BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, hem Hevsel Bahçeleri’nde ağaç katliamı yapıldığı gerekçesiyle hem de Dicle Vadisi Projesi çerçevesinde burada Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca konut yapılacağı iddiaları üzerine başlatılan çadır eylemlerine sert tepki gösterdi

Hevsel Bahçeleri’nde konut yapılmayacağını savunan Tan, DTK’nin halkı yanılttığını belirtti. BDP’li belediyelerin Dicle Vadisi’nin uygulanacağı alana kum ocağı için ruhsat verdiğini anımsatan Tan, bu ocakların Dicle Nehri’ni tahrip ettiğine dikkat çekti. BDP ve DTK’nin halka yanlış bilgiler verdiğini ileri süren Tan, şunları kaydetti:

“Son dönemlerde Dicle Vadisi ile ilgili büyük bir tartışma yaşanıyor. Maalesef defalarca ikaz etmeme, elimdeki belge ve bilgileri sunmama rağmen, bugün DTK adına hareket ettiğini söyleyen bazı kişiler halkı yanıltıyorlar. DTK Eş başkanları da yaklaşık bir yıldır, hiçbir mevzuda inisiyatifleri yoktur. Dicle Vadisi ve Hevsel Bahçeleri’ne konut yapılacak söylemleriyle halkı yanıltıyorlar. Bakanlar Kurulu’nun ilan ettiği haritalarda Hevsel Bahçeleri bu rezerv alanı içerisinde değildir. Birinci yalan bu. İkincisi ise, rezerv alanı ilan etmek demek, oraya konut yapmak demek değildir. Olan biten ise, Dicle Vadisi bir mastır planı hazırlanıyor. Bu mastır planın yapılabilmesi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Bakanlar Kurulu kararıyla ilan edilen rezerv alanında bir proje hazırlıyor. Bu projenin ihalesi iki kez yapıldı. İhaleyi alan mimarlar bu projeyi hazırlıyor.”

“KIRKLAR DAĞI’NA TEPKİ GÖSTERMEDİLER”

BDP’li belediyeler tarafından Diyarbakır’ın tarihi yerleri arasında yer alan Kırklar Dağı’nın imara açılmasının yanlış olduğunu da anlatan Tan, kimsenin buna tepki göstermediğini anımsattı. Kırklar Dağı’nın satıldığını ileri süren Tan, şunları söyledi:

“Bu proje hazırlanmasın veya bu projeyi hazırlayanlar bölgeyi konut alanı ilan edecekler, Hevsel Bahçeleri konut oluyor gibi provokatif ve yanlış bilgiler olayı doğru mecrasında çıkarır. Diyarbakır’ın tüm dinamikleri bir televizyon kanalına çıkıp, bu konuyu tüm ayrıntısıyla tartışmalı. Ben yanlış bilgilendirmelere karşıyım. Diğer yandan Kırklar Dağı, satıldı. Ama bu şehrin belediyeleri, sivil toplum kuruluşları, bundan dolayı ciddi bir tepki ortaya koymadılar. Kırklar Dağı ile ilgili büyük yanlışlıklar yapıldı. Yine Dicle Vadisi projesi içerisinde yer alacak bir bölgede, balık göleti inşa edilecek denilerek kum ocakları açıldı. Milyonlarca dolara kum satıldı, halen de satılıyor. Dicle Vadisi’nin uygulanacağı alanın yarısından fazlası tahrip edildi. Buna karşı da hiçbir tavır yok. Bu projeler Sur Belediyesi ile Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nden geçti, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı müsaade etti ve İl Özel İdaresi de bu kum ocaklarına izin verdi. Ortada koordineli bir suç var. Önce çadırları orada kursunlar.”

“BU RUHSATLARI KİM VERDİ?”

Tan, belediyelerin Dağkapı Meydanı'nda İstiklal Mahkemeleri tarafından asılan Şeyh Said ve arkadaşlarının asıldığı yere hastane için ruhsat verdiğini de belirterek, “Dağkapı Meydanı’da Şeyh Said ile 46 arkadaşının ki bunlar büyük Kürt önderi, siyasetçi, alimin şehit edildiği yere hastane ruhsatı verildi. Bu ruhsatı kim verdi? Bunların tamamını araştıralım. Bu ruhsat ve inşaat süreleri nerelerden geçti, kimler bu günaha ortak oldu ortaya çıkaralım. Şehrimizi topyekun savunalım, değerlendirelim. Kırklar Dağı’nın satılmasını karşı çıkalım, Şeyh Said ve arkadaşlarının mezarına sahip çıkalım ve ayrıca Dicle Vadisi’nin tahrip edilmesine, kum ocaklarına hep beraber karşı çıkalım” dedi. (Tigris Haber)