Röportaj: Ali Barış Kurt-Yeni Özgür Politika

Kürtlerin bölünmek istediğine inanmadığına dikkat çeken Taylan, “Bölücülük edebiyatıyla Kürtlerin hedef alınması meseleleri daha kötü yere götürmekten başka bir şeye yol açmıyor” dedi. 

AKP’nin savaş ısrarına bir tepki de ünlü oyuncu Ahmet Mümtaz Taylan’dan geldi. Taylan, Mayıs ayında düzenlenen Cannes Film Festivali’nde ‘Büyük Ödül’ kazanan ve dünya sineması tarafından övgüyle karşılanan ‘Bir Zamanlar Anadolu’da’ adlı son filminde de başarılı oyunculuk sergilemişti. 

Taylan, barış çağrısında bulundu ve hükümete seslendi: “Eski yöntemlerden vazgeçin.”

Taylan’la savaşı ve barışı konuştuk...

‘AKP’nin süratle sertleşmesi umutları kırdı’
“Seçim öncesinde belli bir noktaya kadar süren olumlu gelişmeler umut vermişti. Doğrusu, nihayet bir barış sağlanabileceği, insanların huzura kavuşacağı umuduna kapılmıştık” diyen Ahmet Mümtaz Taylan, çatışmaların yeniden başlamasının umudunu kırdığını belirtti ve ekledi: “Hükümetin de bu kadar süratle, bu kadar gönüllü bir şekilde sertleşmesi umutları kırdı. Bir yurttaş olarak gerçekten çok üzülüyor ve bir an önce savaşın sona ermesi için üzerimize ne vazife düşer, bilmek istiyorum. Ve kesinlikle barıştan yana tavır almayı tercih ediyorum.”
Taylan, Kürtlerin bölünmek istediğine inanmadığına dikkat çekerek, “Bölücülük edebiyatıyla Kürtlerin hedef alınması meseleleri daha kötü yere götürmekten başka bir şeye yol açmıyor” dedi. 

‘Eski yöntemlerle yeni sonuçlar bekliyoruz’
Devletin silahlı yöntemde ısrar etmesine de tepki gösteren oyuncu Taylan, bu yöntemle sonuca ulaşılacağına da inanmıyor: “Hep eski yöntemleri kullanarak yeni sonuçlar beklemeye çalışıyoruz. Oysa bu, yaşamın doğasına, diyalektiğe aykırı. Eskiden yapmaya çalıştığınız şeyleri tekrarlarsanız, tabii tekrar eski karşılıkları alırsınız. Yeni yöntemler ve bakış açıları geliştirmek zorundayız. Ayrıca bunu artık sadece Kürtlerin sorunu olarak göremeyiz; Türkiye halklarının, Anadolu’nun meselesidir. Kesinlikle barış-kardeşlik temelinde çözmeye koyulmalıyız.”

‘Her şeyi tartışabilmeliyiz’
Kürtlerin kendi kimliğinden vazgeçirilemeyeceğini ifade eden Taylan, “Artık kardeşlerimizle, dostlarımızla, akrabalarımızla kavgalı görünmek istemiyoruz” diyerek, devam etti: “Türkiye değişiyorsa, dünya değişiyorsa artık bazı şeyleri kabul etmemiz lazım. Farklılıklarımızı da değiştirmeye uğraşmamalı; kimliklerinden vazgeçmelerini dayatmamalıyız. Öte yandan her şey görüşülmeli, her öneri tartışılabilmelidir. Bunu yaparken de kitlelere bilgi verilmelidir. ‘Ahaliyle, halkla bunlar konuşulmaz’ kafasından vazgeçilmeli. ‘Devlet baba’ gibi tuhaf bir egemenlik anlayışıyla bir yere varamayız.”

‘Sanatçılar korkmasın; konuşsun’
Sanatçı çevrelerin gerek üretimlerinde gerekse de bizzat konuşarak savaşa karşı tavır almasını isteyen Taylan, sözlerini şöyle noktaladı: “Sanatçı, bu meseleler hakkında yüksek sesle, çekinmeden, ‘başıma ne gelir, ne derler’ demeden görüşünü söylemeli. Artık çözümün bir parçası olmak zorundayız. Hep beraber ne yapıp edelim çözümün parçası olalım. Sivil toplum örgütleri gücünü göstererek, halk da siyasete baskı yaparak bu sorunun çözülmesini sağlamalı. Ben ülkemdeki her vatandaşı kardeşim olarak görüyorum. Bu nedenle bu sorunu sadece azap olarak değil, ayıbımız olarak da görüyorum.”