DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan haftalık değerlendirme toplantısında açıklamalarda bulundu.

6 partiden biri olan DEVA Partisi, 27 Mart'ta diğer 5 lideri ağırlayacak. Kritik toplantı öncesi liderlerle bir araya gelen DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'ın bugünkü durağı CHP Genel Merkezi olmuştu. Basına kapalı olan ziyarette Babacan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile görüştü.

27 Mart'ta 6 muhalefet partisi lideri Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakatı hakkında zirve gerçekleştirecek.

Ali Babacan, gerçekleştirdiği ziyaret hakkında "Pazar günkü toplantımızın gündemini birlikte belirlemek üzere genel başkanlarla görüşmeler yapmaya başladık. Pazartesi Sayın Akşener’i, dün Sayın Davutoğlu’nu ziyaret ettim. Az evvel Sayın Kılıçdaroğlu’yla görüştük. Birazdan Sayın Uysal ve Sayın Karamollaoğlu’nu ziyaret edeceğim" ifadelerini kullandı.

ALİ BABACAN'DAN DEVLET BAHÇELİ'YE SERT TEPKİ

Öte yandan Ali Babacan, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin Adana'da Furkan Vakfı yürüyüşüne yönelik polisin sert müdahalesini savunmasına tepki gösterdi.

Devlet Bahçeli, "Darbe girişimlerine hayırlı olsun diyen vakfın yaptıkları bardağı taşırmıştır. Bunlarda doğru ile yanlış birbirine girmiştir. Bu din tacirlerine Türk polisi zamanında müdahale etmiştir. Sözde vakfın meczup başkanının İçişleri bakanımıza söyledikleri bizim için yok hükmündedir. Sayın Süleyman Soylu, soy ismi gibi Soylu'dur. Bütün emniyet teşkilatımızı kutluyor, özellikle Adana'da görev yapan tüm polislerimizin alnından öpüyorum" ifadelerini kullanmıştı.

Ali Babacan bu ifadelere, "Bahçeli, işkencecileri alınlarından öperek kendine yakışanı yaptı. 12 Eylül’de kendi geleneğinin gördüğü eziyetten ders çıkarmadığını gösterdi. Milliyetçi hareketin bir ‘cefasını çekenler’, bir de ‘sefasını sürenler’ olmuştur. Sefa sürenlerin anlaması mümkün değil. İşkenceyi meşrulaştırana da mağdurun kimliğini sorana da yazıklar olsun diyoruz" sözleriyle eleştirdi.

Ali Babacan'ın açıklamalarının satır başları şöyle oldu:

Pazar günkü toplantımızın gündemini birlikte belirlemek üzere genel başkanlarla görüşmeler yapmaya başladık. Pazartesi Sayın Akşener’i, dün Sayın Davutoğlu’nu ziyaret ettim. Az evvel Sayın Kılıçdaroğlu’yla görüştük. Birazdan Sayın Uysal ve Sayın Karamollaoğlu’nu ziyaret edeceğim.

FURKAN VAKFI YÜRÜYÜŞÜNE POLİSİN SERT BİR MÜDAHALESİ

Bu münferit olay değil. Ülkenin cumhurbaşkanı sessiz kalıyorsa siz polis şiddetinin önüne geçebilir misiniz. Ülkenin zihniyet meselesi olduğunu Bahçeli ispatladı.

Anayasal hakkını kullanmak isteyen vatandaşın tepesine inen cop, hiçbir koşulda meşrulaştırılamaz.  Neymiş? ‘Yasa dışı’ yürüyüş yapmışlar. Ülkede parkur yürüyüşünden başka ‘yasa içi’ yürüyüş mü kaldı? Ülkede yasa mı kaldı?

Siyasetçilerden cesaret almayan hiçbir polis memuru pervasızca işkence uygulayamaz. Kolluk kuvvetlerine ‘Bacaklarını kırın’ diyen, ‘Siz yıkın, mahkeme kararı arkadan gelsin’ diyen bakanın emrindeki kolluk kuvvetlerinin hukuk içinde hareket etmesi beklenebilir mi?

Bahçeli, işkencecileri alınlarından öperek kendine yakışanı yaptı. 12 Eylül’de kendi geleneğinin gördüğü eziyetten ders çıkarmadığını gösterdi. Milliyetçi hareketin bir ‘cefasını çekenler’, bir de ‘sefasını sürenler’ olmuştur. Sefa sürenlerin anlaması mümkün değil. İşkenceyi meşrulaştırana da mağdurun kimliğini sorana da yazıklar olsun diyoruz.

EKONOMİK KRİZ

Sağlam bir hukuk düzeni olmadan ekonominin düzelemeyeceğini zihinlerine yerleştiremediler.

Ekonomi yönetiminin içine düştüğü gaflet Türk lirasını değersizleştirerek itibarımızı beş paralık ediyor. Hükûmet, kura endeksli mevduat hesabı marifetiyle kendi paramızın tasarruf aracı olma işlevini neredeyse bitirdi. Bu bir, devleti batırma kampanyasıdır.

Ortalıkta ‘Faizle mücadele edeceğim’ diye dolananların geldiği nokta tüm dünyaya ‘fahiş faiz’ vermek oldu. Dillerinden düşürmedikleri bir ‘faiz lobisi’ var. Eğer varsa öyle bir lobi, bu hükûmet faiz lobisine görmedikleri bir saadet yaşatıyor.

Yakın tarih, ülke kaynaklarının böyle hoyratça israf edildiği bir başka dönemi görmedi. Sayın Erdoğan, tüm dünyaya vergilerimizi peşkeş çekmeye karar verdi. O vergileri ödemek için emekçiler haftada 45 saat çalışıyor. Ev kadınları mutfaklarından kısıyor. İşletmeler yatırımlarından kesiyor.  O vergiler, siz sağa sola faiz dağıtın diye ödenmiyor.

Bir avuç mevduat sahibine garanti verilsin diye bütün yükün dar gelirlilerin sırtında olmasına razı olamayız. İş başına gelir gelmez, ilk iş, bu devleti batırma kampanyasına son vereceğiz.