Türkiye ve Avrupa'da faaliyet yürüten çok sayıda Alevi örgütü, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde nasıl bir adaya oy vereceklerini açıkladı. Ortak açıklamada "Halkların eşitliğini, özgürlüğünü, dilini, kültürünü güvence altına almayı esas alan bir Cumhurbaşkanı profiline ihtiyaç vardır" denilerek, Alevilerin talepleri sıralandı.

10 Ağustos'ta Cumhurbaşkanı'nın iki turlu bir seçimle belirleneceğini hatırlatan Alevi kurumları, "Bu da ‘nasıl bir Cumhurbaşkanı görmek istiyoruz’ sorusunu sormamıza neden oluyor" dedi.

Açıklamada, "Halkların geleceğini etkileyecek Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda, toplumun en dinamik ve en ağır sorunlarını yaşayan kesimlerden birini oluşturan biz Kızılbaş-Alevilerin de görüş, talep ve önerileri vardır" diye belirtildi.

Alevi kurumlar, Türkiye’de nüfusu 20 milyonun üzerinde olan Kızılbaş-Alevi-Bektaşi toplumunun inancı ve kültürünün tarihte olduğu gibi günümüzde de yok sayıldığını, Türk-İslam Sentezi kapsamında asimilasyon dayatıldığını kaydetti.

Açıklamada şu ifadeler kullanıldı: "Kızılbaş-Alevi hakları ve inanç özgürlüklerinin hukuksal olarak kabul edilmediği, bunlara saygı gösterilmediği, anayasal güvenceye kavuşturulmadığı yeni tespit ettiğimiz bir sonuç değildir. Anayasasında laik ve sosyal bir devlet olduğu yazılan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Sünni-Hanefi İslam'ı resmi din olarak kabul ederek tekçiliği esas alması, sorunların ana kaynağını oluşturmaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığı eliyle bu ötekileştirme politikasının bugün hala sürdürülüyor olması, gelecek adına umutlu olmamıza fırsat vermiyor. Kızılbaş-Alevi Toplumu olarak kimden gelirse gelsin ayrımcı politikalara karşı mücadele edeceğimiz bilinmelidir.

Cemevleri'nin Alevilerin ibadethanesi olarak kabul edilmemesi sadece inanç, vicdan ve eşitlik ilkesine vurulmuş ağır bir darbe değil; aynı zamanda utanç verici ve toplumsal barışı ortadan kaldıran bir politikadır. Yüzyıllardır ağır bedeller ödeyen Kızılbaş-Aleviler, Dersim 1937-38 Soykırımı, Maraş, Çorum, Malatya, Sivas, Gazi ve Gezi`de katliamlara maruz kalmıştır. Ancak katliamların uygulayıcısı olan iktidarlar geçmişle yüzleşmek bir yana, bunun düşünülmesine bile yabancı ve karşıdır.

Geçmiş hükümetler döneminde yaşanan baskıların bugün de AKP hükümeti eliyle sistematik olarak uygulandığını ibretle izlemekteyiz. Kızılbaş-Aleviler'e yönelik sosyal, ekonomik ve kültürel baskının yanında; devletin kurumlarında kural olan ayrımcı politika da aynen sürmektedir. Türkiye Başbakanının Suriye ve Irak’ta yaşanan iç savaş üzerinden CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Alevi kimliği üzerinden her fırsatta Alevileri hedef göstermesi, sonuçları ağır olacak bir iç çatışmayı tetiklemektedir.

Kopenhag Siyasi Kriterleri'ne, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi gibi uluslararası sözleşmelere de aykırı olarak Alevilerin en temel inanç haklarını yok saymak, artık sürdürülebilir bir politika değildir. Türkiye açısından utanç verici olan bu uygulamalara Cumhurbaşkanlığı seçimleri vesile yapılarak son verilmesi, atılacak ilk doğru adım olacaktır. Alevi, Ermeni, Türk, Kürt, Arap, Laz, Çerkez, Roman ve adını sayamadığımız onlarca etnik ve inanç gruplarının ortak vatanı olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde halkların eşitliğini, özgürlüğünü, dilini, kültürünü güvence altına almayı esas alan bir Cumhurbaşkanı profiline ihtiyaç vardır."

ALEVİ KURUMLARI TALEPLERİNİ ŞÖYLE SIRALADI:

Alevilerin doğuştan sahip olduğu hakları kabul eden,

Yasal ve anayasal güvence oluşturan,

Zorunlu din derslerine son veren, Kürt Alevilerin anadilde eğitim hakkıni tanıyan,

Asimilasyona, Alevi yerleşim bölgelerine cami yapılmasına son veren,

Diyanet İşleri Başkanlığı'nı lağveden,

Toplumsal dokuyu bozan, doğayı katleden ve ziyaretlerimizi, mezarlarımızı sular altında bırakan barajların yapımıni durduran,

Seyit Rıza ve idam edilen Dersim önderlerinin cenazelerini ailelerine iade eden, Dersim Soykırımı başta olmak üzere Alevi, Kürt, Yahudi, Ermeni katliamlarıyla yüzleşen,

Kadınlara uygulanan ayrımcı politikalara son verip haklarına saygı duyan,

Dünya ve Ortadoğu’da barış yolunu seçen,

Kürt Sorunu`nun demokratik çözümünü sağlayan, haklar arası eşitliği sağlayan bir aday bizim de Cumhurbaşkanı adayımızdır.

20 milyonun üzerinden bir nüfusa sahip olan biz Aleviler artık örgütsüz değiliz. Ne istediğini bilen, tercihlerini koyan ve yanlış politikaların arka bahçesi olmayan örgütlü bir toplumuz.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırları içinde diğer halklar ve inanç gruplarıyla birlikte eşitce yaşamak istiyoruz. (ANF)