Bir rakamdan çıkıp başka bir rakama geçeceğiz bu gece. Yeni rakamlar hayatlarımızda neler değiştirecek birlikte yaşayacağız. Barikatlarda kurduğumuz güzel hayallerin hayata dolmasıdır isteğim, yeni rakamla nefretlerin azalarak bu ülkede nefretten kaynaklı şiddete uğrayan bütün lgbti bireylerinin gönlündeki gökkuşağı güzelliğinden bir hayatın hepimizin olması dileğiyle köşemi genç bir yoldaşıma veriyorum bu hafta... İSYAN DOLU SENELER!

BAĞIRIYORUM

Yine hüsran dolu bir gece. Biraz acı, biraz dert, biraz hüzün, biraz özlem dolu bir gece... Kötüyüm. Her açıdan. İnsanlardan o kadar bıktım ki... Hep nefretle bakar oldular. Her şeye. Her anıma, her hareketime. Hep alay konusu oldum. Onlar gibi olmadığım için, onlar gibi konuşamadığım için, onlar gibi giyinmediğim için dahası onlar gibi düşünemediğim için... Hep dışlandım. Her zaman o istenmeyen çocuk oldum. Tektim. Yalnızdım. Bu durumu açıklayabileceğim samimi, güvenilir tek bir insan yoktu etrafımda. Söylesem dahi bunu anlayışla karşılar mıydılar? Kesinlikle hayır. Aileme hiç anlatamazdım çünkü günah bu, ayıp. Toplum ne der sonra? Bunun sonucu on dört kurşunla ölmekti.

Ölmek... Nefes alamamak. Gömülmek... Karanlığa örtünmek. Bu korkunç bir şeydi. Ama böyle gizli yaşamak da korku vermiyor muydu? Ailem öğrenirse, çevremdeki insanlar öğrenirse neler olurdu acaba? Ne derlerdi? Neler değişirdi hayatımda? Her gün, özellikle her gecenin yarısında yatağıma geçer uzanırım, derin bir uykuya dalmam gerekirken bunları düşünürüm, uyuyamam. Kafam darmadağınık, allak bullak... Ben neden böyleyim? Neden diğer normal erkekler gibi hissedemiyorum bazı şeyleri? Neden farklıyım onlardan? Neden beni böyle yarattın Allah'ım? diye söyleniyorum çoğu kez. Biliyorum boşuna. Belki saçmalıyorum ki muhtemelen öyledir. Ama rahat değilim. Bedenim ağır geliyor bazen. Biri kurtarmalı beni bu çemberden. Gerçek şu ki ben batıyorum. Benim gibi olanlar, benim gibi dışlananlar da bunların azını ve çoğunu yaşıyordur, biliyorum...

Her konuda ''erkek gibi ol'' derler. Erkek gibi davranmalısın. Tabi onlar gibi davranmamızı isterler. Sigara içmelisin, futbol oynamalısın, küfür kullanmalısın, kızlarla yatmalısın. Daha bir sürü şey... Erkek olmanın yolları bunlardan geçiyor. Bunları yapmazsan erkek olmuyorsun... Hiçbir zaman kendin gibi olamıyorsun, istediğin gibi davranıp istediğin gibi yaşayamıyorsun. Rahat olamıyorsun. Her zaman dikkatli davranmak zorunda kalıyorsun. Gizli ve dikkatli. Bu kavramları hayatın boyunca benimsemelisin çünkü başın derde girer dikkatli davranmazsan, gizli olmazsan. Hatta bu olay seni ölüme bile götürür. Ölüme bile...

Böyle olduğun için ölüyorsun, ne kadar tuhaf. Zaten ölüsün aslında, böyle yaşayaraktan. Yaşayan bir ölü. Bedenen sağ, manen ölü... Sadece susuyorum, zaten ne gelir ki elimden susmaktan başka. Yaşanılan onca haksızlığa dur diyemiyorum. Karşı gelemiyorum. Oysa avazım çıktığı kadar bağırasım var. Gücümün sonuna kadar durdurasım var bu nefreti. Özlüyorum... Eski ben'i. Eski yaşamımı. Küçüklüğümü... Büyüyorum ve bu bana korku veriyor. Hayatında zor olan, olumsuz olan ne varsa omuzlarına yükleniyor. Taşımak zorunda kalıyorsun bazı yükleri. Çözüme kavuşturman gerekiyor bazı şeyleri. Bu yazıyı bile gizli yazıyorum. Evden biri okuyacak diye korkular içindeyim. Oysa kötü bir şey yapmıyorum. Bir yalan değil, hırsızlık değil bu yaptığım. Günah da değil. Neden karşı gelirler? Anlayamıyorum. İnsanların eş cinsellik durumuna neden farklı baktığını anlamıyorum. Bunu normalmiş gibi görmeleri imkansız. Aradan uzun yıllar geçse de bu durumu anlayışla karşılamalarını hiç zannetmiyorum. İnsanlar bizlere farklı bakmaktan, kötü gözle bakmaktan vazgeçmediği sürece bizler çok acı çekeceğiz...

Bu bir gerçek. Birilerinin ''dur'' demesi lazım. Bu nefreti yıkması lazım. İnsanlar bilinçlendirilmeli. Sadece bu konuda değil, her konuda eğitilmeli. Eğitimsizlikten, cahillikten doğan bilinçsizce davranışlar topluma zarar vermekten başka bir şeye yaramıyor. Bugün Diyarbakır'da bir çocuk babası tarafından eş cinsel diye on dört kurşunla öldürülüyorsa, bunun mantıklı hiçbir yanı yok! Cahilliktir bu! Bilgisizlikten, eğitimsizlikten kaynaklanıyor çoğu şey. ''Akrabalar ne der?'' diye kıymışlardır çocuklarına. Diyarbakır insanlarının, bu toplumun en önemli sorunlarından biri de ''biri bir şey der, laf ederler, adımız çıkar, akrabalar arasında kötü oluruz, insan içine çıkamayız'' düşüncesi... Bizler, belki de ailemizin, içinde bulunduğumuz çevrenin bu tür düşüncelerinden dolayı kaybediyoruz. Her gün bu nefreti anımsayıp moralimin bozulmasını istemiyorum artık. Eş cinsel diye azarlanan, öldürülen insanlar olmasın artık. Gizli yaşamak istemiyorum artık. Ailem öğrenecek diye, arkadaşlarım öğrenecek diye hayatımdan ödün vermek istemiyorum artık... Bir yerden sonra dayanamayıp bir delilik yapacağımdan korkuyorum. Korkuyla yaşamayı hiç hak etmiyoruz. Bunu hak edecek bir şey yapmadık çünkü. Günah diye nitelendirilmemeli. Ayıp diye sövülmemeli. Dışlanılmamalıyız. Nefretle bakılmamalıyız...

Gücüm olsa, tüm homofobik insanların beyinlerini yıkardım. Hepimiz, tüm insanlık bir gök kuşağı bayrağı altında kardeşçe birleşmeli kanımca...

Hakan K./Lise Öğrencisi