Altılı masanın hazırladığı rapora göre “iktidara gelindiğinde” atılacak ilk adım, Türkiye’de açığa çıkan ekonomik tabloyu belirlemesi amacıyla, “Durum ve Hasar Tespit Komitesi” oluşturmak olacak.

Merkez Bankası’nın yapısının güçlendirilmesi ve uygulamalarında değişiklikler, Ekonomik ve Sosyal Konsey’e işlevsellik kazandırılması gibi adımları açıklayan altılı masa, ‘Strateji ve Planlama Teşkilatı’nın oluşturulacağını da vurguladı.

‘İŞİN ÖZÜ DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR’ DİYENLERE ‘TÜRKİYE DE BİRDEN BÜYÜKTÜR DİYE SESLENMEK’

CHP Ekonomi Politikaları ve İşveren Örgütlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, DEVA Partisi Ekonomi ve Finans Politikaları Başkanı İbrahim Çanakcı, Demokrat Parti Ekonomik İşler Başkanı Bülent Şahinalp, Gelecek Partisi Politika İzleme Kurulu Başkanı Feridun Bilgin, İYİ Parti Ankara Milletvekili Durmuş Yılmaz ve Saadet Partisi Ekonomik İşler Başkanı Sabri Tekir'den oluşan Kurumsal Reformlar Komisyonu, yaptıkları çalışmaları Ankara’da bir otelde düzenledikleri toplantıda duyurdu.

Gelecek Partisi Politika İzleme Kurulu Başkanı Feridun Bilgin, partisinin ev sahipliğinde çalışmalarını yürüten komisyonun tam mutabakatla raporunu hazırladığını belirtti.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilmesinin ardından özellikle ekonomi alanında liyakatın, güvenilirliğin yok edildiğini belirten Bilgin, “Hedefimiz ekonomiyi içinde bulunduğu ağır bunalımdan çıkarmaktır. Bütün bu çalışmalarımızın ve bundan sonra yapılacak çalışmaların özü, ‘dünya beşten büyüktür’ diyenlere ‘Türkiye de birden büyüktür’ diye seslenmektir. Halkımızaysa yandaşlarla değil paydaşlarla çalışacağımızın taahhüdüdür.”

‘RAPOR, CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİNİN YANLIŞLIĞINI TÜM ÇIPKALIĞIYLA ORTAYA KOYDU’

Saadet Partisi Ekonomik İşler Başkanı Sabri Tekir raporun kısa özetini açıkladı. “Dört yıldır tecrübe etiğimiz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin modelinin yanlışlığını, eksikliğini tüm çıplaklığıyla raporumuz ortaya koymuştur” diyen Tekir, raporun toplumun tüm kesimlerini kapsayacak şekilde hazırlandığını, kurumların bağımsızca faaliyetlerini yürütebilmesi için yapılanmalarının ele alındığını söyledi. Tekir, “Usulsüz ve keyfi uygulamalar nedeniyle” meydana gelen kamusal zarar ve risklerin, sağlıklı verilerin hızla tespit ederek raporlanacağını da ifade etti.

İLK İŞ ‘DURUM VE HASAR TESPİT KOMİTESİ OLUŞTURMAK’

CHP Ekonomi Politikaları ve İşveren Örgütlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, “Kamu Maliyesindeki Gerçek Durumun Ve Geleceğe Yönelik Yükümlülüklerin Tespiti” başlıklı rapor bölümünü sundu.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçtikten sonra, her alanda kuralsız, keyfi, saydam olmayan uygulamaların arttığını belirten Öztrak, “Devletin köklü kurumları tahrip olmuş, liyakat sahibi, tecrübeli bürokratlar tasfiye edilmiş, kritik makamlara, hükümete sadakati esas alan, ehliyetsiz atamalar yapılmıştır” dedi.

Toplumun hızla yoksullaştığını, ekonomide ağır bunalımın yaşandığını, döviz kriziyle karşı karşıya kalındığını belirten Öztrak, “Altılı Masa olarak, mevcut hükümetin ekonomide neden olduğu yıkımın, bugün görünenden çok daha ağır olduğunu biliyoruz” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

