Ankara Barosu Başkanı Erinç Sağkan’ın Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı’na seçilmesinin ardından yönetim kurulu kararıyla başkanlık koltuğuna oturan Kemal Koranel, üç aydır yürüttüğü görevinden ve yönetim kurulu üyeliğinden istifa etti.

Koranel’in “Başkanlık görevini üstlendikten sonra vesayeti gelenek haline getiren zihniyetin taleplerini yerine getirmemem üzerine aleyhime algı operasyonu başlatılmıştır” diyerek açıkladığı istifasının ardından gözler Ankara Barosu’nda yeni başkanın nasıl seçileceğine çevrildi. 

ankara barosu-2

SÜREÇ İŞKENCE RAPORUNUN YAYINLANMAMASYLA BAŞLADI 

‘Çoklu baro’ düzenlemesiyle Avukatlık Kanunu’na eklenen hüküm gereği seçim döneminin bitmesinden önce ayrılan baro başkanının yerine baro yönetim kurulunca, kendi üyeleri arasından, kalan süreyi tamamlamak üzere baro başkanı seçiliyor. 

Ancak baro başkanı, yönetim kurulu veya denetleme kurulunun gerekli gördükleri hallerde genel kurulu olağanüstü toplantıya çağırma yetkisi de bulunuyor.  

Baroda ‘işkence raporu’nun yayınlanmaması ile başlayan ve akabinde Kemal Koranel’in istifasıyla sonuçlanan olaylar sonrası, avukatlar arasında ekim ayında yapılacak seçimler öncesinde olağanüstü genel kurul yapılması tartışmaları yaşanıyor.

‘KORANEL’İN BAŞKANLIĞI BİR SEÇİM DEĞİL ATAMAYDI’

Duvar’dan Müzeyyen Yüce’nin haberine göre, Ankara Barosu seçimlerinde Avukat Hakları Grubu’ndan başkan adaylığını açıklayan Hakan Gönenç, baro başkanının yönetim kurulu içinden seçilmesini çoklu baro yasasının anti demokratik uygulaması olarak gördüklerini ifade ederek olağanüstü genel kurul çağrısı yaptı. 

2021 Eylül ayında yapılan Ankara Barosu Genel Kurulu’ndan sonra aralık ayında Ankara Barosu Başkanı Erinç Sağkan’ın Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanlığı’na seçildiğini hatırlatan Gönenç, “Her ortamda çoklu baro yasasının anti demokratik olduğunu söyleyip içine sindiremediğini dile getiren baro yönetim kurulu, bu kez çoklu baro düzenlemesinden yararlanarak Kemal Koranel’i başkan seçti; daha doğrusu bu bir seçim değil atamaydı. Bu zihniyet, baromuz tarihinde bir ilke imza atarak, atanmış bir başkan ile yoluna devam etme kararı aldı” dedi.

‘BU ZİHNİYETTEN KURTULMANIN TEK YOLU DERHAL SEÇİMLİ OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL’ 

Sonrasında Ekim 2022’de yapılması öngörülen genel kurul öncesi Ankara Barosu Yönetim Kurulu içerisinde bölünme ve çekişmelerin başladığını ifade eden Gönenç, bu durumun baroya zarar verdiğini ifade ederek şunları söyledi:

“Bu çekişmeler, yönetim kurulu ile sınırlı olmayıp mevcut yönetimin içinde bulunduğu zihniyete sahip bazı kişilerin dışarıdan müdahalesi ile daha da genişledi. Bugün Kemal beyin istifası ile bu çekişmelerin son bulup işlerin düzeleceğini kimse düşünmesin. Zira temennimiz bu yönde olmasa da öngörümüz, bu çekişmelerin artarak devam edeceği yönündedir. Baromuz bu çekişmeler yüzünden çalıştırılmamakta, yapılması gereken meclis toplantısı yapılmamakta, muhasebe kayıtları açıklanmamakta ve işleme alınması gereken birçok iş ve dosya atıl durumda beklemektedir. Baroyu kendisine ait zanneden ve sürekli aynı isimlerle yönetmeyi adet haline getiren bu zihniyetten kurtulmanın tek yolu, derhal seçimli olağanüstü genel kurula gitmektir. Bu konuda yasal bir engel olmadığı gibi bu durum artık bir seçenek değil zorunluluktur, bir görevdir.”

BARO SAYMANI BİLGİN: KARARI YÖNETİM KURULU VERECEK

Ankara Barosu Saymanı Zafer Doğan Bilgin de Koranel’in yerine seçilecek baro başkanının hangi yöntemle belirleneceğinin yönetim kurulunda alınacak kararla açıklanacağını söyledi.

Çoklu baro yasasıyla getirilen yeni düzenleme öncesi istifa ile boşalan baro başkanlığı makamının olağanüstü genel kurula giderek belirlendiğini hatırlatan Bilgin, “Baro tarihinde ilk defa Kemal Koranel, yönetim kurulu kararıyla başkan olarak seçildi. Ben o dönem de çoklu baro yasasının getirdiği düzenlemeye karşı dik duruşumuzu gösterelim ve başkan yardımcısı seçime kadar vekâleten başkanlık görevini yürütsün demiştim. Ancak yönetim kurulunda çoğunluğun oyuyla Kemal Koranel seçilmişti. Şimdi de yönetim kurulundan aday çıkar da 6 kişinin oyunu alırsa değişen yasa çerçevesinde maalesef başkan seçilecek. Böyle olursa da bir oyum var; karşı oyumu veririm” ifadelerini kullandı. 

‘MANTIKLI OLAN BAŞKAN YARDIMCISININ DÖNEMİ VEKÂLETEN TAMAMLAMASI’ 

Baro yönetim kurulundan olağanüstü genel kurul kararının çıkmayacağını düşündüğünü de sözlerine ekleyen Bilgin, şöyle devam etti:

“Olağanüstü genel kurulun baroya yaklaşık 500 bin TL civarında bir maliyeti var. Böyle bir karar çıksa bile seçimler en erken mayıs ayında yapılabilir. Öyle olunca da olağan genel kurula beş ay kalmış olacak. Mantıklı olan Avukatlık Kanunu’nun 100. maddesi kapsamında başkan yardımcısı dönemi vekâleten tamamlayabilir. Olağanüstü genel kurul daha demokratik ancak uygulama bakımında baroyu böyle maddi bir külfetin altına sokmak da sıkıntı yaratabilir.”