Aslı Erdoğan’ın tutuklanmasındaki bahanelerden birisi de 'devletin birliği ve bütünlüğünü bozmak'mış ve bunu da hükümetin kontrolündeki yargı söylüyor. Bu hükümet insanlarda ne birlik ne beraberlik bıraktı. Geçmiş dönemlerde çocukları öldürülen ve kaçırılan, yok edilen barış anneleri herkesi şaşırtacak şekilde yine de barış istiyoruz derlerdi. Fakat en son hükümetin sokağa çıkma yasaklarının uygulandığı bölgelerde yaptığı teşhirci soykırımından sonra görüştüğüm barış anneleri artık ne olacaksa olsun, savaş istiyorlarsa savaşalım noktasına geldiler.
 
Bu hükümet sayesinde Işid'in Antep'te bombaladığı bir mahallede çoğu çocuk 50'nin üzerinde can yaşamını yitirmişken yaşamaya doymamış çocukları aileleri toprağa verirken faşistler tarafından cenaze merasimi basılarak, cenazelerin toprağa verilmesi önlemeye çalışıldı. Düşünün anneler haykırıyor mahallede tüm çocukları öldürdüler diye, insan nerede olursa olsun bu tür acının karşısında boyun eğer karşısındakinin acısını anlamaya çalışır. Hükümet öyle ayrımcı ve devletin birliğine öyle dinamitler yerleştirdi ki Işid gibi dünyanın en cani örgütü bin yıl birlikte yaşadığık dediğiniz halkın çocuklarını hunharca katlediyor ve oradaI karşıtı devasa bir gösteri eylem olması gerekirken tam tersine tırnak ile et gibiyiz dediğin bin yıldır bir arada yaşadığımız dediğin Kürt halkının katledilerek paramparça edilmiş çocuklarının toprağa verilmesini önlemeye çalışıyorsun.
 
Aynı zamanda savaş karşıtı ve vicdani retçi olan, Özgür Gündem'deki köşesini bu minvalde kullanan barış sever Aslı Erdoğan devletin birliği ve bütünlüğünü bozacak, AKP hükümeti izlediği ve nerede ise tarihte örneği olmayacak halklar arasındaki kutuplaşmayı artıracak ve halkların yan yana yaşama duygusunu bu mezarlık örneğinde olduğu gibi ortadan kaldıracak sonra da devletin birliği ve bütünlüğünü koruduğunu ve savunduğunu söyleyecek.
 
Bugün aslında hükümet mahkemeler ile Aslı'nın şahsında bu ülkenin en güzide aydın, entelektüel, yazar ve çizerlerinin, soykırım operasyonları ile bitirmeyi önüne hedef olarak koyduğu Kürt halkı ile bağlarını koparmak istiyor. Bu yüzden Özgür Gündem'in birçok çalışanı bırakılırken Aslı Erdoğan tutuklanmıştır.
 
Bu hükümet daha önce söylediğimiz gibi maalesef yanlışlarından asla ders çıkarmamak gibi bir iktidar sarhoşluğunun içerisine düşmüş durumda. Eski kirli ortağı Gülen hareketi ile mücadele edebilmek için tarihinin en kirli ittifakı ile yola devam etme kararını aldığını bu günlerde yaptıklarını izleyerek görmekteyiz.
 
Bu yüzden her günden daha fazla Aslı'nın yükseltmeye çalıştığı anti-militarist savaş karşıtı barış tutumunu yükseltmemiz şart. Barışı kazanmak için daha fazla zamanımız yok, AKP hükümeti darbe girişimi sonrası devleti neredeyse tamamen reorganize etti, şimdi tekrar devleti tamamı ile bu cumhuriyetin mantığına uygun (Misak-i Millici, Suriye de buna dahil), inkarcı ve buna dayalı katliamcı şekilde yeniden organize etmek istemekte.
 
O yüzden ne kadar ittihatçı artığı varsa hükümete biatini açıkladı. Egemenler çok iyi bilir ki barış zamanında ırkçı şovenist bir devlet aygıtını organize edemezsiniz, bunun için iç savaş gerekir, iç savaş çıkar ve herkes savaş ile meşgul iken sen ise elini kolunu sallayarak bize yüzyıl daha kaybettirecek devleti organize edebilirsin.
 
Şimdi aslında yaptıklarından dolayı yargılanması gereken Aslı Erdoğan değil tam tersine darbe girişimi sonrası tarihi bir fırsatı elinin tersi ile itip, ülkede yeni bir kaos sürecinin fitilini ateşleyecek ittifaklar içerisine giren AKP hükümeti ve Recep Tayyip Erdoğan olduğunu düşünüyorum. Fakat ben liberal bir analizci ya da yazar değilim. Yargı ve diğer tüm mekanizmaların kontrolünün kimde olduğunu çok iyi bilecek kadar yaşam deneyimine sahip birisi olarak Sevgili Aslı Erdoğan'ı savunmak ve onu hapishaneden kurtarmak istiyorsak, Aslı'nın antimilitarist savaş karşıtı barış söylemini 7 Haziran ruhu ile sahiplenmeliyiz.
 
O zaman Aslı'yı da Zana'yı da , Haydar'ı da kurtarabilir, hatta Öcalan’ın üzerindeki tecridi kırabilir ve hükümet tarafından esir alınmış barış sürecini de onu savunan tüm yoldaşları da kurtarabiliriz.
 
Her zaman dediğim gibi, barış ile kalabilmek için barış için mesai harcamamız gerekiyor.