“İktidara gelir gelmez, ilk işimiz Cumhurbaşkanına bağlı, seçkin, liyakatli ve deneyimli denetim personeli ve uzmanlardan, bir Durum ve Hasar Tespit Komitesi oluşturmak olacaktır. Komite kurumlardan veri ve bilgi temini noktasında tam yetkiyle donatılacaktır. Durum ve Hasar Tespit Komitesi, veri kalitesiyle ilgili sorunları, kamu zararlarını, riskleri ve açık-gizli tüm yükümlülükleri hızla Cumhurbaşkanı’na raporlayacaktır. Strateji ve Planlama Teşkilatı başta olmak üzere ilgili kurumlar bu doğru ve sağlıklı veriler ve tespitler çerçevesinde gerekli adımları atacaklardır. Komitenin araştırmaları sırasında belirlenen usulsüzlükler ve mevzuata aykırı durumlar yolsuzlukları araştırmak ve soruşturmakla görevlendirilecek Devlet Denetleme Kurulunun, TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu’nun ve Sayıştay’ın çalışmalarına önemli girdi sağlayacaktır. Türkiye, kuralsızlık yerine kuralın, keyfilik yerine hesap verebilirliğin hakim olacağı yeni bir dönemin şafağındadır. “

EKONOMİK VE SOSYAL KONSEY’E İŞLEVSELLİK KAZANDIRILACAK

Demokrat Parti Ekonomik İşler Başkanı Bülent Şahinalp Altılı Masanın, “Ekonomik ve Sosyal Konsey’e İşlevsellik Kazandırılması” kararını açıkladı. Buna göre altılı masanın kurmayları iktidara gelir gelmez ‘Ekonomik ve Sosyal Konseyi’ (ESK) hemen toplayacaklarını taahhüt etti.

Konsey’in ülke sorunlarını diyalog ve uzlaşma yoluyla ele alarak tüm kesimlerin ortak mefaatlerinin sağlanması, iş birliğinin kurumsallaştırılarak karar alma mekanizmasına dahil edilmesi amacıyla kurulduğunu belirten kurmaylar, ESK’nin her üç ayda bir toplanması kararı olmasına rağmen 2009 yılına kadar 14 yılda sadece 19 kez toplandığını, 2009 yılından sonra hiç toplanmadığını belirtti.

ESK’nin işlemez durumda olduğunu, iktidar durumunda bu yapının işlevinin artırılacağını belirten altılı masa, konsey bileşenleri ve çalışma yapısına dair de çerçeve çizdi. Konsey Başkanı’nın geçiş döneminde Cumhurbaşkanı, parlamenter sisteme geçildiğinde ise Başbakan’ın başkanlık edeceği ifade edilirken konseyin üç başkan yardımcısının olacağı belirtildi. Bu başkan yardımcılarının ise birinin Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu tarafından, ikincisinin Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu, Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu ile Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu tarafından, üçüncüsünün ise Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu ile Türkiye Ziraat Odaları Birliği tarafından belirleneceği vurgulandı.

Başkan yardımcılarının bir yıl süreyle ve dönüşümlü olarak görev yapacağını belirten altılı masa, konseyde ilgili bakanlar, müsteşarlar, başkanlar, işçi, işveren ve memur sendikaları konfederasyonunun başkanları, dernek başkanları, öğretim üyeleri, kadın, dernek ve dezavantajlı grupların temsilcileri ve cumhurbaşkanı- başbakan tarafından belirlenecek diğer kamu görevlileri ile STK başkanlarından oluşacağı belirtildi.

Konseyin biri, bütçe başlamadan önce olmak üzere altı ayda bir toplanacağını belirtilirken, hazırlanan raporların nihai kararları da içerecek şekilde tüm katılımcı birimler ve TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’na iletileceği vurgulandı.

STRATEJİ VE PLANLAMA TEŞKİLATI KURULMASI

DEVA Partisi Ekonomi ve Finans Politikaları Başkanı İbrahim Çanakcı, altılı masanın aldığı ‘Strateji ve Planlama Teşkilatı Kurulması’ başlıklı adımı kamuoyuna duyurdu. Dünya ekonomisinin belirsizliklerin, risk ve fırsatların yoğun olduğu bir döneme girdiğini belirten Çanakçı, “Ülkemizde bu dönemin gerekleriyle uyumlu stratejileri oluşturacak kurumsal bir yapıya şiddetle ihtiyaç duyulmaktadır” dedi.

“Ucube” olarak nitelenen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sonrasında “günübirlik, hesapsız, veri ve analize dayanmayan, kurumlar arası iş birliğinden uzak politika geliştirme ve karar alma yaklaşımının” yerine, kısa, orta ve uzun vadeli plan ve programlara dayalı, kurumlar arası koordinasyonu esas alan bir yönetim anlayışına geçilmesinin önemli olduğunu belirten Çanakçı Strateji ve Planlama Teşkilatı'nı ivedilikle kurulacağını belirtti.

