Anayasa Mahkemesi, cezaevinde Evrensel gazetesi okumak isteyen tutuklunun başvurusunda ihlal kararı bulmadı. Cezaevinde, kendisine Evrensel gazetesi verilmeyen tutuklunun başvurusu hakkında karar veren mahkeme, “Başvurucunun en yüksek tirajlı 29 ulusal gazetenin de aralarında olduğu yakın fikir ve içtihat çeşitliliğine sahip, ortalama 1800'e varan gazeteye ulaşım imkanı vardır” dedi.

Sincan T Tipi Cezaevinde tutuklu olan Mustafa Koca, 2021 yılında Evrensel gazetesine abone olmak için cezaevi idaresine başvuruda bulundu.

Cezaevi Eğitim Kurulu, Koca'nın başvurusunu BİK'in resmi ilan ve reklam vermeme kararına atıfla gazetenin reddetti. Bunun üzerine Koca İnfaz Hakimliğine başvurdu.

Ancak mahkemede benzer kararı verdi. İnfaz hakimliğinin kararı üzerine Koca, bu kez AYM'ye 2 Eylül 2021'de "Gazete satın alma talebinin reddedilmesi nedeniyle ifade özgürlüğünün engellendiği" gerekçesiyle başvuru yaptı.

BİK KARARI 'AKREDİTASYON' OLARAK KABUL EDİLDİ

Koca'nın başvurusunu kabul eden mahkeme, yaptığı değerlendirmede cezaevlerinde süreli yayınların erişimine yönelik uygulamada sorun yaşandığını belirtti.

AYM, cezaevleri yönetimlerinin asıl görevlerini yerine getirmeleri için BİK kararlarının 'akreditasyon' olarak kabul edildiğinin altını çizerek BİK'in gazetelerin yüzde 80'ini ve en yüksek tirajlı 29 gazeteyi denetimden geçirdiğini ifade etti.

AYM, buradan yola çıkarak, başvurucu Koca'nın yüksek tirajlı 29 gazete ve toplamda 1800 gazeteye erişim imkânının olduğunu belirterek, "Nitekim başvurucunun en yüksek tirajlı 29 ulusal gazetenin de aralarında olduğu yakın fikir ve içtihat çeşitliliğine sahip, ortalama 1800'e varan gazeteye ulaşım imkanı vardır. Ayrıca son yıllarda getirilen yenilikler başvurucu yönünden de müdahalenin etkilerini fazlasıyla dengeler niteliktedir. Bu bağlamda başvurucunun tirajı yeteri olmadığından resmi ilan yayım hakkı bulunmayan Evrensel gazetesini satın alma talebinin bu sebeple reddedilmesinin ifade özgürlüğü yönünden haksız bir sınırlama oluşturmadığı, kurum düzeni, disiplini, güvenliği ve mahkumların ıslahı meşru amaçlarını gerçekleştirmek yönünden zorunlu bir sosyal ihtiyacı karşıladığı, tutuklu olan başvurucuya katlanması gerekenden fazla bir külfet yüklemediği, dolayısıyla orantısız da olmadığı ve demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olduğu sonucuna varılmıştır" denildi.

Yüksek Mahkeme, Koca'nın ifade özgürlüğünün ihlal edilmediğine karar verdi.