Halk TV yazarı İsmail Saymaz, “Önce 35 kez bıçaklamış, sonra satırla kafasını kesmiş” başlıklı yazısında,  basına kapalı olarak devam eden davanın iddianamesinde tarikattan söz edilmediğine dikkat çekti.

İddianamede, Nakşibendilerin İskenderpaşa koluna bağlı Antalya İlim ve Kültür Derneği’ne ait yurttaki cinayette katilin, 35 kez bıçakladığı sonra öğrencinin kafasını kestiğini ifade edildi.

Halk TV yazarı İsmail Saymaz’ın yazısı şöyle:

Nakşibendilerin Erenköy koluna bağlı Antalya İlim ve Kültür Derneği'ne (Alim - Der) ait kaçak öğrenci yurdunda aşçı olarak çalışan İhsan Güney, 7 Aralık 2021'de üniversiteli Mehmet Sami Tuğrul'un başını satırlara keserek öldürdü.

Bu vahşi cinayet işlenir işlenmez, derhal gizlilik kararı alındı. Soruşturma dosyası kamuoyundan kaçırıldı. Şimdi öğreniyoruz ki...

Meğer Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı 11 Ocak 2022'de katil İhsan Güney hakkında iddianame düzenlemiş. Dava Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılmış. İlk duruşma 18 Mart'ta görülmüş. Yargılama basına kapatıldığı için altı aydır dışarıya bilgi sızmamış!

Saklama çabasının nedenlerini anlatacağım.

Öncelikle, yargılamanın gizliliği ilkesine uyarak, cinayetin nasıl gerçekleştiğini iddianameden aktaracağım. Neyse ki gerçekler ilelebet gizli kalmıyor. Er ya da geç meydana çıkıyor.

İDDİANAMEDE NE TARİKAT VAR NE DE DERNEK

İddianamede, cinayetin yurtta işlendiği kabul edilirken, Alim-Der'in adı ve Erenköy’e bağlı olduğu bilgisi saklanıyor.

Akdeniz Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği'ni kazanan Tuğrul, 20 Eylül 2021 günü tarikat üyesi babasıyla birlikte kayıt için Antalya'ya geldi ve yurtta kalmak üzere anlaştı. Tuğrul, 21 Eylül'den itibaren yurtta kalıyordu.

Katil İhsan Güney, yurdun aşçısıydı. Gündüz saat 12'de yurda gelerek, öğle ve akşam yemeklerini yaptıktan sonra akşam ayrılıyordu.

Üç ay sonra...

Güney, 7 Aralık 2021'de saat 12'de yurdun mutfak ve yemekhane olarak da kullanılan çatı katına geldi. Tuğrul, masada poğaça yerken, Güney abdest almak için banyoya gitti. Güney, banyo camlarının kırılması nedeni ile birisinin kendisini sürekli gözetlediğini düşünerek, yemekhanede tek başına oturan Tuğrul'a "Senin burada ne işin var?" diye sordu. Tuğrul, "Yanlış anladın abi" diye cevap verdi.

Güney, yumruk atarak, Tuğrul'u düşürdü. Mutfak bıçağı alıp Tuğrul'a 35 kez sapladı. Satırla Tuğrul'un başını kesti ve gövdesinden ayırarak, karnının üzerine koydu.

Vahşete tanık olan öğrenciler "İhsan abi yapma" ve "Bırak, o çocuğu, ne yapıyorsun!" diye tepki gösterdi. Güney, "Buraya yaklaşmayın" diyerek, cinayete devam etti.

İFADEDE GARİP SESLER ÇIKARDI

İhbar üzerine gelen polis, Güney'i yemekhanede yakaladı. Güney, o gün saat 16:45'te Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği'nde kendisiyle yapılan görüşmede, özgeçmişini ve cinayeti anlattı. Ancak Emniyet'te, savcılıkta ve sulh ceza hakimliğinde ifade vermeyerek, iddianameye göre 'garip ve anlaşılmaz' sesler çıkardı.

İddianamede Tuğrul ile Güney arasında husumetin bulunmadığı ve katilin sırf öldürmüş olmak için öldürdüğü ifade edildi. Cinayeti canavarca hisle gerçekleştirdiği sonucuna varılarak, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi.

Güney'in psikolojik sorunları yüzünden ilaç aldığı veya ilaçları düzenli kullanmadığı ileri sürülüyor. Savcılık akıl ve ruh sağlığının tespiti için yazı yazdı. Yazıya cevap verilmedi. Akıl ve ruh sağlığının yerinde olup olmamasına ilişkin rapor, mahkemece temin edilebileceği için dava açmaya engel görülmedi.

Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesi de katili Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne sevk etti. Güney'in akıl hastalığının olup olmadığının, var ise hastalık nedeniyle işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılamayacağı, davranışlarını yönlendirme yeteneğinin azalmış olup olmadığı konusunda rapor verilmesini istedi. Akıl sağlığının yerinde olmadığı yönünde rapor gelirse katil cezaevine değil, hastaneye sevk edilecek.

Mahkeme ayrıca yargılamayı basına kapattı.

Yasak için gerekçe gösterildi: "Olayın gerçekleşme şekli ve içeriği de dikkate alınarak, maktul ile ailesi açısından kişilerin saygınlık, onur ve haklarına dokunacak nitelikte olmakla bu hususları önlemek amacıyla..."

Alim – Der'e bağlı kaçak yurtta işlenen cinayeti kamuoyudan kaçırmak için yargının seferber olduğu görülüyor.

Bu doğrultuda gizlilik kararı alındı.

Alim-Der'in adı ve Erenköy’e bağlı olduğu bilgisi saklandı.

Yargılama basına yasaklandı.