Cemevlerine yönelik saldırılar ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Hüseyin Gazi türbesine yaptığı ziyaret sonrası Alevi dedelere maaş, cemevi faturalarının devlet tarafından karşılanması gibi düzenlemeler gündeme geldi.

Bu çalışmaların seçime yönelik olduğunu belirten Alevi örgütleri “Bizim taleplerimiz bunlar değil” diyor. “Sadaka değil, eşit yurttaşlık” istediklerini söyleyen Alevi vatandaşların en önemli talepleri ise cemevlerinin ibadethane olması, zorunlu din derslerinin kaldırılması, kamuda ve yasalardaki ayrımcılığın kaldırılması, Madımak’ın utanç müzesine dönüştürülmesi, dini değerlere göre değil, eşit yurttaşlık esasına göre laik-anayasal düzenlemeler yapılması.

Cemevlerine yönelik saldırılar ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Hüseyin Gazi türbesine yaptığı ziyaretin ardından iktidarın Alevilere yönelik çalışmaları gündeme getirdi.

İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığının Alevilerin taleplerine yönelik yaptığı çalışmalarda, cemevlerine ilişkin bazı düzenlemelerin olacağı belirtiliyor.

Bu düzenlemeler arasında Alevi dedelerine maaş bağlanması, cemevi faturalarının devlet tarafından karşılanması gibi maddi destekler olduğu belirtilirken, Alevilerin eşit yurttaşlık için yıllardır dile getirdiği zorunlu din derslerinin kaldırılması, cemevlerinin ibadethane olarak kabul edilmesi gibi talepler ise hala iktidarın gündeminde değil. Bakanlık görevlilerinin cemevlerine yaptığı ziyaretlerde taleplerini dinleyip vaatlerde bulunurken, Alevi örgütleri sözkonusu düzenlemelerin kendi talepleriyle alakası olmadığını anlatıyor.

‘HER İNANÇ KENDİ DİNİ GÖREVLİSİNİ FİNANSE ETMELİ’

Evrensel’den Birkan Bulut’a konuşan Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Başkanı Ercan Geçmez, kendileriyle yaptıkları görüşmede daha çok fiziki yapılarla ilgili konuların gündeme getirildiğini söyledi. Alevilerin eşit yurttaşlık konusundaki taleplerini dile getirdiklerinde, görüşmeye gelenlerin yasal değişiklikler konusunda Adalet Bakanlığının çalışma yaptığını söylediklerini aktaran Geçmez, iktidarın Alevilerle ilgili basına yansıyan çalışmaları konusunda ise “Bizim dedelere maaş bağlanması gibi bir talebimiz olmadı. Tam tersine her inancın bunu kendisinin finanse etmesi gerektiğini talep ediyoruz. Cemevlerinin ticarethane statüsünden çıkarılması ve vergilerden arındırılmasını istedik. Ticarethane statüsünden çıkarıldı ama vergilerden arındırılmadı. Elektrik, su faturaları konusunda ise zaten birçok büyükşehir belediyesi ücret almıyor. Ancak Alevilerin sorunları bunlar değil. Eşit yurttaşlık talebimizin sağlanması için Anayasanın değişmesi gerekiyor. Cemevlerine yönelik yasal bir düzenleme olması gerekiyor” dedi.

‘İÇİŞLERİ BAKANLIĞININ YAPMASI DOĞRU DEĞİL’

Öte yandan Alevilerin taleplerinin bir iç güvenlik meselesi olmadığını vurgulayan Geçmez, bu nedenle İçişleri Bakanlığı tarafından böyle bir çalışma yapılmasının doğru olmadığını ifade etti.

“Böyle olursa samimiyetten uzak ve seçime dönük bir çalışma olarak görürüz” diyen Geçmez, şöyle devam etti: “Alevi örgütleri olarak, iktidar ve muhalefet partilerine yaklaşık 20 yıldır düzenli olarak raporlar sunuyoruz, taleplerimizi anlatıyoruz. Bu zihniyet değişmediği sürece, seçimler yaklaştıkça Alevilerin oylarını alma veya şirin görünme çabasının Alevilerde bir karşılığının olmadığını sanırım çok iyi biliyorlardır. Şayet hükümet bu konuda bir samimiyet göstermezse, Aleviliğin kendisine ilişkin ritüeller ve dini tercümesine aykırı işlemler gerçekleştirilirse elbette bunu kabul etmeyeceğimizi herkesin bilmesi lazım.”

ALEVİLERİN 5 ÖNEMLİ TALEBİ  VAR

Geçmez Alevilerin 5 önemli talebini ise şöyle sıraladı:

*Cemevlerinin ibadethane olması,

*Zorunlu din derslerinin kaldırılması

*Kamuda ve yasalardaki ayrımcılığın kaldırılması

*Madımak’ın utanç müzesine dönüştürülmesi

*Dini değerlere göre değil, eşit yurttaşlık esasına göre laik-anayasal düzenlemeler

‘AİHM KARARLARI UYGULANIRSA TALEPLERİMİZ YERİNE GELİR’

Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Mustafa Aslan, “Bizim devletten sadaka talebimiz yok. Bizim talebimiz net: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) kararlarının uygulanması. Bu kararlar uygulandığında cemevlerimiz zaten ibadethane olarak yerini alacak, Diyanet bütçesinden Alevilere kendi nüfusları oranında bir pay ayrılması gerekecek. Dolayısıyla hükümetin ‘Alevilere bunları yapıyoruz’ diye göz boyamasına gerek yok. Bunlar AİHM kararlarının son derece gerisinde kalan adımlardır” dedi.

Bakanlığın Alevilerin çatı kurumlarına gitmemesinin samimiyetsizliğin bir göstergesi olduğunu belirten Doğan, “Cemevlerine giderek dedelerimizi, kurum yöneticilerimizi birer birer ayartmaya çalışarak hem fiziki  hem maddi imkanlarla yanlarına çekmeye çalışıyorlar. Ancak ne dedelerimiz ne de kurum yöneticilerimiz bu yanlışa düşecekler” dedi.

Laikliğin gereği olarak her inanç çevresinin kendi ibadetine ilişkin giderleri karşılaması gerektiği konusundaki görüşleri sorduğumuzda Doğan, “Bütün Alevilerin kendi aralarında oturup karar verecekleri bir konudur. Ancak Diyanet’in şu anki yapısına baktığımızda, genel bütçedeki payın yüzde 25’inin Alevilere verilmesi gerekiyor. Fakat Almanya örneğinde olduğu gibi Diyanet’in sadece inançlı inançsız bütün insanlarına hizmet veren bir aygıta dönüşmesi, cami ve cemevlerinin bütün giderlerinin de oraya üye olan insanlar tarafından karşılanması da ayrıca karar verilmesi gereken bir konudur” dedi.