DEVA Partisi Ekonomi ve Finansal Politikalar Başkanı İbrahim Çanakcı,Türkiye'deki ekonomik krizi, açıklanan enflasyon rakamlarını ve 2021'de ekonomi beklentilerini değerlendirdi.

 ARTI TV'de yayınlanan Nazım Alpman'la Gün Başlıyor'un konuğu DEVA Partisi Ekonomi ve Finansal Politikalar Başkanı İbrahim Çanakcı oldu.

'ARNAVUTLUK'TAN SONRA ASGARİ ÜCRETİN EN DÜŞÜK OLDUĞU İKİNCİ ÜLKEYİZ'

Yabancı yatırımcının Türkiye'ye gelmesi için sadece ekonomik veriler yeterli mi, yoksa başka şeyler de mi lazım?" sorusuna Çanakcı şu yanıtı verdi:

"Türkiye uzun yıllar boyunca Çin'i örnek gösterdi, ucuz işgücü cenneti olarak. Ama bugün geldiğimiz noktada tabii Çin'deki asgari ücret, orada şehirden şehre fark edebiliyor, bazı şehirlerde Türkiye'nin de üzerinde. Türkiye maalesef ücretler noktasında, asgari ücret noktasında çok ciddi bir gerileme yaşadı. Yani Avrupa'da son 10 yılda asgari ücreti gerileyen iki ülke Türkiye ve Yunanistan. Ve biz Arnavutluk'tan sonra asgari ücretin en düşük olduğu ikinci ülkeyiz, geçen yılın Temmuz ayı verileri baz alındığında.

Dolayısıyla bizde işgücü ucuz, buraya gelin, burada yatırım yapın' demek siyaseten itibarlı bir yöntem değil. Peki, bu yabancı yatırımcıları cezbetmek için yeterli bir unsur mudur? Kesinlikle değil. İşgücü maliyetleri sadece bir faktör. Onun dışında ülkenin rekabetçiliğini belirleyen çok sayıda faktör söz konusu. Bunların içinde verimlilik, yenilikçilik, yüksek katma değer oluşturma çok önemli. Ama hepsinde daha önemlisi sizin altını çizdiğiniz konular. Yani hukuk güvenilirliği, hukuki öngörülebilirlik, demokrasi. Bunlar özellikle yabancı yatırımcılar için çok önemli.

Bunlarla yabancı yatırım girişleri arasında da çok ciddi bir paralellik söz konusu. Hatırlayın, kendi tecrübemizden de bunu görüyoruz. Biz 2005 yılında AB'ye tam üyelik perspektifi kazanınca Türkiye'de doğrudan yabancı yatırım girişleri birden bire 20 katına çıktı. Daha sonra bu alanlarda gerilemeyle beraber Türkiye'de doğrudan yabancı yatırım girişleri de yavaşlamaya başladı. Geçen yıl ilk defa gayrimenkul yatırımları haricinde baktığımızda, bizden dışarıya yapılan doğrudan yatırımlar Türkiye'ye yapılan doğrudan yatırımları geçti. Yani Türkiye'ye yatırım ilk defa negatif oldu."

'SİYASİLERİN VE NÜFUZ SAHİBİ KİŞİLERİN TAKİBİ, İZLENMESİ VE ŞEFFAFLIĞI İLE İLGİLİ DÜZENLEME ÖZELLİKLE YAPILMIYOR'

"Halk fakirleşirken Cumhurbaşkanının zenginleşmesi ve bunun kaynağını açıklaması konusunda DEVA Partisi ne diyor?" sorusuna, Çanakcı şu yanıtı verdi:

"Elbette. biz hep altını çiziyoruz. Şeffaflık ve hesap verebilirlik bizim partimizin temel ilkelerinden birisi. Şeffaflık kelimesinin geçmediği hiç bir konuşmayı bulamazsınız DEVA Partisi'nde. Ekonomi politikalarını da yazarken en başına 'Partimizin ekonomi politikalarının esasları ve genel ilkeleri' diye bir bölüm koyduk. Onun içinde de şeffaflık ve hesap verilebilirliği birinci sırada sayıyoruz. Bunları sadece siyasiler için değil, yüksek derecedeki kamu görevlileri için de öngörüyoruz ve bunların uluslararası normlara göre yapılmasının gerektiğinin altını çiziyoruz. Birkaç gün önce meclisten bir yasa geçti, kitle imha silahlarıyla ilgili. Orada bazı düzenlemeler yapıldı. Özellikle OECD'nin mali eylem gücüyle ilgili. Kara paranın aklanması, şeffaflık, hesap verilebilirlik konusunda. Önemli bir organ, OECD'nin mali eylem gücü. Hükümet orada bazı düzenlemeler yaptı, bu ilklere uyum sağlamak için. Ama orada çok önemli bir öneri daha vardı ve Türkiye o öneriyi yerine getirmiyor. Ve o öneri nedeniyle de bu mali eylem gücünün gri listesine girme riskini taşıyor. O öneri siyasilerin ve nüfuz sahibi kişilerin takibi, izlenmesi ve şeffaflığıyla ilgili. O kadar düzenleme yapıldı, bu öneriye ilişkin hiçbir adım atılmadı. Biz hep şunu söylüyoruz; bir insan için ekmek, hava, su ne kadar yaşamsal ise DEVA Partisi için de şeffaflık ve hesap verebilirlik o kadar yaşamsal. Böyle bir partinin bunların takipçisi olmaması, bunları sormaması diye bir durum söz konusu olamaz."