Anayasa Mahkemesi (AYM), Türk İntikam Tugayı (TİT) adına tehdit edilen Prof. Dr. Baskın Oran’a gerekli koruma yükümlülüklerini yerine getirmeyen ve faili cezalandırmayan devletin ‘yaşam ve ifade özgürlüğü’ hakkını ihlal ettiğine hükmetti.

AYM, Oran’a 27 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi.

ÜÇ SAVCILIK, SEKİZ MAHKEME

Oran, Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu üyesi olarak hazırladığı Azınlık Hakları ve Kültürel Haklar Raporu nedeniyle resmi ve sivil kaynakların saldırgan açıklamalarının ve sözlü saldırıların hedefi haline geldi.

Tehditlerin artması üzerine koruma polisi tahsis edilen Oran, 2008’de TİT imzalı bir tehdit nedeniyle yaptığı suç duyurusundan da uzun süre sonuç alamadı.

Tehdidi e-posta yoluyla gönderen kişinin kimliğinin belirlenmesine rağmen açılan davada tutuksuz yargılanan sanık karmaşık bir yargı süreci sonunda cezasız kaldı.

Bu süre içinde dosya İstanbul, Ankara, Adana başsavcılıkları, Adana 6. Ağır Ceza, İstanbul 11. Ağır Ceza, Ankara 12. Ağır Ceza, Ankara 1. Sulh Ceza mahkemeleri ve Yargıtay 5. Ceza Dairesi’ni gezerek suçun işlenmesinden tam beş yıl sonra Ankara 12. Asliye Ceza Mahkemesi’ne geldi. Mahkeme sanığın e-posta yoluyla suç işlediğini gerekçe göstererek davayı düşünce suçlarına ilişkin davalarda erteleme öngören 6352 sayılı yasa kapsamında erteledi.

İtiraz üzerine 10. Ağır Ceza Mahkemesi tehdit suçunun ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceğine hükmederek kararı iptal etti. Bunun üzerine davaya yeniden bakan Asliye Ceza Mahkemesi ise sanığa bir yıl sekiz ay hapis cezası verdi. Ancak ceza da hükmün açıklanmasının geri bırakılması kapsamında ertelendi.

Bunun üzerine avukatı Oya Aydın Göktaş, müvekkilinin azınlık raporu nedeniyle aldığı ölüm tehditleriyle ilgili olarak yapılan soruşturmanın makul sürede tamamlanmadığını, delillerin yeterince araştırılmadığını, sanığın etkili bir cezaya mahkûm edilmediğini belirterek AYM’ye başvurdu.

Göktaş, Oran’ın yaşam ve ifade özgürlüğü hakkının ihlal edildiğine karar verilmesini istedi. Başvuruda Oran’la birlikte Agos gazetesinde çalışan Hrant Dink’e de öldürülmeden önce tehdit mesajları gönderildiği ve gereken koruma alınmadığı için suikaste kurban gittiği hatırlatıldı.

Kaynak: Diken