Partisinin haftalık grup toplantısında konuşmaya başlayan HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Dünya Anadil Günü dolaysıyla söze kısa bir süre önce tahliye olan Kürt siyasetçi Ahmet Türk’e bıraktı. Türk, “Şiddet özgürlük talebini susturamaz” dedi. Halkların Demokratik Partisi (HDP) haftalık grup toplantısı başladı. Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Dünya Anadil Günü dolaysıyla Kürtçe başladığı konuşmasının ardından sözü kısa bir süre önce cezaevinde çıkan Kürt siyasetçi Ahmet Türk’e bıraktı. AHMET TÜRK MECLİS’TE HDP’nin grup toplantıya Muğla ve Aydın il örgütlerinin yanı sıra son KHK ile ihraç edilen Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden akademisyenler ile kısa bir süre önce tahliye olan Kürt siyasetçi Ahmet Türk katıldı. Toplantının açılışını gerçekleştiren Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım, 21 Şubat Dünya Anadil Günü vesilesiyle açılış konuşmasını Kürkçe yaparak, anadilde eğitimin önemine dikkat çekti. Yıldırıkm, OHAL süreciyle birlikte Kürtçe yayın yapan televizyon kanalları ve gazetelerle birlikte KURDİ-DER ve Kürt Enstitüsü’nün gibi kurumların da kapatıldığını anımsattı. Daha sonra söz alan Sırrı Süreyya Önder, konuşmasına Dünya Anadil Günü dolaysıyla katılımcıları Kürtçe “hoş geldiniz” diye selamlayarak başladı. Önder, “Aydın’da İmam Hatip Lisesi’nde Kürtçe şarkı söyleyen öğrenciler hakkında suç duyurusunda bulunuluyor, kendi dilinde bir türkü söylediği için hapishaneler adres gösteriliyor. Öğrencileri selamlayarak konuşmasını sürdüren Önder, “Ahmet abi de aramızda. Ahmet abinin şahsi tarihi bu ülkenin demokrasi tarihidir. Onun tarihi Kürt halkını barış ve özgürlük talebinin tarihidir. Ahmet abiyi bu anadil gününde sizlerle bir şeyler paylaşması için davet ediyorum.” diyerek sözü Ahmet Türk’e bıraktı. Uzun süreden sonra yeniden Meclis kürsüsünden seslenen Türk, şunları söyledi: “Umuyorum ki bütün dünya dilleri özgürlüklerine kavuşur ve gönül rahatlığıyla bu günü kutlarız. Buradan sayın genel başkanlarımız diyemiyorum. Genel başkanlarımız bugün zindanda. Bugün buradan selam ve saygılarımı gönderiyorum. Biz tabi ki bunları çok yaşadık. 80’lerde, 94’te yaşadık. Şiddet politikalarının özgürlük talebi olanları susturmadığını biliyoruz, bilmeye de devam edeceğiz. Biz her zaman sorunların demokratik zeminde tartışılarak çözüleceğine inandık. Bu inancımızı bütün olumsuzluklara rağmen muhafaza ediyoruz. Halkın iradesi ile seçilmiş belediye başkanlarımızın yer halkın arasıdır, halka hizmet etmektir. Bu zeminde konuşarak, sorunlara çözüm bulacağımıza inanıyoruz. ‘KÜRTLER ÖZGÜRLEŞMEDEN ORTADOĞU ÖZGÜRLEŞMEZ’ Bu coğrafyada Kürtler demokratik özgür gelecek için mücadele ediyor. Kürtler özgürleşmeden Ortadoğu özgürleşemez. Ancak bunu da çok iyi biliyoruz ki; Kürtleri potansiyel bir tehlike olarak gören bir zihniyet var. Bugün çektiğimiz acıların sebebi bu çünkü Kürtler demokratik bir geleceği yarartacak bilgi ve birikime sahiptir. Bu nedenle Kürtler bugün hedeftir. Barışın yolu demokratik zeminde diyalog oluşturarak, tartışarak, ortak akılla sorunlara çözüm bularak, geleceğimizi ve bu bölgenin barışı sağlayabiliriz. Şartlar ne olursa olsun, çözüm diyalog ve barıştan başka bir seçenek yok. Şiddet politikaları ile halklar susturulmaya çalışıldı bugün de birçok akademisyenimiz burada, vicdan sahibi oldukları için ihraç edilmiş durumdalar. Biliyoruz ki tek seçenek barıştır. Demokratik bir geleceği hedefliyorsak birlikte barış için yüksek sesle bağıralım ve bunun mücadelesini verelim.”