Hafta başında hem yoldaşım, hem hemşerim (Artvinli) Elif Kanlıoğlu’nun ailesinin Emek Partisi İstanbul İrtibat binasındaki ziyaretine katıldım.
Elif, şu en güzel gülenlerimizden… Ankara katliamında yitirdiğimiz, henüz 20’sindeki güzel kardeşimiz… Muhtemelen bir eylem öncesinde, muhtemelen en güzel kendisi yazdığı için, pembe bir dövize, ‘Güzel günler gelmez bize, biz güzel günlere yürümedikçe’ yazıp altına da Emek Gençliği imzası atan; işte evet birçoğunuzun o güzel gülümsemesi ve İşçi B’nin (Ki Emek Gençliği çok sever İşçi B’yi) o güzel sözünü yazarkenki fotoğrafıyla tanıdığınız Elif… 
Yanılıyor olabilirim ama sanırım Evrensel gazetesindeki bir röportaj ya da köşe yazısında şöyle bir ifade geçiyordu: Annelerini doğuran çocuklar…

Kimin için mi? –Ki yine özel olarak kimin için olduğunu hatırlamıyorum ama- genel olarak, Berfo ana için mesela… 12 Eylül karanlığında, gözaltına alındıktan sonra bir daha göremediği oğlu Cemil Kırbayır’ı arayarak 105 yaşına kadar sürdürdüğü mücadelesiyle simgeleşen Berfo Ana için… O en gaddar ve çirkin muktedir, darbeci Kenan Evren’in (muhtemelen şimdiki de bu konuda onun gerisinde kalmaz) karşısına dikilecek ve hesap soracak kadar cesur Berfo Ana… Ya da Fadime Ana için… Oğlu Metin Göktepe’nin katillerinin bulunması için verilen mücadelenin önderi olan Fadime ana… Nerede bir ana daha kaybetmiş evladını, hemen yanında beliriveren mücadeleci kadın; Metin’in annesi… Ya da Sami Elvan, Gülsüm Elvan… Ya da Ali İsmail’in, Abdo Can’ın, Ethem’in, Medeni Yıldırım’ın annesi… Uğur Kaymaz’ın annesi için…

İşte Elif’in anne ve babasını dinlediğimde tam olarak bunu düşündüm. Elif’in yeniden doğurduğu anne ve baba... Zaten Elif’in babası da öyle söyledi. Elif'in babası Ümit Kanlıoğlu : "Elif, Ümit'in kızı, Emre'nin kardeşi diye tanınmaktan rahatsız oluyordu. Bunu hep dile getirirdi. O kendi olarak, 'Elif' olarak anılmak isterdi. Kendi mücadelesinin de görülmesini isterdi. Şimdi biz 'Elif'in babası, Elif'in abisi, annesi' olarak tanınıyoruz. Kızımıza layık olmaya çalışacağız" diye anlattı. Elif, EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan’a bile bir karşılaşmalarında çıkışmış: “Lütfen beni artık Ümit’in kızıyım demeden de hatırlayın.”

Kendisinden daha önce mücadeleyle tanışan abisi Emre’ye geri durduğunu düşündüğü için kızarmış Elif… Para kazanmanın en büyük erdemlerden sayıldığı kuşağı içerisinde, -belki okulda öğretmeni sorduğunda söyleyememiştir ama- ‘Emek Partisi’nde profesyonel devrimci olmak istiyorum’ diyormuş…

“Kızımıza layık olmaya çalışacağız”…  Evet, şimdi o iki acılı insan, 20’sinde yitirdikleri kızlarına layık olma görevini, bunca yıl verdikleri mücadelenin nişanesi olarak taşıyacaklar.

Elif’in babası Ümit Kanlıoğlu, kızının Artvin Arhavi’deki cenazesinde konuşma yapmak istememiş. Emek Partisi Genel Merkezi’nden Tarık Erkan ve o coğrafyanın insanı ÖDP Genel Başkanı Alper Taş birer konuşma yapmış. Ümit Kanlıoğlu, son bir dakika içinde konuşmaya karar verdiğini anlattı. “Sadece, kızımın yaptıklarının arkasında olduğumu göstermek için konuşma gereği duydum. Ben konuşmasam belki şüphe duyan olurdu, kimsenin aklında bu konuda şüphe kalmasın diye konuştum” dedi Ümit abi… Bu ne derin yüreklilik Ümit abi…

İki saat civarında Elif’in ailesini dinledik. O an ağlamaktan aklıma gelmedi ama sonradan ‘keşke ses kayıt cihazını açsaydım’ dedim kendi kendime. O ne net, o nasıl köşeli ama bir o kadar da edebi ve politik ifadelerle anlattılar hislerini, anlatamam;  anlatamıyorum zaten… Zaten 16 yoldaşını bu acı katliamda kaybeden Emek Partisi’nin Genel Başkanı Selma Gürkan da “Evlatlarını kaybeden ailelerden öğreniyoruz” dedi. Çok samimiydi bunda…

“Kızıma bir daha dokunamayacağım için üzgünüm” derkenki ses tonu ağlattı bizi. Oysa o yine içine döktü gözyaşını ve ekledi: “Ama bir taraftan da mutluyum. Evet mutluyum. Çünkü kızım başka bir yerde de ölebilirdi. Ama barış mitinginde ayrıldı aramızdan. Bence sırf bu yüzden O ölmedi, Elif ölmedi. Elif yeniden doğdu”

Haklılar. Elif yeniden doğdu ve ölümsüzleşti. Ama bir taraftan Elif’in babası Ümit Kanlıoğlu ve annesi Öznur Kanlıoğlu da yeniden doğdu kızlarıyla…

Daha yapacak çok işimiz, söyleyecek çok sözümüz var hep birlikte…

Barış içinde, sömürüsüz ve özgür bir ülke kuracağız daha…
Biz de, Elif’imize yoldaşımıza layık olmaya çalışacağız!