Sorunlu olmadığımız hiçbir komşu ülke yok. Dünya üzerinde Azerbaycan Cumhuriyeti’yle Katar Emirliği dışında dostumuz olan ülke kalmadı.

Dünya üzerinde yalnız yaşanamayacağını bir gün öğreniriz. Zamanını kestirmek güç.

Azerbaycan Cumhuriyeti ile Ermenistan Cumhuriyeti arasında Dağlık Karabağ Cumhuriyeti toprakları yüzünden, kökü yıllar öncesine dayanan anlaşmazlık yüzünden çıkan çatışmalara Türkiye Cumhuriyeti’nin Azerbaycan Cumhuriyeti yanında yer alarak bulaşmış olması, Dünya ülkeleri arasında durumumuzun yeniden tartışma konusu olmasına neden oldu.

“Dağlık Karabağ, Güney Kafkasya'da hukuken Azerbaycan'a bağlı ancak de facto olarak hiçbir ülke tarafından tanınmayan Dağlık Karabağ Cumhuriyeti'nin egemenliği altında bulunan tarihi bölge.” (Vikipedi)

Dağlık Karabağ, 146.573 (2013) nüfusu olan, 4.400 km² toprakları bulunan bir yeryüzü parçası.

Bu ülkeyle ilgili bilgileri bir parça daha genişletelim.

Dağlık Karabağ Cumhuriyeti ya da resmî adıyla Artsah Cumhuriyeti, Güney Kafkasya'da yer alan ve hukuken Azerbaycan'a ait Dağlık Karabağ ve çevresindeki 7 Azerbaycan ilini kapsayan topraklar üzerinde, işgal sonrası kurulmuş fiilen bağımsız bir ülkedir. Şubat 2017 tarihinde gerçekleştirilen referandum ile Dağlık Karabağ Cumhuriyeti olan ülke ismi Artsah Cumhuriyeti olarak değiştirilmiştir. Çoğunlukla Ermenilerin yaşadığı bölgede, Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra yükselen etnik gerilim, Ermenistan'ın desteklediği Ermeni militanlarla Azerbaycan arasında çatışmaların çıkmasına neden oldu. Ermeni güçlerinin bölgeye girişiyle birlikte Azerbaycanlılara yönelik başlattıkları katliamlar halkı göçe zorladı ve Karabağ bölgesi tamamen işgal edildi. 10 Aralık 1991'de Azerbaycanlıların boykot ettiği ve yalnız Ermenilerin katıldığı referandum sonucuna göre bağımsızlık kararı alındı ve 6 Ocak 1992'de de bağımsızlık resmen ilan edildi. Ermenistan dahil hiçbir ülke ya da uluslararası kuruluş, devletin bağımsızlığını tanımadı. ”(Vikipedi, özgür ansiklopedi).

İki ülke arasında yaşanan çatışmalar, “etnik gerilim” aracılığıyla, milliyetçilik duygularıyla tırmandırılmış, bu süreç sürmekte.

Rusya Federasyonu, İran İslam Cumhuriyeti, ABD, AB, Çin Halk Cumhuriyeti gibi ülkelerin, başka güç odaklarının işin içine girmeleri durumunda Türkiye Cumhuriyeti’nin Kafkasya’da da yalnızlaşacağı anlaşılmakta.

Azerbaycan Cumhuriyeti ile Ermenistan Cumhuriyeti karşılıklı olarak birbirlerini suçluyorlar. Hiç kimse savaş benim haksız tutumlarımdan kaynaklanmakta demeye yaklaşmıyor. Her ülke savaşı çıkaran kendisi olsa bile, “savaşı çıkaran karşı taraf, barış isteyen benim” savında. Bu tavır insanlık tarihi boyunca hep böyle olmuş. Dağlık Karabağ bölgesinin tümünü ya da bir bölümünü ele geçirme savaşında da iki taraf bu tutum içinde.

Ülkemiz insanı komşu iki ülke arasında yaşanan bu savaşla ilgili yanlı bilgiler almakta. Büyük çoğunluğumuz Ermenistan Cumhuriyeti’nin ne söylediğini duymadan, bilmeden, duymak, bilmek istemeden bu sürtüşmede “Ermenistan Cumhuriyeti’ ne yaparsa ne istiyorsa yüzde yüz haksız, Azerbaycan Cumhuriyeti ne yapıyorsa ne istiyorsa yüzde yüz haklı” ön yargısıyla olayı değerlendirmeye çalışıyor. Bu durum olayı gerçek boyutlarıyla anlamamızı güçleştiriyor.

Komşu iki ülke arasında yaşanan savaşın, iki ülke halklarına bir yarar getirmeyeceği açık. İki ülkeyi barışa zorlayarak, sorunun barışçıl yollarla çözülmesine katkı sağlayarak, iki ülke halklarının, ileride başka halkların zararına sonuçlanacak gelişmeler yaşanmamasına çalışmak en tutarlı yol olsa gerek.

İnsanın yaşaması için başka canlıları, başka insanları öldürme girişimi, insanlığın saygınlığına yaraşır bir yönelim değil. Bu tutkusundan kurtulamaması, insan türünün en olumsuz yanlarından biri.

Yaşamak için başkalarını öldürmeye çalışmanın ötesinde çözümler var. Yerküre herkese yetecek büyüklükte.

Tüm savaşlarda olduğu gibi bu savaş da arkasında kan, gözyaşı bırakmaktan ötede bir işe yaramayacak. Suçsuz insanlar, kadınlar, çocuklar, kuşlar, böcekler yok olup gidecekler. Savaşlardan çıkar sağlayan bir avuç azınlık dışında herkesin yüreği yanacak. Geriye insanın insana değer verdiği görüntüler değil, insanlığın acımasızlığını sergileyen izler kalacak.