Teşkilatın, “küresel gelişmelerle bütünleşik olarak, tüm kesimleri kapsayacak bütüncül bir yaklaşımla, sürdürülebilir kalkınma hedefleri ekseninde; ulusal, bölgesel ve sektörel bazda strateji, reform, plan ve programlar” hazırlayacağını belirten Çanakçı, “Teşkilat, çalışmalarında akademi, STK ve özel kesimle yakın iş birliği içinde olacak, bunların birikim ve deneyiminden daha fazla yararlanmak amacıyla geçici ve daimi ihtisas komisyonları kuracaktır” dedi ve görevleri şu şekilde sıraladı:

“Makroekonomik, sektörel ve bölgesel bağlamda ekonomik ve sosyal hedefleri belirleme ve uygulamada hükümete danışmanlık yapmak. Uzun vadeli strateji, plan ve programları hazırlamak, izlemek ve sonuçlarını değerlendirmek. Karar alma süreçlerinde tutarlılığı sağlayacak bir model altyapısını oluşturmak suretiyle karar alıcılar için sürdürülebilir hedefleri içeren seçenekleri geliştirmek, orta ve uzun vadeli perspektifle kamu, özel kesim, sivil toplum kuruluşları ve akademi ile yakın iş birliği ve koordinasyon içinde kurumsal ve yapısal dönüşümü sağlayacak reform önerilerini geliştirmek. Kamu kurumlarının stratejik planlarının usul ve esaslarını belirleyerek plan ve programlarda belirlenen hedeflere uygunluğunu kontrol edecek merkezi uyumlaştırma fonksiyonunu yerine getirmek.”

KAMU KURULUŞLARI ARASINDAKİ KORDİNASYON

DEVA Partili Çanakçı, Yüksek Planlama ve Koordinasyon Kurulu’nun oluşturulacağını, kamu kuruluşları arasındaki koordinasyon ve ilgili paydaşların kurumsal bir yapıda karar süreçlerine katılımı YPK vasıtasıyla sağlanacağını söyledi. Çanakçı YPK’nın yürüteceği faaliyetlere ilişkin ise şunları kaydetti:

“Makroekonomik, finansal, sektörel ve teşvik politikalarının ana esasları YPK’da görüşülür. Bu alanlardaki düzenlemeler YPK’ya ilgili birimlerce hazırlanmış etki analizleri ile birlikte gönderilir. YPK’da onaylanmamış taslaklar TBMM’ye sevk edilemez veya uygulamaya konulamaz. Kamu yatırımlarının sektörel dağılımının belirlenmesi, belirli bir tutarın üzerindeki kamu yatırımları YPK tarafından karara bağlanır. Büyük ölçekli, ekonominin rekabet gücünü artıracak, dışa bağımlılığı azaltacak, yüksek sermaye gerektiren imalat sektörü yatırımları başta olmak üzere devletin katkısıyla gerçekleştirilecek projelere yönelik iş ve iş birliği modelleri ile kamu-özel iş birliği yatırımları ancak YPK kararı/onayı ile uygulamaya konulabilir.”

MERKEZ BANKASININ YAPISINDA DEĞİŞİKLİK: ŞEFFAFLIK ESAS OLACAK

İYİ Parti Ankara Milletvekili Durmuş Yılmaz, altılı masanın çalışma başlıklarından bir diğeri olan “Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın Kurumsal Yapısının Güçlendirilmesi ve Bağımsızlığının Teminat Altın Alınması” başlığını açıkladı.

Fiyat istikrarı ve finansal istikrarı sağlamak sağlıklı ve sürdürülebilir bir büyüme ve kalkınmanın temel yapı taşları arasında olduğunu belirten Yılmaz, “Enflasyonun kalıcı olarak düşük tek haneli değerlere indirilebilmesi için Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) hükümetle birlikte belirlediği enflasyon hedefi ve kur rejimi çerçevesinde elindeki araçları bağımsız şekilde kullanan ve karar alan itibarlı ve etkili bir kurum olması büyük önem taşımaktadır” dedi.

Bu doğrultuda TCMB’nin, temel görevi olan fiyat istikrarına odaklanacağını, finansal istikrara da katkı yapacak şekilde faaliyetlerini yürüteceğini, Merkez Bankası’na fiyat ve finansal istikrar dışında sorumluluklar yüklenmeyeceğini belirten Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Merkez Bankası’nın temel görevlerini, araç bağımsızlığını ve üst düzey atamalarını ilgilendiren yasal değişiklikler TBMM’de nitelikli çoğunlukla gerçekleştirilecektir. Başkan ve üst düzey yönetimin atanma süreçleri şeffaflık, ehliyet, liyakat ve ortak aklı esas alan bir zeminde yeniden tasarlanacak, Başkan, Başkan Yardımcıları ve Para Politikası Kurulu (PPK) üyeleri beş yıllık süre için atanacaktır. Başkan, Bakanlar Kurulu Kararıyla, Başkan Yardımları ise Başkanın teklifi üzerine üçlü kararname ile atanacaklardır. Başkan atanmadan önce Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kamuoyuna açık bir değerlendirmeye tabi tutulacaktır. Başkan ve PPK üyeleri en fazla iki defa atanabileceklerdir. Merkez Bankası Kanunu’nda süre tamamlanmadan görevden almaya izin veren haller açıkça belirlenerek, Başkan, Başkan Yardımcısı ve Kurul üyelerinin TCMB Kanunu dışındaki bir düzenlemeye dayalı olarak görevden alınamaması temin edilecektir.”

