Almanya 16 yıllık Merkel dönemini sonlandıracak seçimler için yarın sandık başına gidiyor. Partiler dün ve bugün son seçim etkinliklerini düzenleyerek seçmenden oy istedi. Son anketlere göre seçimin başabaş geçmesi bekleniyor. Yıllar sonra bir seçimden hangi partinin birinci güç olarak çıkacağı önceden bilinmiyor.

Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) üyesi Angela Merkel, kardeş partisi Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) ile ittifakları olan Hristiyan Birlik’in adayı olarak son 16 yıldır seçimlere gitmiş ve hükümeti kurmuştu. 16 yıllık Merkel döneminde üç kez Sosyal Demokrat Parti (SPD) bir kez de Hür Demokrat Parti (FDP) ile koalisyon kurdu.

Bu seçimlerde tekrar aday olmayacağını Merkel daha önce duyurmuştu. Son yıllarda popülerliği düşse de Merkel hala Almanya’nın en beğenilen ve güvenilir politikacısı olma özelliğine sahip. Uzmanlara göre, onun aday olmamasıyla seçmen üç yeni adayı ve partilerini gözden geçirmek için yeni bir vesile gördü. Son haftalarda yapılan kamuoyu anketlerinde seçimlerin tek ve kesin bir favorisi olmadığı, Sosyal Demokratlar önde gitse de Hristiyan Birlik ittifakının aradaki farkı azalttığı dikkat çekti.

MERKEL, LASCHET İÇİN OY İSTEDİ

Daha önce seçim kampanyasından geri duracağını açıklasa da Başbakan Angela Merkel’in son günlerde partisi CDU'nun lideri ve Hristiyan Birlik ittifakının başbakan adayı Armin Laschet’e destek verdiği görülüyor. Federal Meclis'in son oturumunda Laschet'e destek çağrısı yapan Merkel, bugün de Laschet'in seçim bölgesi olan Aachen kentine giderek ona ve partisine oy istedi. Seçim mitingindeki konuşmasında Merkel, "Pazar günü yapılacak seçimlerde söz konusu olan Almanya'nın istikrarlı kalması. Gençliğin bir geleceğinin olması ve insanların refah içinde yaşaması" diye konuştu.
Merkel, Kuzey Ren-Vestfalya (KRV) Başbakanı da olan Laschet’in politikayı temelden başlayarak öğrendiğine ve yıllar içinde de tecrübe sahibi olduğuna işaret ederek, KRV’deki başbakanlığı döneminde Laschet'in insanlar arasında köprüler kurmayı ve herkesi yanına almayı başardığını savundu. Partisi CDU içindeki C'nin yani Hristiyan ibaresinin insanlara güvenmek anlamına geldiğinin de altını çizen Merkel, halefi Laschet'in bunu bütün siyasi hayatında başardığını savundu ve üstelik tutkulu ve gönülden yaptığını iddia etti.

Laschet de partisinin sandıktan iyi sonuçla çıkacağından emin olduğunu vurguladı ve son seçim etkinliğinde de yine Sol Parti’yi eleştirdi. Sol Parti’nin güvenlik ve dış politikada yanlış bir çizgiyi savunduğunu ileri süren Laschet, onların başka bir Almanya’yı savunduğunu, dolayısıyla kurulacak hükümette yeri olmayacağını tekrarladı.

Laschet, seçim sürecindeki en büyük rakip olan Sosyal Demokratlar ve başbakan adayı Olaf Scholz’un Yeşiller ve Sol Parti ile koalisyon kuracağını iddia ederek ülkenin sola kayma tehlikesi olduğunu savundu ve bunu büyük tehdit olarak lanse etti.
Son anketlerde yüzde 5-7 arasında oy oranı gözüken Sol Parti ile Yeşiller ve SPD’nin koalisyon kurması matematiksel olarak çok da mümkün gözükmüyor. İlaveten Sol Parti Avrupa Birliği’ne yönelik eleştirel tutumu ve NATO’yu reddetmesi sebebiyle hükümet etme yeteneği bulunmayan parti olarak niteleniyor. Sosyal Demokratların başbakan adayı, partinin merkez kanadından Olaf Scholz da Sol Parti ile işbirliğine sıcak bakmıyor, ancak diğer taraftan partinin köklerindeki işçi ve emekçi değerlerini savunan yeni solcu yönetim Sol Parti ile belli konularda kesiştikleri görüşünde.

