ÖYM'lerin kaldırılmasının ardından görev yeri değişen hâkimler bazı sorunlarıda beraberinde getirdi. Askeri Casusluk davası sanıkları atanan yeni hâkimlerin dosyaya hakim olmadığı için adil yargılama olmayacağını savundu.

Özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasına ilişkin düzenlemenin ardından İzmir 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam etmesi kararlaştırılan ve “Askeri Casusluk davası” diye de bilinen, 10’u muvazzaf asker, 15’i tutuklu 357 sanıklı ‘Gizli bilgi ve belge bulundurma’ davasına bugün devam edilecek.

Behri Karataş'ın Hürriyet'te yer alan haberine göre, son olarak 16 Ocak’ta İzmir 12'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ve 7 Nisan'a ertelenen 2014/100 dosya numaralı dava, yine İzmir Adliyesi Sosyal Tesisleri Konferans Salonu'nda görülecek. Mahkeme heyetine Hâkim Orhan Kızıltaş başkanlık edecek. Avukatlar ise 3 kişilik heyet içerisinde yer alan bir hâkimin daha önce sanıklar hakkında tutuklama kararına imza attığını belirterek yargılamanın bu heyetle adil olamayacağını öne sürdü.

Sanık avukatlarından Murat Ergün, görev yeri değişen eski TMK 10'uncu maddesiyle görevli Zafer Kılınç'ın hazırladığı ek iddianameyi, kapanmakta olan İzmir 12'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nin kabul ederek ilk iddianameyle birleştirdiğini hatırlattı. Bu nedenle bugünkü duruşmada, usule ilişkin tartışma başlatacaklarını ve mahkemeden birleşen dosyayı ayırmasını isteyeceklerini belirten Ergün, “Mahkeme yeni iddianameyi okumamalı ve vakit kaybetmemeli” dedi. Sanık Atilla Ertekin da duruşmaya bakacak hâkimlerin, 3 Nisan tarihinde atanmış olmasının, adalet adına büyük yara olduğunu savunarak şunları söyledi:

“400 klasör evrakı okuyup incelemek fiilen mümkün değildir. Mahkemeye atanan hâkimlerden birisi daha önce bu dosya ile ilgili tutuklama kararlarına imza atmıştır. Genelkurmay'dan raporların istendiği aşamada bu hâkim, söz konusu raporların bilirkişi raporu olmadığı yönünde karar vermiş ve talepleri reddetmiştir. Bugün yapılacak olan duruşmaya dosyayı hiç bilmeyen bir heyetin çıkması hukuken izah edilemeyecek bir durum olup bu şartlarda tutuklu kalan sanıklar için ağır hak ihlalleri söz konusu olacaktır. Tutuklu sanıkların aylardır bugünü beklediği düşünülecek olursa telafisi mümkün olmayan durumla karşı karşıya kalındığı bir kez daha görülecektir."