ABD yönetimi bilmiyorsa söyleyeyim; Türkiye insan haklarına onlardan çok daha saygılıdır. Yargı bağımsızlığımıza müdahale için Kavala bildirici hazırlayan bu ülkenin sahibi olmadığı kadar hukukunun üstünlüğü bu ülkede havidir. S400 konusu ise egemenlik sınırlarımız içindedir. Hiç kimsenin bu konuda Türkiye’ye ayar verip istikamet çizme dengesizliği cevapsız bırakılmayacaktır. Türkiye’nin ABD’nin terör devletleri ile yakın ilişki ve kaygılarını paylaşmasının ne hikmetse üzeri örtülmek istenmektedir. ABD’nin kara gücü olarak seçtiği terör örgütleri bumerang gididir günü geldiğinde tutan elleri de yaralayacaktır. Biden’dan çok Biden’cı kesilenler Türkiye’ye yuvalanmış Washington lobisidir. Emperyalizmin lekeli yüzleridir. İki taraflı çalışan ajanlarıdır. Kaldı ki sayın Erdoğan ileBiden’ın görüşüp görüşmeyeceğinin günlerce çetelesini tutanların işin özünde kimlerin hesabına çalıştıkları fazla çöze yer bırakmadan deşifre olmuştur."

TEZKERE AÇIKLAMASI

"CHP ile HDP hayır demiştir. Diyeceğim odur ki VCHP HDP ile el ele tutuşarak sınır ötesine asker gönderilmesine terörle mücadelenin devamına ihanetin tepelenmesine hayır demiştir. Bilfarz Irak ve Suriye tezkeresi CHP ve HDP’nin istediği gibi reddedilmiş olsaydı Türk askeri, geri çekilecek, güney sınırlarımız boydan boya terörizmin kontrolüne girecekti. CHP Türkiye’nin karşısında resmen ve belgeli şekilde konuşlanmıştır. Geldiğimiz bu aşamada CHP ve HDP İP’in teşvikiyle tek bünyede birleşmiş PKK’nın siyasetteki kolonları haline gelmiştir. Bu rezil ittifak düşmanın ileri karakolu olarak görülmeyecek midir? CHP HDP ile birlikte tezkereye hayır PKK’ya evet diyecektir. Türkiye hayır Türk ve İslam düşmanlarına evet demiştir. CHP yönetimi tarihi çizgisine Hayır Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e hayır milli mücadeleye hayır hıyanete ve husumete evet demiştir. Kılıçdaroğlu artık geri dönüş yolların tümden kapanmıştır. Geçmiş olsun sana.

KILIÇDAROĞLU'NA YABANCI ASKER YANITI: SEVSİNLER SENİN MİLLİYETÇİLİĞİNİ

"Hiç kimsenin topraklarımızı çiğnemeye cüret edeceği yoktur. Bu iddia kuyruklu yalandır tezkerede bulunan yabancı askerlerin Türkiye'de bulunması ifadesi ülkemizin DEAŞ karşıtı uluslararası koalisyonun Türk üslerinden yararlanmasına imkan tanımaktadır. Meselenin özü budur. Sayın Kılıçdaroğlu bu sorunun cevabını öncelikle sen vermelidir. Aynı mahiyetteki tezkerelere geçişte evet diyen sensin. Milliyetçiliğe gelince sevsinler senin milliyetçiliğini. Bizim liglerimiz farklı sense çoktan küme düşmüşsün. Sen PKK'nın tutsağısın. HDP'nin dayatmasına CHP boyun eğmiştir. PKK'nın tebliğ ettiği dağ emri emperyalizmin talimat listesi CHP'nin iradesini boyunduruk altına almıştır. "

AKŞENER'E SERT TEPKİ: YAZIKLAR OLSUN

"İP Başkanı Siirt'te karşısına çıkan bölücü bir alçağın Burası Kürdistan'dır' bühtanına tek kelime edememiştir, yazıklar olsun. Türkiye sınırları dahilinde Kürdistan diye bir yer yoktur, asla da olmayacaktır. Gerekirse şehit oluruz, gerekirse şahit oluruz ama üniter milli devletimizi asla parçalatmayız. Kürdistan fitnesine bedenlerimizle direnir Bozkurt gibi karşılarında dururuz."