Eski AKP milletvekili ve Star yazarı Mehmet Metiner, KHK uygulamalarının bizzat Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ait olduğunu söyledi. Metiner, "Hatırlatmak bile gereksiz" diyerek Bülent Arınç'a yüklendi; “KHK faciadır!' demek, hem Reis, hem de 15 Temmuz şanlı direnişimizle örtük bir hesaplaşmanın adıdır."

Mehmet Metiner sözlerine, "Açık söylüyorum: Bu sözler mağduriyet kılıfı giydirilmiş bir FETÖ savunusu ve seviciliğidir. Sayın Bahçeli’nin de dediği gibi 15 Temmuz şehitlerine düpedüz ihanettir" diye devam etti. 

"Konuşan kadar konuşturanı da görecek bir siyasi bilinci kuşanmazsak acınacak durumlara düşeriz, biline" diyen Metiner'in "KOD ADI: KHK" başlığıyla yayımlanan yazısının bir bölümü şöyle: 

...

Reis 17/25 sürecinden itibaren “Paralel yapı”ya vurgu yaptıkça o “malum zat” ve gibileri kalkıp “paralel yok!” diyorlardı. 

15 Temmuz darbe girişiminden sonra güya nedamet gösterisi altında “FETÖ’nün terör örgütü olduğunu 15 Temmuz sayesinde öğrendim. Meğer ne ahmakmışım!” mealinde laflar ederken bile kurnazlıkla Reis’i de kendine “suç ortağı” kılmaya çalışıyordu.

“Sadece ben değil Tayyip Bey de onlara yardımcı oldu. O da onların bu yüzünü göremedi.” dedi. Oysa Reis 7 Şubat MİT krizi olayında onların gerçek yüzünü görmüş, 17/25 Aralık’tan sonra da köklerini kazımaya koyulmuştu. 

Bakmayın siz kendisine “ahmak” dediğine aslında her halükarda kendini saklamasını bilen “zeki “ ve “marifetli” biridir o. 

15 Temmuz’dan sonra kendisinden de hesap sorulacağı korkusuyla köşesine sindi. 

Sonra imdadına siyasi konjonktür yetişti. 

A. Gül Reis’in karşısına malum lobi tarafından çıkartılmak istendiğinde ve A. Davutoğlu da Reis’e karşı bir çıbanbaşı olarak belirdiğinde fırsatı ganimet bildi. 

Reis’in affına mazhar olunca kendinde güç vehmetmeye kalkıştı. 

Reis’in Gül ve Davutoğlu dolayısıyla kendisine mecbur ve mahkûm olduğu hissine kapılarak pervasızlaştı. 

YİK üyeliğiyle beraber kibri ve özgüveni tavan yaptı. 

Ve gerçek yüzünü göstermeye başladı. 

17/25 Aralık’tan sonra dillendirdiği mağduriyet edebiyatını “KHK faciası”na dönüştürdü. 

Gelen tepkiler üzerine mecbur kalıp “Ben herkesi kastetmedim, sadece sahiden mağdur olanların varlığına dikkat çekmek istedim!” mealinde açıklamalar yapması o “malum zat”ın her zamanki gibi kendini “zeki”,  bizleri de “ahmak” gibi gören karakterinin bir parçası. 

“KHK faciası” söylemi, bir FETÖ imalatıdır. 

Bu düpedüz FETÖ ile bir suç ortaklığıdır. 

“15 Temmuz tiyatrodur!” söylemiyle “KHK faciadır!” söylemi kelimenin tam anlamıyla FETÖ propagandasıdır. 

Her iki söylemin amacı, sadece 15 Temmuz’u gölgelemek değil,  FETÖ’cüleri de cesaretlendirmektir. 

Dahası her iki söylemin hedefindeki kişi Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır. 

Hatırlatmak bile gereksiz: KHK’lar bizzat Cumhurbaşkanımızın uygulamasıdır. 

“KHK faciadır!” demek, hem Reis, hem de 15 Temmuz şanlı direnişimizle örtük bir hesaplaşmanın adıdır. 

Açık söylüyorum: Bu sözler mağduriyet kılıfı giydirilmiş bir FETÖ savunusu ve seviciliğidir. Sayın Bahçeli’nin de dediği gibi 15 Temmuz şehitlerine düpedüz ihanettir. 

Konuşan kadar konuşturanı da görecek bir siyasi bilinci kuşanmazsak acınacak durumlara düşeriz, biline!