AKP Grup Başkanı Naci Bostancı, "HDP'nin kapatılması" konusundaki tartışmalarla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Bu konudaki hukuki değerlendirmenin mahkemelerin konusu olduğunu ifade eden Bostancı, "HDP ile ilgili bizim siyasi kanaatlerimiz, hukuken ise ancak yorumlarımız olabilir. Biz siyasetle ilgiliyiz" diye konuştu.

HDP için temel sorunun, "Bir ucu demokrasiye diğer ucu ise terör örgütüne uzanan gergin bir ipin üzerinde siyaset yapması" olduğunu savunan Bostancı, şöyle devam etti:

"Biz isteriz ki demokrasi kazansın, siyaset sadece halkla kurulan ilişkiler ve onun iradesinin temsili üzerinden yürüsün. Halkın önüne çıkıp oy isteyen, nihayet Mecliste milletvekilleri ile bir temsiliyeti üstlenen her siyaset gibi HDP için de elbette demokrasinin buradaki kriterleri işliyor fakat diğer yandan terör örgütünün karanlık yapısı, ilişkileri ve tahakkümü, HDP siyaseti üzerinde bir vesayet ve demokratik arayışları ve çabaları değersizleştiren bir gölge oluşturuyor. HDP bu ikilemden çıkamadı. O yüzden çok sert eleştiriler alıyor, o yüzden özellikle terör konusundaki sessizliği sebebiyle siyaseten durduğu yer ağır bir tartışma konusu oluyor. Ayrıca kendisine yöneltilen ve merkezinde terörün olduğu eleştirilere karşı mukabelesi kendisiyle Kürtleri özdeşleştirme şeklinde bir strateji oluyor ki bu da ayrıca vahim bir yaklaşım. Bu ülkede Kürtler her siyasette var, oylarını serbestçe kullanıyorlar. Doğrusu da budur. Türkiye siyasetindeki her parti sosyal kümeleri karmaşık şekilde kendinde topladıkça demokrasi kuvvet kazanır, aksine partiler asabiyelere dönüştükçe demokrasi bundan zarar görür."

'CEVAP SİYASETTE DEĞİL HUKUKTA'

Naci Bostancı, HDP'nin kapatılıp kapatılmayacağı sorusunun cevabının siyasette değil hukukta olduğunu belirterek, "İlgili merciler bakarlar, incelerler, değerlendirirler, deliller üzerinden nihai bir hüküm verirler" ifadesini kullandı.

CHP ile HDP ilişkisine dair değerlendirmelerde de bulunan Bostancı, şöyle konuştu:

"CHP-HDP ilişkisi bakımından benim gördüğüm sorun şu: İki partinin yakın ilişkisi tamamen siyasi çıkar esasında bir iş birliği mahiyetinde. CHP, HDP'nin karmaşık konumu, demokrasi ile terör arasındaki belirsiz salınımı üzerinde herhangi bir değerlendirmede bulunmuyor, iş birliğine bir çerçeve koymuyor. Elbette isteyen parti birbiriyle ortaklık oluşturabilir, güç birliği kurar ancak bunu yaparken aritmetik toplamların ötesinde bir ufkunuz yoksa bu aynı zamanda sizin siyasi ufkunuzu da ortaya koyar. CHP'nin, dilinden düşürmediği demokrasi konusunda HDP ile ilişkileri bakımından da bir yaklaşım sergilemesi gerekmez mi? Maalesef buna şahit olmuyoruz. CHP'nin, 'dostlarına' gösterdiği ilginin onda birini olsun, sözde değil pratikte demokrasi için göstermeye davet edilmesi haklı bir beklentidir."