Akil İnsanlar heyetinin çeşitli üyeleri Diyarbakır Lice’de askerlerin karakol yapımını protesto eden halka ateş açması sonucunda 1 kişinin ölmesini, 10 kişinin yaralanmasını kınadı. Çözüm sürecinde bu tür provokasyonların meydana gelebileceğinin öngörüldüğünü söyleyen heyet üyeleri, herkese sağduyu çağrısında bulundu.

ANF’ye konuşan heyet üyeleri, 7 bölgede hazırlanan raporda çıkan sonucun halkın demokrasi ve barış iradesi olduğunu söyleyerek, derhal çözüm sürecinin ikinci aşamasına geçilmesi gerektiğini belirtti. Hükümetin karakol ve kalekol yapımı gibi barış iradesine darbe vuran girişimlerden kaçınması gerektiğinin altını çizen üyeler, bunun yanlış bir yönetim olduğunu ve bunun süreçle ilgili güveni sarsacağını ifade etti.

HALKIN İRADESİ TANINMALI

Zübeyde Teker: 7 bölgede hazırlanan raporlardan çıkan en önemli nokta halkın iradesidir. Kürt halkı daha fazla demokrasi ve kalıcı barış istiyor. Doğalığında bunu isterken kendi bölgesinde karakol, baraj yapımı olsun herhangi bir şekilde kendi güvenliğini ve doğasını ilgilendiren konuların kendisine sorulmasını istiyor. Kendisine sorulmadan yapılan herhangi bir işlem ve çalışmaya refleks gösteriyor ve bu da anlaşılır bir durumdur. Sonuçta kendi yaşamıyla ilgili izinsiz bir şekilde iradesinin kırılacağını düşünüyor. Halkın iradesini kırarak yapılan çalışmalar da halk nezdinde kabul görmüyor. Dün de Lice’de yaşanan olayda anlaşılması gereken temel nokta tam da bu bahsettiğimiz başlık altında devletin halka rağmen kendisini dayatması bir provokasyondur. Halk silahsız bir şekilde, demokratik haklarını kullanarak kendisini ifade etmeye çalışırken, atılan gazlardan kaçarken, katliam provası yapan askerlerin yaylım ateşine maruz kaldı. İnsanların sırtlarından vurulması bile saldırı pozisyonunda olamayacaklarını ortaya koyuyor. Hükümet hiç vakit geçirmeden halkın demokrasi ve barış iradesini tanımalı ve derhal çözüm sürecinin ikinci aşamasına geçmelidir. Geçmediği takdirde yaşanacak olumsuzlukların ve provokasyonların sorumlusu olacaktır.

DERHAL İKİNCİ AŞAMAYA GEÇİLMELİYDİ

Baskın Oran: En başından barış sürecini okumuş ve izlemiş olanlar için bu bir sürpriz olmadı. Çünkü Başbakan Erdoğan bu işe başlarken büyük bir cesaret gösterdi ancak gerisini getirmedi. Bana göre birinci aşamadan derhal ikinci aşamaya geçilmesi gerekti. Ateşkes ilan edildikten hemen sonra 24 saat içerisinde ademi merkeziyetçi paket kabul edilmeliydi. Edilmediği için olaylar patlak verdi. Abdullah Öcalan ve BDP’ye rağmen patlak verdi. Şimdi hiç vakit kaybetmeden acilen ikinci aşamaya geçilmeli.

KAYMAKAM VE KOMUTAN DERHAL GÖREVDEN ALINSIN !

Celalettin Can: Sayın Başbakan ile Akil insanlar toplantısında bir çok şeyin yanı sıra başta Dersim olmak üzere Kürt coğrafyasının her tarafında karakol ve kalekollar yapımını da konuştuk. Ben başbakana eğer barış diyorsak, demokrasi diyorsak, savaşın bittiğini bir tercih olarak benimsiyorsak, savaş varmış gibi karakolların yapılmaması gerektiğini ifade ettim. Başbakan da o konuşmada bize ‘Bu devlettir, devlet yol geçen hanı değildir, karakollar yapılacaktır’ dedi. Bu kamuoyuna da yansıdı. Peki sonuç ne oldu? Dün Lice’de o karakolların yapılmaması için protesto eden kalabalığa karakoldan ateş edildi, 1 kişi öldü, 10 kişi yaralandı. Başbakan AK Partinin ve barış sürecinin provokasyona getirildiğini iddia ediyorsa eğer, Lice‘deki kaymakamı ve komutanı derhal görevden alması, ateş eden askerler hakkında soruşturma açması ve karakol yapımlarına derhal son vermesi gerekir. Aksi takdirde, barış süreciyle ilgili samimiyeti çok tartışılacaktır ve zaten ortaya çıkan ciddi kuşkular daha da derinleşecektir.

Ali Bayramoğlu: Barış sürecinde sınır koruma gerekçesiyle yapılıyor olsa bile karakolların yapımı süreç ile ilgili güveni bozar ve sarsar. Bu doğru bir yönetim değildir. İnsanlara savaş duygusunu verir. Her şeye rağmen çözüm süreci devam etmelidir.

