Anayasa Mahkemesi, İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Devrimci Karargah davasında dosyaya ''delil'' olarak konulan ve 17 kişiyle ilgili fişlemeleri içeren MİT raporu ile ilgili başvuruda, raporun Anayasa'nın 20. maddesinde düzenlenen ''özel hayatın gizliliğini'' ihlal ettiğine karar verdi.

İstanbul'daki Devrimci Karargah davasının görüldüğü mahkeme dosyasına çok çarpıcı belgeler girmişti. MİT İstanbul Bölge Başkanlığı'nın 17 Mart 2011 tarihini taşıyan raporu, dönemin Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün tarafından 22 Mart 2011’de Devrimci Karargâh soruşturmasını yürüten özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na gönderildi. Atayün, raporda adı geçen 17 kişinin, devam eden soruşturmaya dahil edilebileceğini bildirdi.

HAKLARINDA DAVA AÇILDI

Bu tarihten sonra yapılan operasyonla raporda adı geçen avukat Özcan Kılıç ve Mehmet Güneş gözaltına alındı ve haklarında dava açıldı.

Vatan'dan Kemal Göktaş'ın haberine göre; raporda, fişlenen avukatlara ilişkin şu ifade yer aldı:

“Tutuklanarak cezaevine konulan bazı örgüt mensuplarının davaları umumiyetle takip eden İstanbul Barosu avukatlarından Oğuz Uğur Olça, Gülizar Tuncer, Şengül Özdemir, Ercan Kanar, Özcan Kılıç’ın yanı sıra aileler ile ziyaret edebilecekler listelerindeki şahıslar önem arz etmektedir.”

Raporda, Çatı Partisi Girişimi üyesi Eser Sandıkçı, BDP yöneticisi Şamil Altan, HDK kurucusu Bülent Parmaksız, Toplumsal Özgürlük Partisi Girişimi sözcüsü Halit Elçi, “fişleme” yapılanlar arasında yer aldı. Bir avukatın kızının doğum gününe varana kadar ayrıntılı fişlemeler bulunan 102 sayfalık raporda daha sonra HDP'ye dönüşen Çatı partisi girişimi, Gerçek dergisi, SDP faaliyetleri ile birçok sivil toplum kuruluşunun faaliyetleri, ölüm orucunda sonra kalıcı hafıza kaybı (Wernicke Korsakof) olan hastalara yardım amacıyla kurulan dernek faaliyetleri bile Devrimci Karargah’la ilişkilendirildi. HDK Yürütme Kurulu Üyesi Gülfer Akkaya'nın 16 yıldır sevgilisi olan Tuncay Yılmaz'ı cezavinde ziyaret etmesi bile "kuryelik" olarak suçlandı.

DELİL OLMAZ DENİLDİ AMA...

Rapor, her sayfasında bulunan "delil olarak kullanılamaz" notuna rağmen, Devrimci Karargah Davası'nın dosyasına delil olarak kullanıldı. Bunun üzerine avukatlar MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve diğer MİT görevlileri hakkında suç duyurusunda bulundu. Ancak Başbakan Erdoğan, soruşturma izni vermedi. Soruşturma izni verilmemesi kararının kaldırılması için İdare Mahkemesi'nde açılan dava ise reddedildi.

FİŞLEMEYE KARŞI ETKİLİ BAŞVURU YOLU YOK

Bunun üzerine avukat Ercan Kanar, AYM'ye bireysel başvuru yaptı. AYM 2. Bölümü, geçen hafta yaptığı toplantıda başvuru ile ilgili çok önemli iki karar verdi. AYM, öncelikle avukat Kanar'ın mahkemede tazminat davası açmamasına rağmen "etkili bir başvuru yolu olmadığına" hükmederek, bütün hukuk yollarının bitirilmesi şartının bu olayda aranmayacağını belirtti, başvuruyu usulden reddetmedi ve incelemeye aldı. AYM böylece önceki içtihatlarından ayrılarak bir dönem AİHM'in özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yaşanan hak ihlalleri ile ilgili yaptığı "iç hukuktaki bütün yollara başvurulması" şartını aramamasına benzer bir karar vermiş oldu.

AYM yaptığı esas incelemede de MİT raporunun dava dosyasına konulmasının, Anayasa'nın 20. maddesinde düzenlenen "özel hayatın gizliliğini ihlal" anlamına geldiğine karar verdi. AYM'nin gerekçeli kararının yazımı sürüyor. Kararın bu hafta içinde Resmi Gazete'de yayımlanacağı öğrenildi.