Almanya’nın nitelikli eleman açığı olduğu artık bilinen bir gerçek. Açığı kapatmak için yabancı işgücünün teşvik edilmesi önerisi her geçen gün daha geniş bir kesim tarafından dile getiriliyor.

 

Alman Federal İstihdam Dairesi’nden Raimund Becker, Alman istihdam piyasasının geleceğini tehlikede görüyor. Yalnızca yurt dışından nitelikli işgücü ülkeye çekilebildiği takdirde, gelecekteki işgücü ihtiyacının karşılanabileceği görüşünde.

 

Almanya’da özellikle tıp alanında nitelikli eleman açığı söz konusu. Doktor, eczacı ve hasta bakıcılık gibi mesleklerde açık pozisyonlar ancak aylar sonra doldurulabiliyor ya da bu alanda çalışacak hiç kimse bulunamıyor çünkü Alman doktorların çoğu İsviçre ya da İngiltere gibi Avrupa ülkelerinde çalışmayı tercih ediyor. Zira bu ülkelerde çalışma koşulları ve ortalama kazanılan ücret de Almanya’ya kıyasla çok daha iyi durumda. Bakım hizmetlerinde ise zorlu çalışma saatleri ve düşük ücret, Almanya’da bu alanda ihtiyaç olsa da başvuru yapanların sayısında artış olmamasının başlıca nedeni.

 

Öte yandan, makine mühendisliği ya da bilişim teknolojileri gibi iyi ücretlerin söz konusu olduğu branşlarda da işgücü arayışları sürüyor. Ayrıca ulaşım sektöründe makinist ve pilot açığı da bulunuyor.

 

ALMAN NÜFUSU AZALACAK

Federal İstihdam Dairesi, gelecekte bu sorunun daha da büyüyeceğini öngörüyor. Federal İstihdam Dairesi Sözcüsü Susanne Eikemeier, Deutsche Welle’ye verdiği demeçte, 2025 yılında istihdam piyasasında hizmete hazır insan sayısının üç milyon kadar azalacağını, bunların bir bölümünün kalifiye elemanlar olacağını kaydetti. Olabilecek en kötü durumda işletmelerin üretimi yurt dışına kaydırabileceği, Almanya’da işyerlerinin kalıcı olarak kaybedilebileceği uyarısında bulundu. Önümüzdeki 20 yıl içerisinde Alman nüfusu büyük oranda azalacağı için politikacılardan, AB dışındaki ülkeler de dâhil yabancı işgücünün teşvik edilmesi isteniyor.

 

İşletmelerden de bazı taleplerde bulunuluyor. Örneğin yabancı çalışanların Almanya'da kendilerini rahat hissedebilmeleri için onlara ev arama gibi konularda destek olunması tavsiye ediliyor. “Cana yakın bir karşılama kültürünün" ortaya çıkmasını dileyen Susanne Eikemeier, diğer ülkelerden bilişim uzmanlarına Almanya’yı çekici bir istihdam ülkesi olarak tanıtıp burayı onlar için yeni bir vatan olarak kabul ettirebilmek için bilinçli bir süreç izlenmesi gerektiğini söylüyor.

 

Hrıstiyan Birlik partilerin istihdam piyasası uzmanı Paul Lehrieder de istihdam piyasasındaki açığın yurt dışından göçler olmaksızın kapanacağına inanmıyor. Ancak Lehrieder, öncelikle Alman işgücünün söz konusu pozisyonlardaki açığı kapatıp kapatamayacağının irdelenmesini istiyor.

 

Nitelikli eleman açığını kapatabilmek için başka öneriler de gündemde. Örneğin yaşlı işgücünün daha uzun süre çalıştırılması ve daha az nitelikli kişilere eğitim imkânları sunularak kendilerini geliştirmelerine yardımcı olunması da bunlar arasında. Lehrieder, ayrıca daha fazla kadını çalışmaya yöneltebilmek için, çocuk bakımı konusundaki olanakların artırılmasını istiyor.

 

KADIN VE YAŞLI FAKTÖRÜ

Sosyal Demokrat Parti de kadınların ve yaşlıların istihdam piyasasına daha güçlü bir şekilde dâhil edilmesiyle açığın kapatılması taraftarı. Sosyal Demokrat Parti istihdam piyasası politikaları sözcüsü Anette Kramme, gençlerin eğitimine de daha fazla yatırım yapılmasını talep ediyor. Bugün Almanya’da 30 yaşın altında olan ve meslekî eğitimi bulunmayan 1,5 milyon genç bulunduğunu belirten Kramme, hükümeti bu alana çok az yatırım yapmakla eleştiriyor.

 

Ancak Kramme, göçün, çözümün sadece bir bölümü olduğunu belirtiyor. Dil bilgisinin büyük bir engel olduğunu söyleyen Kramme, bu nedenle yabancı işgücünün daha ziyade İngilizce konuşulan ülkeleri tercih ettiğine atıfta bulunuyor.

 

Federal Alman hükümeti, Almanya’ya daha fazla yabancı işgücü çekebilmek için bu yıl yasal değişiklikler yaptı. Nisan ayında, yabancı diplomaların tanınmasına dair yasa yürürlüğe girdi. Birkaç hafta sonra da yabancıların ülkeye gelmesini kolaylaştıran mavi kart uygulaması kabul edildi.

 

© Deutsche Welle Türkçe

Rachel Gessat / Çeviri: Başak Sezen

Editör: Ercan Coşkun