SOSYAL DEMOKRATLAR 3 MİLYONDAN FAZLA KAPIYI ÇALDI

Sene başında kamuoyu yoklamalarındaki oy oranı yüzde 14-15'lerde gözüken Sosyal Demokrat Parti, son haftalarda birden bire anketlerde öne geçti ve yüzde 24-25 aralığında kalmayı başardı. Partinin Genel Sekreteri, aynı zamannda seçim kampanyası sorumlusu Lars Klingbeil, son haftalarda adayları ve çalışanları ile bütün Almanya'da 3 milyon 11 bin 45 hanenin kapısını çaldıklarını, 400 binden fazla  üyeleriyle tutkulu ve heyecanlı bir kampanya yürüttüklerini söyledi.

Klingbeil, Haziran ayında yaptığı açıklamada Almanya’daki 299 seçim bölgesinin her birinde ortalama 10 bin hanenin kapısını çalmak istediklerini duyurmuştu. Kapı kapı dolaşarak seçmenlere ulaşma konusunda rekorun partinin eski gençlik teşkilatı başkanı ve şimdiki Genel Başkan vekili ve milletvekili adayı Kevin Kühnert olduğu duyuruldu. Kühnert, partinin kitle partisi olarak oylarının eridiği son yıllarda radikal eleştirilerle yönetimi yerden yere vurmuş, partiden yeni reform süreci talep etmişti. Onun yoğun faaliyetleri ile parti geçen sene genel başkanlık yarışına girmiş, eş başkan adayların ekip halinde girdikleri yarışta partinin sol kanadını temsil eden Norbert Walter-Borjans ile Saskia Esken kazanmıştı. Onların zaferinin arkasındaki başarı Kühnert'in hanesine yazıldı.

SPD’nin başbakan adayı ve halen iktidarda olan Merkel hükümetinin Başbakan vekili ve Federal Maliye Bakanı olan Olaf Scholz’un da son olarak seçim bölgesi Potsdam'da etkinliklere katıldığı bildiriliyor.

YEŞİLLER'İN ADAYI DA SCHOLZ İLE AYNI SEÇİM BÖLGESİNDE

Yeşiller partisinin başbakan adayı Annalena Baerbock da SPD’nin adayı Olaf Scholz ile aynı seçim bölgesinde yarışa gidiyor. Her seçmenin iki oy kullandığı, ilk oyunu da bölgesindeki adaya doğrudan verdiği hesaba katılırsa o bölgede iki başbakan adayından biri zaten mağlup olarak çıkacak. Son haftalarda yapılan kamuoyu yoklamalarında Yeşiller’in adayı Baerbock’un ilkbahar aylarındaki değerlerden uzak olduğu, partisinin de yüzde 15-16 aralığında üçüncü güç olduğu görüldü. Dün Düsseldorf'ta düzenlenen son seçim etkinliğinde konuşan Baerbock, öncelikli konuları olan iklim değişikliğine dikkat çekti ve halihazırda Almanya’da çok sayıda şirketin iklime zarar vermeden çalıştığını, yeni hükümetin bunun için çerçeveyi hayata geçirmesi gerektiğini savundu. Baerbock, şimdiye kadar iktidar partilerinin iklim korumayı kabullendiğini ancak icraata geldiğinde adım atmadığını ileri sürüyor.

Hür Demokrat Parti‘nin (FDP) lideri Christian Lindner de Köln ve Düsseldorf'ta son seçim etkinliğini düzenledi. Liberaller, son haftalarda yüzde 10-12 aralığında olmasıyla üç partili bir koalisyonun olası partnerlerinden biri olarak görülüyor.
Sol Parti ve Almanya İçin Alternatif (AfD) partileri de son etkinliklerini Cuma günü düzenledi. Almanya İçin Alternatif partisinin oy oranı anketlerde yüzde 10-11 aralığında görülüyor.