Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, Türkiye, İsveç ve Finlandiya arasında Finlandiya ve İsveç'in NATO üyelik süreçleri hakkında üçlü memorandum imzalanmasının üç ülkenin halklarının zararına olduğunu söyledi.
Akdeniz, "NATO antlaşmalarından Türkiye’ye ekonomik refah gelmez. Tam tersine silahlanmaya dair yeni faturalar, yeni vergi yükleri gelir" diye konuştu.
'ASIL ZAFER BIDEN YÖNETİMİNİN'
Evrensel’e değerlendirmelerde bulunan Akdeniz şöyle konuştu:
“Madrid zirvesinde beklenen oldu. ABD, NATO cephesini genişleterek elini güçlendirdi. İsveç, Finlandiya, Türkiye mutabakatı da bunu gösterdi. Kimse ahkâm kesmeye kalkmasın; asıl zafer Biden yönetiminindir. ABD emperyalizmi Ukrayna savaşına yaslanarak bunu küresel askeri dizaynın bir devamı olarak inşa ediyor. İsveç ve Finlandiya Rusya’ya 8 dakikalık bir NATO üssü olmayı kabul ederek başlarını emperyalist savaş bataklığına sokmuştur. Türkiye de AKP hükümeti eliyle emperyalist dalaşın yancısı olmaya bir adım daha itilmiştir. Mutabakat İsveç, Finlandiya ve Türkiye halklarının zararınadır. Halkların kazanması NATO’dan çıkmakla mümkün olabilir.
'TEHLİKEDE OLAN ÜLKEMİZİN VE ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİDİR'
Türkiye’nin sokulduğu Suriye ve Ortadoğu savaşına Kafkas ve Atlantik cepheleri eklenmektedir. NATO Genel Sekreteri Stoltenberg’in dönüp dönüp Erdoğan ve ekibine teşekkür etmesi bu yüzdendir. Tehlikede olan ülkemizin ve çocuklarımızın geleceğidir. Türkiye’nin dışa bağımlılığı böylece pekişmiş oldu. EMEP diyor ki; Türkiye tüm askeri güçlerini ülkeye çekmeli, NATO’dan çıkmalı ve dünya halklarıyla barış siyasetine dönmelidir.
'NATO’YA BİZİM İKTİDARIMIZDA YER YOK'
‘Erdoğan NATO’da adım atmasa dolar başını alır giderdi’ diyenler de şunu bilmelidir: NATO antlaşmalarından Türkiye’ye ekonomik refah gelmez. Tam tersine silahlanmaya dair yeni faturalar, yeni vergi yükleri gelir. Pandemi ve ekonomik kriz bütçelerine savaş bütçeleri eklenir. Bu da halkın sırtına yıkılır. Bu yüzden sendikalar NATO karşısındaki suskunluğa son vermelidir. Madrid’de NATO’ya karşı sokağa çıkan sendikalar örnek alınmalı. Tek adam yönetimi NATO’cudur. Millet İttifakı söylemleriyle ondan da NATO’cu olduğunu ortaya koymuştur. EMEP’in düzen siyasetinden keskin farklarından biri de budur. Biz devrimci bir işçi partisiyiz. Kapitalizme, emperyalizme ve onun savaş örgütü olan NATO’ya bizim iktidarımızda yer yoktur. Halk kendi siyasal birliğini bugün de bu zemin üzerinden sağlamalıdır. Bizim de çabamız bu doğrultudadır.”