BARIŞ SÜRECİ HEBA EDİLMEMELİ

Oral Çalışlar: Öncellikle gerçekten çok üzücü bir olay. Ben çatışma üretecek politikalardan kaçınılması gerektiğini düşünüyorum. Hükümetin de Kürt tarafının da daha özenli davranmasını diliyorum. Umarım ki bu olay büyümez. Büyümemesi için de her iki tarafın özen göstermesi gerekiyor. 6 aydır iki tarafın da çocukları ölmüyor. Umarım iki tarafın da şahinleri barış sürecini baltalayacak güce ulaşmaz. Biz her zaman böyle bir süreçte karakolların yapımının yanlış olduğunu belirttik, Kürt sorununun güvenlikçi politikalarla ilerlemeyeceğini söyledik. 6 aylık büyük bir emek ve sabırla yürütülen barış süreci heba edilmemeli.

ÇÖZÜM SÜRECİNİN SONUNA KADAR TAKİPÇİSİYİZ !

Kezban Hatemi: Akil insanların 5 Mayıs 2013 tarihinde gerçekleştirilen ilk toplantısı ben bizzat başbakan Erdoğan’a hem Roboski’yi, hem karakol yapımını, hem de koruculuğun yeniden yapılandırılması konularını sordum. Erdoğan bana kesinlikle yeni karakol yapımı olmadığını, bunun bir dezenformasyondan kaynaklandığını belirtti. TOKİ’ye ihale edilen karakolların tadilat ve tamiratının yapıldığını ve bu karakolların hepsinin sınırlarda olduğunu, bunu güvenlik açısından yaptıklarını söyledi. Son akil insanlar toplantısında Celalettin Can da başbakana aynı soruları yöneltti. Başbakan da yine aynı şekilde cevap verdi. Biz çözüm sürecinde böyle provokasyonları daha önceden de öngörmüştük. Burada önemli olan soğukkanlı olup bu provokasyonları boşa çıkartmaktır. Bu da ancak barış sürecine ısrarla devam edilmesini sağlamakla olur. Kimse sanmasın ki biz raporu verdik bırakıp gittik. Biz bu çözüm sürecinin sonuna kadar takipçisi olacağız. Sivil toplum örgütleri ve yerel akiller nöbeti devralacak ve barış süreci sürecek. Ne taraftan gelirse bu provokasyonlar sürecin kesildiği anlamına gelmiyor ve gelmemesi gerekir.

MAZLUMDAN YANA ZALİME KARŞI OLMALIYIZ !

Abdurrahman Dilipak: Hak ararken insanların elbisesinin rengine ya da statüsüne bakılmaz. Ortada bir haksızlık varsa mutlaka bunun hesabı sorulmalı. Ve insanlar arkalarından tarandıysa mutlaka cezalandırılmalı. Haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik yapılırsa yapılsın, mazlumdan yana zalime karşı olmalıyız. Çözüm sürecini engellemeye çalışanlar hep çıkacaktır, önemli olan burada sağduyuyu kaybetmeden, sürece sonuna kadar sahip çıkmaktır.

ACİLEN DEMOKRATİK ADIMLAR ATILMALI

Lale Mansur: Lice’de yaşananları korkunç ve insanlık dışı buluyorum. Bu bir vahşet gerçekten. Herkesin çok dikkat etmesi gereken zor bir süreçten geçiyoruz. İnsanları tarayan askerlerin derhal görevden alınıp, yargı önüne çıkartılmaları gerekiyor. Biz son toplantıda da özellikle yapılan karakolları gündeme taşıdık ancak başbakan bize yeni karakol yaptırılmadığını, tadilat yapıldığını söyledi; ancak bu yaşanan son olay hepimizi derinden etkiledi. Demek ki karakollar konusundaki endişemizde haklıymışız. Bu tür olayların önüne geçmenin tek yolu atılması gereken demokratik adımları acilen atmaktır. Zaten 7 bölgeden de bu talep çıktı, daha ne bekleniyor ben anlam veremiyorum.

TÜM TOPLUM SAHİP ÇIKMADAN BARIŞ OLMAZ

Doğu Ergil: Yaşananlar çok vahim ve üzücü hepimiz için. Bu anlamda Türkiye’de şu anda gözlemlediğimiz barışın inşasından çok çatışmasızlığın sürdürülmesi çabasıdır. Gerçek barış şartları oluşturulmadan, kuralları belirlenmeden ve toplum bu kurallara sahip çıkmadan çatışmasızlık hali ne kadar sürdürülebilir, kestirmek zor. Halbuki barış toplumun bütün fertlerinin ve kümelerinin bir arada çatışmadan nasıl yaşayacaklarına ilişkin mutabakatın ve bu mutabakattan doğan kuralların oluşmasıdır. Siyaset bunun mimarlığını yapabilir ama işçi toplumun kendisidir. O nedenle bütün toplumun örgütlü kesimleriyle katılmadığı ve kuralların oluşturulmadığı bir süreç barış değil çatışmasızlık halidir.