Roboski katliamının 5. yıldönümü anması yapılmasın diye anmadan bir kaç gün önce 'ihbar' gerekçe gösterilerek ben, Meral Geylani, Roboski ailelerinden Taybet Encu, Veli Encu ayrıca Hikmet Encu, Ubeydullah Encu rehin(gözaltına) alındık. Bizler gözaltına alındıktan sonra köylülerimizin demesi ile adeta köyümüze asker çıkartması yapıldı.

Yine köylülerimiz askerlerin anmayı onların belirlediği çerçevenin dışında yapması halinde âdeta rehin tutulan bizlerin tutuklanacağı tehdidi ile karşı karşıya kaldıklarını ifade ettiler. Tüm bu nedenlerden dolayı bu sene Roboski anması temsili düzeyde yapılabildi. Biz yürüttüğümüz adalet mücadelesine yönelimin bunlar ile sınırlı kalacağını düşündük, fakat öyle olmadığını kurduğum cümleleri takip edenler görecek..

Roboski anmasının hemen ardından tutuklanma talebi ile sevk edildiğimiz Uludere Sulh Ceza mahkemesi adli kontrol şartı ile beni, Meral Geylani, Taybet Ebru ve Veli Encu'yu serbest bıraktı. Anmanın tarihinin geçmesi ile Rehin olma durumundan şimdilik kurtulduk da bu arada ne ajanlığımız kaldı ne örgüt üyeliğimiz, asker ve polis bizim için hazırladığı fezlekeye ne varsa koymuşlar, şimdilik mahkeme bu duruma geçit vermedi fakat bu ne zamana kadar böyle gider hiç kimse bilmiyor. Mahkemeler üzerindeki baskıları herkes bugün iyi biliyor. Bu ülkede dışarıda kalmanın artık hiç bir garantisi yok, bunu bizzat yaşayarak görüyoruz.

Roboski katliamının 5. yıldönümü anması temsili düzeyde olsa da yapıldıktan ve bizler bırakıldıktan bir kaç gün sonra derneğimiz OHAL kapsamında " Örgüt propagandası" yaptığı gerekçesi ile faaliyetleri 3 aylığına durduruldu. Biz bu duruma avukatlarımız aracılığı ile itiraz etmiş ve sonucunu beklerken derneğimiz Roboski-Der gece yarısı KHK'si ile resmen tümü ile kapatıldı. Roboski'ye yönelimin bunlar ile sınırlı kaldığını düşünüyorsanız büyük bir yanılgı içindesiniz demektir. Bu yazıyı yazdığım saatlerde Amed'de dozerler ve kepçelere eşlik eden polisler ile bundan tam dört yıl önce Kayapınar belediyesi tarafından Roboski katliamında yaşamını yitirenler anısına yapılan anıt da yıkılarak kaldırıldı.

Şimdi ey iktidar desek, ey TC Cumhurbaşkanı Erdoğan desek, hani Ankara'nın karanlık dehlizlerinde kaybolmayacaktı Roboski desek ne cevap alırız diyeceğim de sadece yakın zamanda yaşadıklarımız ve Roboski anısına yapılan bu anıta kepçeli dozerli saldırı ile cevabımızı aldığımızı düşünüyorum. Bunun üzerine ne söylesek, ne yazsak kifayetsiz.

Biz mücadeleye Roboski-der ile başlamadık, derneğimiz kapandı diye de durmayacak, gözü yaşlı annelerimize andımız var ki Roboskiye adalet gelinceye kadar ne pahasına olursa olsun verdiğimiz adalet mücadelesine devam edeceğiz. Bugün Roboski katliamının sorumlularından hesap sorulması gerekirken çeşitli gerekçeler üretilmeye çalışılarak bizler cezalandırılmaya çalışılıyoruz. Kim ne derse desin, bizleri ne ile suçlarlar ise suçlasınlar biz çok iyi biliyoruz ki bizler Roboski için adalet mücadelesi verdiğimiz için cezalandırılmaya çalışılıyoruz bunun farkındayız. Bile bile lades diyoruz, ne yaparsanız yapın buradayız, Roboski için yürüttüğümüz adalet mücadelesini boğamayacaksınız. Selo başkanın dediği gibi bedel ödemeden maalesef bu coğrafya'da hiç bir hakkın teslimi yok, yani gemilerimizi de ateşe verdik anlayana, anlamayana ne desek boş, biliyoruz bu baskı ve zulüm sonsuza kadar sürmeyecek, o güne kadar direneceğiz. Kimse bugün yaptıklarının hesabını vermeyeceğim düşüncesine kapılmasın, mutlaka bir gün her günü Roboskiye dönen coğrafyamızın hesabı demokratik teamüller çerçevesinde, her günümüzü Roboskiye çeviren bu kesimden sorulacak unutulmasın...