Gazeteci Hülya Kılınç, onanmış cezasının infazı için teslim olmaya gittikten sonra hastane çıkışında infaz memuru yerine ahlak polisinin eşlik etmesinin bir kumpas olduğunu söyleyerek, gazetecilere de özellikle haber verildiğini ve bu yüzden sorumlular hakkında suç duyurusunda bulundu.

Kılınç'ın avukatı Celal Ülgen tarafınfan yapılan açıklamada, "Gerekli araştırmanın yapılarak müvekkilimizin kendiliğinden istinaf mahkemesi tarafından onanmış cezasının kalın kısmının infazı için adliye gidip teslim olmasın karşın Hastaneden çıkarken hiç gereği yok iken üzerinde Ahlak Polisi yazıl yelekli kadın polis memuru gönderilerek müvekkilimizin sanki fuhuş ve kumar gibi bir suçtan gözaltına alınıyormuş gibi imaj yaratarak kendisinin küçük düşmesine yol açan ve kişilik haklarına el atan şüphelilerin tespiti ile haklarında gerekli kovuşturmanın açılarak cezalandırılmaları istemidir" ifadesine yer verildi.

Kılınç'ın kendisinin teslim olmaya gittiğinin hatırlatıldığı açıklamada, Anadolu Ajansı'nın hakkında yakalama yapıldığını yazdığı söylendi.

Kılınç'ın koronavirüs testi için emniyetten iki erkek polis ve 7 erkek adli suçlu ile birlikte Manisa Şehir Hastanesine'ne götürüldüğünün söylendiği açıklamada, çıkışta polislerin Hülya Kılınç'ın en son çıkmasının istediği ve bu süreçten sonra ahlak yazılı yelekli kadın polisin Kılınç'a eşlik ettiği kaydedildi.

Anadolu Ajansı muhabirlerinin kapıda beklediğinin kaydedildiği açıklamada, polisle birlikte Hülya Kılınç'ın fotoğraflarının çekildiği söylendi. Açıklamada, fotoğrafların özel olarak basına servis edilmek üzere kurulan kumpas ile çekildiğine vurgu yapıldı.

"POLİSLER ANADOLU AJANSI'NA HABER VERDİ"

Açıklama şu ifadelere yer verildi:

"Müvekkilimiz Hülya Kılınç’ın cezaevine götürüleceğini hastanede olduğu bilgisini yanında sürekli bulunan polislerin bildirdiği ve Anadolu ajansının özellikle kendisini takip etmeleri için üç muhabir görevlendirdiğini, fotoğraf karelerini kaçırmamaları için üç muhabire birden görev verildiğini, Muhabirler dışarda beklerken, dışarıya çıkan asayiş büroda görev yapan polislerle gazetecilerin (özellikle Anadolu ajansıyla) sohbet ettiklerini, bu sohbette içeride kimlerin olup olmadığı soran gazetecilere müvekkilimizin içeride beklediğini söyledikleri ve O sırada olmayan üzerinde Ahlak yazılı bir polisin çağrıldığını, görevli polislerinkendisinin fotoğraflarının çekileceğini bildikleri için özel olarak yeni  çağrılan ve üzerinde Ahlak yazılı kadın polisin tam kapıdan çıkacakken Hülya Kılınç’ın yanına bu kadın polisin verildiğini Hülya Kılınç’ın gazeteci arkadaşları belirtmektedir.

"FETÖ DÖNEMİNİ YANSITAN BİR KUMPASTIR"

Bir düşünce suçlusu veya gazeteden yaptığı bir haberden dolayı gözaltına alınan biri olarak değil, ahlaki değerlerden, suçlardan gözaltına alınmış gibi bir kadın imajı çizilmek istenmesi Fetö dönemini yansıtan bir kumpastır. Bilindiği gibi ahlak masasının görev alanları bellidir. Fuhuş kumar gibi olaylarda Ahlak masası ve polisleri devreye bu yeleklerle girerler. Cezası kesinleşen hükümlülerle işlemlerin yapılması için adliyeye getirilip götürüldükleri sırada infaz masasında görevli polislerin eşlik etmesi gerekirken, Kılınç’ı teslim etmesi için ahlak masasından bir kadın polisin üstelik Anadolu Ajansı ile birlikte yapılan bur kurgu ve kumpasla görevlendirilmesi kabul edilecek bir uygulama değildir. Burada müvekkilimiz kasıtlı olarak küçük düşürülmüştür. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.10.2008 gün ve 170-220 sayılı kararında da belirtildiği üzere hakaret fiilinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer kişilerin şeref haysiyet ve namusu toplum içindeki itibarı, diğer fertler nezdindeki saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir somut bir fiil ya da olgu isnat etmek veya sövmek şeklindeki seçimlik hareketlerden biri ile gerçekleştirilen eylem bireyin onur şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikteyse hakaret suçu oluşacaktır” denilmiştir. Burada Müvekkilimize karşı hakaret suçu yanında şüpheliler arasında görevi kötüye kullanma suçunun unsurları da yer almaktadır.

NE OLMUŞTU?

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi, MİT mensubunun Libya’da hayatını kaybetmesine ilişkin haberler nedeniyle yargılanan gazeteciler Ferhat Çelik, Barış Pehlivan, Hülya Kılınç, Murat Ağırel, Aydın Keser ve Barış Terkoğlu’na verilen hapis cezası kararlarını onamış, Hülya Kılınç Manisa'da tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.

Kılınç ile ilgili işlemleri infaz masası polislerinin yapması gerekirken, ahlak masasından bir kadın polis görevlendirildi. Kadın polis, “Ahlak” yazılı yeleği ile Kılınç’ı adliyeden almış ve basına bu şekilde görüntü verilmişti.

Cezası kesinleşen hükümlülerle işlemlerin yapılması için adliyeye getirilip götürüldükleri sırada infaz masasında görevli polislerin eşlik etmesi gerekirken, Kılınç'ı teslim etmesi için ahlak masasından bir kadın polis görevlendirilmesi tepkilere neden olmuştu. Görevlendirmenin infaz masasında kadın polis bulunmamasından yapıldığı iddia edilmişti.