Çelik, "'Biz bunları istediğimiz gibi göndeririz' diyen muhalefetin bir planı, programı var mı? Karşı tarafta bir katliam makinesi var, nasıl olacak bu?" dedi.

Çelik, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun son grup toplantısında Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'a yüklenmesine de tepki gösterdi ve "Bu son konuşması Cumhurbaşkanımıza, partimize, kabinemize karşı tam bir husumet konuşmasıdır. Bu nefret, husumet siyasetine karşı en güçlü tavrı alacağız" dedi.

Meclis'te basın toplantısı düzenleyen AKP Sözcüsü, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Bir gün gönüllü ve onurlu bir şekilde elbette dönecekler ülkelerine ama Türkiye büyük bir devlettir, biz bunları katillere teslim edemeyiz" sözlerini hatırlattı.

"BU İNSANLAR ÖLÜMDEN KAÇARAK BİZİM TOPRAKLARIMIZA GELDİ"

Çelik, açıklamasında şunları kaydetti:

"Bu insanlar ölümden kaçarak bizim topraklarımıza geldiler. Türkiye'nin politikası yok gibi konuşanların ne Suriye'deki durumu anladıkları ne uluslararası hukuku bildikleri söz konusu değil.

'Biz bunları istediğimiz gibi göndeririz' diyenlerin geçmişte yaşanmış bazı olayları hatırlaması lazım. Tek partili dönemde büyük bir yanlış yapıldı. Türkiye'ye sığınan Azeri aydınlar, Sovyetler Birliği'ne iade edildi, Stalin yönetimi bu aydınların kafasına kurşun sıktı. Cumhurbaşkanlarımız çok net bir ifade kullandı, bir gün gönüllü ve onurlu bir şekilde elbette dönecekler ülkelerine ama Türkiye büyük bir devlettir, biz bunları katillere teslim edemeyiz dedi. Bunu söyleyenlerin, bu muhalefet partilerinin, bu insanları katillere teslim etmemek için bir planı var mı? Sadece 'göndereceğiz' diye konuşuyorlar. Karşı tarafta bir katliam makinesi var, nasıl olacak bu?

"KILIÇDAROĞLU, PARTİMİZE KARŞI BİR HUSUMET SİYASETİYLE HAREKET EDİYOR"

Kılıçdaroğlu, kendisini Türkiye Cumhuriyeti yönetiminden çok Esad yönetimiyle empati kurar şekilde konumlandırmıştır.

Grup konuşmasında ilginç ve üzücü şeyler söyledi.

Siyasi partiler arasındaki mücadele, bir siyasi rekabettir. Ama Sayın Kılıçdaroğlu partimize, Cumhurbaşkanımıza karşı bir husumet siyasetiyle hareket ediyor.

Dünkü grup konuşmasında, Cumhurbaşkanımız için 'Orta Doğu'da emperyalistlerin maşasısın' diyor. Bu ifadeyi kendisine iade ediyor ve şiddetle kınıyoruz. Ne genel başkanımıza, ne Cumhurbaşkanımıza karşı kimse böyle konuşamaz. Birisi bir maşa arıyorsa bakması gereken yer, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ile empati kurmak yerine Esad rejimi ile empati kurandır.

Dünkü grup konuşmasında ahlak dışı bir konuşması daha var. Cumhurbaşkanımızla ilgili olarak, 'Aylan bebeğin ölümünden Erdoğan sorumludur' diyor. Bu kadar büyük bir yalan olabilir mi? Cumhurbaşkanımız 'O çocuklar Akdeniz'de ölmesin' diye Avrupa'da seslendi. Bu çocukların Akdeniz'de ölmesinin iki nedeni var. Onları ve ailelerini öldürmeye çalışan Esad yönetimi, o çocukların bindiği botları şişleyen, ailelerine işkence yapan Yunanistan... 

Ne diplomasi, ne dış politika biliyorlar... Gittim, görüştüm, çözdüm diyorlar. Gitmekle, görüşmekle mesele çözülecek olsa her gün görüştüğünüz 6'lı masadaki çelişkileri çözerdiniz.

Bu son konuşması Cumhurbaşkanımıza, partimize, kabinemize karşı tam bir husumet konuşmasıdır. Bu nefret, husumet siyasetine karşı en güçlü tavrı alacağız."