Küresel doğurganlık oranının 2100 yılına kadar yarıya düşeceği tespit edildi. Washington Üniversitesi Sağlık Değerleri ve Gelişimi Enstitüsü’nde yapılan araştırmada, hızla düşen doğurganlık oranının, toplumlarda ‘dudak uçuklatan’ etkilere neden olacağı belirtildi.

‘DOĞURGANLIK ORANI 2100 YILINA KADAR 1.7’NİN ALTINA DÜŞECEK’

Saygın tıp dergisi The Lancet’te yayımlanan çalışmada, İspanya ve Japonya dahil olmak üzere en az 23 ülkede nüfusun 2100 yılında kadar yarıya ineceği belirtildi. 1950 yılında 4.7 olan doğurganlık oranının 2017’de 2.4’e gerilediği kaydedilirken, 2100 yılına kadar bu oranının 1.7’nin altına düşebileceği tespit edildi. Çalışmada, dünya nüfusunun 2064 yılında ‘zirve yapacağı’ ve 9.7 milyara ulaşacağı, bu sayının yüzyılın sonunda 8.8 milyara düşeceği aktarıldı.

2017 yılında Japonya’da 128 milyon kişiyle zirveye olaşan nüfusun, yüzyıl sonunda 53 milyona düşmesi, İtalya’da ise nüfusun 61 milyondan 28 milyona düşmesi öngörülüyor. Dünyanın en yüksek nüfuslu ülkesi Çin’de, nüfusun dört yıl içinde 1.4 milyara çıkması, 2100 yılına kadar ise bu sayının 732 milyona gerilemesi öngörülüyor. Doğurganlık oranının düşmesinin global bir sorun haline geleceği belirtilirken, 195 ülkeden 183’ünün oranının doğurganlık yenilenme düzeyinin altına ineceği tahmin ediliyor.

Araştırmacı Prof. Christopher Murray, doğurganlık oranının bu denli keskin düşüşünün ‘dudak uçuklatıcı’ olduğunu dile getirdi.

‘KADIN HAKLARINDA İLERLEME TEHLİKEYE ATILMAMALI’

Doğurganlık oranının düşmesi ise biyolojik nedenlerden ziyade toplumsal nedenlerle açıklandı. Kadınların doğum kontrol yöntemlerine erişiminin ve kadınların eğitim ve iş hayatındaki katılımının artmasının doğurganlık oranlarında düşüşle sonuçlandığı belirtildi. Araştırmacılar, doğurganlık oranını yükseltmek adına kadın haklarında katedilen aşamalarda olası gerilemeye karşı uyardı. Prof. Stein Emil Vollset, “Nüfus düşüşüne yanıt vermenin pek çok ülkede baskın bir politika endişesi haline gelmesi muhtemel ancak doğum kontrol yöntemlerine erişimin kısıtlanmasıyla beraber kadın hakları alanındaki ilerlemeler tehlikeye atılmamalı” ifadelerini kullandı.

Doğurganlık oranı hızla düşerken, nufüsün da ‘yaşlanacağı’ belirtildi. Genç nüfusun azınlık haline gelmesinin olumsuz sonuçları olacağını dile getiren Murray, “Bu durum çok büyük bir toplumsal değişim yaratacak” dedi.  Murray, bu durumda ‘toplumların yeniden düzenlenmesi gerekebileceğini’ söyledi.