MERKEZ BANKASI YÖNETİMİNE ON YILLIK MESLEKİ TECRÜBE ŞARTI

“Başkan, Başkan Yardımcıları ve PPK üyelerinin atamalarında; dört yıllık eğitim veren fakültelerin ekonomi, maliye, işletme, bankacılık ve finans bölümlerini bitirmiş olma veya bu bölümlerde en az lisans üstü seviyede eğitim görme ve asgari on yıllık mesleki tecrübeye sahip olma şartı aranacaktır. Banka Meclisi belirlenirken üyelerin; finans, sanayi, ticaret ve tarım sektörlerinin dinamiklerine hakimiyetleri arasında denge gözetilecektir. Banka Meclisi ve PPK üyeleri, üniversitelerin talep etmesi durumunda herhangi bir ücret ve ödeme almadan ders verme haricinde bankadaki görevleri dışında hiçbir işle iştigal etmeyeceklerdir. TCMB’nin araç bağımsızlığının beraberinde getirdiği hesap verme yükümlülüğü toplumun tüm katmanlarını kapsayacak şekilde uygulanacak, karar alma süreçlerinin şeffaflığı artırılacaktır. “

‘MERKEZ BANKASI ULUSLARARASI REZERVLERİ 15 GÜNDE BİR AÇIKLAYACAK’

Enflasyon hedefinin tutturulamaması durumunda Merkez Bankası’nın TBMM Plan ve Bütçe Komisyonuna özel gündemle bilgi vermesinin sağlanacağını, uluslararası rezervlerin şeffaf olmayan bir çerçevede satılmasının önüne geçileceğini, rezerv satışlarının on beş günlük periyotlarla kamuoyuna açıklanacağını belirten Yılmaz, “Kamuoyunda 128 Milyar Dolar olarak bilinen ve halen sürdürülen Merkez Bankası rezervlerinin şeffaf olmayan bir biçimde ve dolambaçlı yollarla satışına ilişkin işlemler idari ve hukuki denetime tabi tutulacak, tespit edilen hata, usulsüzlük, yolsuzluk ve kamu zararının sonuna kadar takibi sağlanacaktır” dedi.

Duvar’dan Serkan Alan’ın haberine göre, Yılmaz Merkez Bankası’nın yapısına dair atılacak adımları şu şekilde sıraladı:

*Merkez Bankası bağımsızlığına müdahaleye ve yetki-sorumluluk çatışmasına yol açan, hiçbir işlevselliği bulunmayan Fiyat İstikrarı Komitesi kaldırılacaktır.

*Finansal istikrarın makro düzeyde daha etkin bir şekilde gözetilebilmesi amacıyla Finansal İstikrar Komitesinin kurumsal yapısı güçlendirilecek, Komite’nin düzenli toplanması temin edilerek, kararlar detaylı biçimde kamuoyuna açıklanacaktır.

*TCMB ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) arasındaki koordinasyonu daha da güçlendirecek, para ve kredi politikalarının daha uyumlu bir biçimde yürütülmesini sağlayacak uygulamalar hayata geçirilecektir.

*Makro ihtiyati politikaların asli işlevi doğrultusunda mevcut riskleri azaltmaya ve risk birikimini önlemeye odaklanması sağlanacaktır. Ayrıca, enflasyonla mücadeleyi desteklemek için maliye politikasının bileşimi, yönetilen fiyatlar, üretim yapısı, rekabet ve verimlilik gibi alanlarda gerekli yapısal düzenlemeler hayata geçirilecektir.

*Son dönemde ayrılmak zorunda bırakılan liyakatli personelin Bankaya yeniden kazandırılması için gerekli çalışmalar yapılacaktır. İşe alım kriterleri ve eğitim süreçlerinde yeniden yüksek standartlar getirilecektir.

*TCMB’nin merkezi başkent Ankara’dadır. Bankanın Ankara’ya taşınma süreci mümkün olan en kısa sürede sağlanacaktır. Banka Kanununa aykırı biçimde Ankara dışına taşınma işlemleri ve bu işlemler sonrasında uğranılan kamu zararı idari ve hukuki denetime tabi tutulacak ve zararlar ilgililerine rücu edilecektir.