Gezi protestoları sonrasında Taksim Dayanışması hakkında başlatılan soruşturmada, zanlı veya mağdur gibi bir sıfatı olmamasına rağmen AKP İstanbul İl Örgütü savcılığa başvurarak dosyanın fotokopisini aldı. Hukukçular, siyasi bir partinin dosyaya müdahalesinin kabul edilemez olduğunu ifade etti.

Gezi protestoları sırasında başbakan ile görüşerek talepleri ileten Taksim Dayanışması temsilcileri 8 Temmuz günü gözaltına alındı, ardından haklarında soruşturma açıldı. Gözaltına alınanların kapıları kırılarak evleri arandı, yasal dergilere el konuldu. Eylül ayında ise dosyayı inceleyen avukatlar savcının, başbakan ile görüşmeye katılan ancak gözaltına alınmayanlar hakkında polis zoruyla ifadelerinin alınmasına ilişkin talimatı ile karşılaştı. Avukatların itirazı ile keyfi baskınlarla ilgili kararlar geri alındı. Polis zoru ile ifadesi alınması istenenler davet edilmeleri halinde savcıya ifade vereceklerini iletti. Taksim Dayanışması’na yönelik uygulamalar kamuoyunun da tepkisine neden oldu.

Cumhuriyet'ten Murat İnceoğlu'nun haberine göre, Taksim Dayanışması’na ilişkin savcı Nazmi Okumuş tarafından yürütülen, hazırlık soruşturması sürerken ilginç bir gelişme daha yaşandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuran Av. Arzu Akalın, 2013/96961 numarası ile yürütülen soruşturma dosyasının fotokopisini istedi. Av. Akalın’ın “AK Parti İstanbul İl Başkan vekili” sıfatıyla yazdığı dilekçesi 5 Ağustos 2013 tarihinde uygun bulunarak dosya fotokopisini alabileceği bildirildi. Ceza Muhakemeleri Kanunu (CMK) ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) uyarınca avukatlar soruşturma dosyasını inceleme hakkında sahipler, ancak hazırlık soruşturmasının gizli olması nedeniyle dosyanın fotokopisini alabilmesi için soruşturmada taraf olması gerekiyor.

HUKUKÇULARDAN TEPKİ

Soruşturma kapsamında gözaltına alınan Dr. Ali Çerkezoğlu’nun avukatlığını da üstlenen Erkut Güzel ise yapılanı, soruşturmayı kriminalize etme çabası olarak değerlendiriyor. Güzel, “Onların ne alakaları varmış dosya ile anlamadım. Şikâyetçi taraflar mı dosyada? Gezi sürecine operasyonel şekilde müdahale ettikleri tek dosyaydı bu. Ama hedefledikleri bütün planlar hukuken yok oldu. Mesela Ali Çerkezoğlu hakkında verilmiş yakalama kararı, ev arama kararı, üst arama kararı hepsi iptal edildi. Yakalama kararı da iptal oldu, şimdi hem şikâyet edeceğiz hâkim ile savcıyı hem de tazminat davası açacağız doğrudan hürriyetten yoksun bırakmaktan. Tam tersine önünde dosya muhtemelen dosyayı kriminalize etme, uydurma belgeler filan bulup herhalde şikâyetçi olma peşindeler. Suç vasfını arttırmaya çalışıyorlar. Bununla daha önce karşılaştım. Hopa olaylarında gelip şikâyetçi oldu sonradan AKP. Siyasi partinin faaliyetinin engellenmesi diye suç duyurusunda bulundular. Yani suç vasıflarını artırıp dosyayı daha fazla krimizalize etmeye çalıştılar. Bunu bir taktik olarak sürdürüyorlar” dedi.

Güzel, Taksim Dayanışması’nın suç örgütü gibi gösterilmeye çalışıldığını ama başarılı olmadığını ifade ederek “Muhtemelen burada AKP il örgütü de kendilerine yönelik bir açıklamayı filan baz almışlardır. Oradan şikâyetçi olup siyasi parti faaliyetine filan sokmaya çalışıyordur ki suçu ağırlaştırabilsinler. Çünkü buradan en fazla 2911 sayılı Yasa’ya muhalefet suçlaması çıkabilir. O bile olamaz çünkü Taksim Dayanışması’nın çağrılar ve faaliyetlerinde böyle bir suç söz konusu değil” diye konuştu.